‘GES projesi kurumları yanıltarak hazırlanmış’ 2025-05-10 09:05:09   Pelşin Çetinkaya   AMED - Cixsê kırsal mahallesinde kurulmak istenen GES’lere karşı konuşan mahalle sakinleri, evlerinin yanı başında hayata geçirilecek olan GES projesi için kendilerine haber verilmediğini ve mahallelerinde bütün canlıları olumsuz etkileyecek olan GES’lerin kurulmasına izin vermeyeceklerini kaydetti.   Amed’in Pasûr (Kulp) ilçesine bağlı Cixsê kırsal mahallesinde bulunan ve yerleşim yerine 48 metre uzaklıktaki mera alanında, VBZ adlı inşaat şirketi tarafından Güneş Enerji Sistemi (GES) kurulmak isteniyor. VBZ İnşaat ve Ticaret Limited Şirketi tarafından hayata geçirilmek istenen ve toplam maliyeti 175 milyon TL olan proje kapsamında, köy merasına 40 bin güneş paneli yerleştirilmesi planlanıyor. 25,71 hektarlık alana kurulması planlanan santral, 30 bin 909 güneş paneli ve 17 MWh kapasiteli lityum-iyon enerji depolama tesisinden oluşuyor. Ayrıca, panellerin kurulacağı alanlar mahalle sakinlerinin yaşam alanlarına yakınken, hayvanların ise yaşam merkezinin içerisinde yer alıyor. Proje için 23 Ocak’ta Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı tarafından “Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) olumlu” kararı verildi. Karar, 28 Ocak’ta Diyarbakır Valiliği sitesinde duyuruldu.     Karara tepki gösteren mahalle sakinleri, Amed Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu’na başvurarak konuyu mahkemeye taşıma talebinde bulundu.   Proje, tüm canlıları olumsuz şekilde etkiliyor   Projenin mahallede yaşayan tüm canlılara zarar vereceğini ifade eden Amed Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu’ndan Berfin Kılıçüstün, “Bu proje, 31 bin güneş enerjisi panelinden ve elektrik depolama tesislerinden oluşuyor. Projenin köydeki haneye uzaklığı 48 metre ve evlere çok yakın. Bu durumun sağlık problemlerine yol açacağını belirttik. Elektromanyetik dalgaların oluşacağına ve ışımaların meydana geleceğine dair açıklamalarımız oldu. Köyde çok sayıda büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık var. Halkın geçim kaynağı mera hayvancılığı. Proje, köyün tek işlevsel mera alanı üzerinde kurulacak.   Aynı zamanda, köyün proje faaliyet alanının tam ortasında bir yapay gölet var. Göletin amacı; hayvanların su ihtiyaçlarını karşılamak. Projeyle beraber gölet de kullanılamayacak. Bu durum da hayvancılık faaliyetini sekteye uğratacak. Bunun sonucu olarak halk göç etmek zorunda kalacak. Köy halkı, ‘Havalar elverişli olduğu müddetçe hayvanlarımızı dışarı çıkarıyoruz. Onları otlatıyoruz. Yem almaya gücümüz yok, mera hayvancılığı yapıyoruz.’ dedi. Bölgede endemik bitki türleri var, proje dolayısıyla bölgedeki flora ve fauna zarar görecek. Bununla ilgili bir öneri ÇED raporuna sunulmadı. O bölgede yaşayan hayvanlara ne yapılacağına, nasıl koruma altına alınacaklarına dair önlemler alınmamış. Hayvanların yakındaki başka arazilere gideceklerini ve yaşamlarını sürdüreceklerini söylemişler” sözlerine yer verdi.   ‘Kurumları yanıltarak bir proje hazırlanmış’   Berfin Kılıçüstün, bu kadar devasa bir projede mahalle sakinlerinin sağlığının gözetilmediğine dikkat çekerek şunları söyledi: “Projeye ilişkin ÇED raporunda göletin ve alanın fotoğrafları kullanılmamış, başka bir araziye ait fotoğraflar kullanılmış. Kurumları yanıltarak bir proje hazırlanmış. Belgede sahtecilik suçundan dolayı bunun sorumluları hakkında suç duyurusunda bulunduk. Halk bu projeyi istemiyor. Kurumlara başvuruyor, direniş gösteriyorlar. Projenin istenilmemesine rağmen ÇED olumlu kararları veriliyor. Bu duruma dair toplantı gerçekleştirdik. Bu karara karşı Amed 4’üncü İdare Mahkemesi’nde iptal davası açtık. Dava, projeyi durdurmuyor. Bu durumda şirket gidip çalışmalara başlayabiliyor. ÇED raporunda projenin 8 ay içerisinde bitirileceği taahhüt ediliyor. Türkiye’deki mahkeme süreçlerinde, 8 ay sonunda proje tamamlanmış olacak. Bu nedenle yürütmeyi durdurma kararı almamız kritik. Yapılması gereken her şeyi yapacağız. En büyük temennimiz, halkımızın temel geçim kaynağının elinden alınmasına izin vermemek."   Mahalle sakinleri projeden habersiz   Projeden mahallede yaşayanların haberi olmadığını, projeyi tesadüfen öğrendiklerini belirten Kudret Güzel, “Biz meramızın talan edilmesini istemiyoruz. Güneş paneline karşı değiliz ama insanların yaşam alanı da kısıtlanmasın. Buraya paneller kurulursa hem yaşam alanlarımız kısıtlanır hem de hayvancılık yapamayız. Küresel ısınma daha da artacak. Bu sene köyümüze hiç kar yağmadı. Yanı başımızdaki köyde su akmıyor. Kar yağmayınca yer altı su kaynaklarımız beslenmiyor. Kendi köyümüzün suları bile azaldı. O yüzden istemiyoruz. Projeyi yapanlar önce burada yaşayan insanların rızasını almalı. Hiç kimse buraya gelip bizden izin istemedi. Burada yaşayanlