İHD: Bir yılda en az 26 bin 632 hak ihlali yaşandı 2025-08-05 16:29:31     ANKARA - İHD Merkezi Hapishane Komisyonu'nun raporuna göre, cezaevlerinde 2024 yılı içerisinde en az 26 bin 632 hak ihlali yaşandı.   İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishane Komisyonu, "2024 Yılı Türkiye Hapishane Hak İhlallerini İzleme" raporunu merkez binasında düzenlediği basın toplantısıyla duyurdu. Komisyon üyelerinin katıldığı toplantıda raporu İHD Merkezi Hapishane Komisyonu Eş Sözcüsü Nuray Çevirmen okudu.   Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine dair çok sayıda başvuru aldıklarını belirten Nuray Çevirmen, raporun İHD Genel Merkezi, şubeleri ve bölge temsilciliklerine ulaşan başvuruların yanı sıra düzenli olarak hazırlanan cezaevi raporları ve cezaevi ziyaretlerinde elde edilen verilere göre hazırlandığını söyledi. Raporda çeşitli hak ihlallerinin bulunduğunu söyleyen Nuray Çevirmen, 2024 yılı içerisinde tüm ihlal başlıklarında en az 26 bin 632 ihlalin meydana geldiğini aktardı.   Hasta tutsaklar    Yapılan başvuru ve tutsaklarla yapılan görüşmelerde sağlık sorunlarının öne çıktığını dile getiren Nuray Çevirmen, “Ne yazık ki ağır hasta mahpuslar, hastalıklarının son dönemlerine gelmelerine rağmen tahliye edilmiyorlar. Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) kararlarını siyasi tutum izleyerek vermesi, hastane raporlarının Adli Tıp Kurumu tarafından kabul edilmemesi ve verilen raporların ya da alınan kararların ‘güvenlik’ gerekçesiyle uygulanmaması da ağır hasta ve hasta mahpusların durumlarının ciddiyetini artırmaktadır. 28 Nisan 2025 itibari ile Türkiye Hapishanelerinde tespit edebildiğimiz kadarıyla 161’i kadın ve bin 251’i erkek olmak üzere en az bin 412 hasta mahpus bulunmaktadır. Durumlarına dair yapılan tespitlere göre; ağır olarak tarif edebileceğimiz 335 mahpus bulunmaktadır. Bunlardan 230’u tek başına yaşamını devam ettiremiyor ve 105’inin de desteğe ihtiyacı bulunmakta, 188 mahpusun ise hastalıkları nedeniyle sürekli olarak kontrol edilmesi gerekmektedir. 515 mahpusun hastalıkları belirtilmesine rağmen değerlendirme için gereken detaylar olmadığından ve 2 mahpusunda ne gibi hastalıkları olduğuna dair bilgi edinilemediğinden 517 mahpusun durumlarının ağır olup olmadığına dair değerlendirme yapılamamıştır. Bu sayı sadece derneğimizin eldeki imkanlar dahilinde ulaşabildiği sayılardır. 2024 yılı içerisinde sağlık hakkı başlığı altındaki tespit edilen başlıklara dair 5 bin 526 ihlal tespit edilmiştir” diye belirtti.    ‘2024’te 818 hükümlü ve tutuklu yaşamını yitirdi’    Kutsal ve temel hak olan yaşam hakkının da pek çok kez ihlal edildiğini ifade eden Nuray Çevirmen,  “28 Kasım 2024 tarihinde Adalet Bakanlığı Komisyonu toplantısında, İdare ve Gözlem Kurullarının uygulamalarının işleyişine ilişkin Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit’in sorduğu soruya 5 Aralık 2024’te gelen cevapta ‘2024 yılının ilk 11 ayında ceza infaz kurumlarımda hayatını kaybeden tutuklu ve hükümlü sayısı 709’dur’ şeklinde cevap verilmiştir. 17 Aralık 2024 tarihinde de CHP İzmir Milletvekili Yüksel Taşkın tarafından Adalet Bakanlığı’na verilen soru önergesine Bakan Yılmaz Tunç imzalı olarak 30.05.2025 tarihinde cevap verilmiştir. Bu cevapta da ‘Bakanlığımız kayıtlarının incelenmesinden 2024 yılında ceza infaz kurumlarında farklı sebeplerle hayatını kaybeden toplam 818 hükümlü ve tutuklu bulunduğu anlaşılmıştır’ denilmektedir. Dernek olarak cezaevlerinde tespit edebildiğimiz kadarıyla yaşamını yitiren mahpus sayısı 55’dir” dedi.    Açlık grevleri ve tecrit     Raporda cezaevlerinde gerçekleştirilen açlık grevlerine dair de veriler paylaşan Nuray Çevirmen, 157 tutsağın açlık grevi veya ölüm orucu eylemi yaptıklarına dair başvuru aldıklarını kaydetti. Nuray Çevirmen, 27 Kasım 2023 tarihinde tutsakların İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevinde sürdürülen tecridin sonlandırılması, işkence ve kötü muamele, sürgün, keyfi disiplin cezaları, tutsakların sağlık sorunlarının zamanında ve etkili bir şekilde çözülmemesi, ağır hasta tutsakların tedavi edilmemesinin yanı sıra hücre cezaları, İdari Gözlem Kurulu kararları ile tutsakların tahliyelerinin engellenmesi, infaz yakmalar, cezaevi kötü fiziki yapısı ve koşullarına karşı başlatılan süreli ve dönüşümlü açlık grevine 91 cezaevinde toplam bin 997 tutsağın girdiğini belirtti. 4 Nisan 2024 tarihi itibariyle açlık grevine son verilirken, eylemin telefon görüşüne, mahkeme ve aile görüşlerine çıkmama olarak sürdürüldüğünü söyleyen Nuray Çevirmen, tutsakların bu eylem biçimini ise 3 Temmuz 2024 tarihinde sonlandırdıklarını hatırlattı.    Onur kırıcı uygulamalar    İşkence, kötü muamele ve onur kırıcı uygulamalarda ciddi bir artış olduğunun altını çizen Nuray Çevirmen,  darp, tehdit, hakaret, provokatif yaklaşımlar, çıplak arama, ağız içi arama, ayakta sayım, telefonda tekmil, askeri nizamda tek sıra yürütme, havalandırma hakkı engellenmesi, oda ve koğuşlarla ilgili yaşanan sorunlar ile ajanlık dayatması, kameraların yaşam alanlarını görmesi, baskın aramalar, eşyaların dağıtılması, polislerin jandarma yeleği giyerek aramaya katılması, yakınları ağır hasta olanlara görüş hakkı ve yakınları vefat edenlere cenazeye katılım hakkı tanınmaması, tecrit gibi çeşitli başlıklar altında 4 bin 745 ihlalin tespit edildiğini açıkladı.   İletişim sosyal faaliyetlere dönük ihlaller   Sosyal faaliyetlere dönük hak ihlallerinde 4 bin 28, haberleşme hakkı ihlallerinde 4 bin 474, bilgiye erişim hakkı ihlallerinde ise 3 bin 261 ihlalin tespit edildiğini kaydeden Nuray Çevirmen, Yeni Yaşam, Evrensel, Birgün gazetelerinin “basın ilan kurumundan resmi ilan ve reklam alınmaması” gerekçesiyle verilmediğini söyledi. Nuray Çevirmen, ayrıca cezaevi idaresi tarafından belirlenen kanallar dışında hiçbir televizyon kanalının izlenilmesine izin verilmediği,  ayrıca bazı cezaevlerinde tutsakların kantinden satın alıkları radyoların toplatıldığını belirtti.    Kadın ve çocuk tutsaklar    2 Aralık 2024 tarihi itibariyle 12 bin 993 hükümlü ve 3 bin 426 tutuklu olmak üzere 16 bin 419 kadın tutsağın cezaevlerinde tutulduğunu aktaran Nuray Çevirmen, 2 Eylül 2024 tarihi itibarıyla cezaevlerinde anneleriyle birlikte kalan sıfır- altı yaş grubu çocuk sayısının 759 olduğunu söyledi. Nuray Çevirmen, anneleriyle birlikte kalan çocukların sağlıklı gelişimlerinin engellendiğini ve sağlık haklarının da ihlal edildiğini belirtti. 16 cezaevinde 81 kadın tutuklu tarafından işkence ve kötü muamele iddiası, sağlık hakkına erişim ihlali, iletişim ve haberleşme hakkının engellenmesi, adil yargılanma hakkının ihlal edilmesi, hijyen ve temizlik malzemelerinin verilmemesi, sıcak ve temiz suya erişim problemleri, yaşam alanlarını gören kameralar ve daha pek çok sorun nedeniyle Türkiye’de başvuru yaptığını, Irak’ta bulunan Bağdat Rufasa Hapishanesi’nden 26 başvuru olmak üzere 107 kadının başvuru yaptığını aktardı.    Dezavantajlı tutsaklar   12-18 yaş arası çocuklardan iki başvuru, vatandaş olmayan tutsakların yaşadığı sorunlara dair ise 68 başvuru aldıklarını kaydeden Nuray Çevirmen, şöyle devam etti: “Türkiye hapishanelerinde tutulan LGBTİ+’lara dair sayısal veriler hakkında bilgimiz bulunmamaktadır. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü bu konuda herhangi bir bilgi açıklamamaktadır. Ancak avukatlarımızın takip ettiği davalar, bize ulaşan başvurular ve edindiğimiz bilgiler ışığında LGBTİ+ bireylerin hapishanelerde ciddi ayrımcılık, transfobik ve homofobik tutumlara maruz kaldıklarını biliyoruz. Türkiye hapishanelerinde en fazla hak ihlaline uğrayan dezavantajlı gruplardan birini de engelli mahpuslar oluşturmaktadır. Engelli mahpuslara dair de Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından bir veri paylaşılmıyor. Ancak kurumumuza yapılan başvurular sonucunda fiziksel ve zihinsel engelli mahpusların durumlarından sınırlı ölçüde bilgimiz olabiliyor. İşkence ve kötü muamelenin önlenmesi aynı zamanda mahpusların insani koşullarda tutulma ve insani muamele görmeleri yükümlülüğünü de beraberinde getirmektedir. Ancak yapılan başvurularda engelli mahpusların tutulma koşulları, sağlığa erişim hakları, haklara erişebilirlik noktasında pek çok ihlale maruz kaldığını göstermektedir. Yaşamış oldukları sorunlara dair yoğun bir şekilde başvuru alınmaktadır.”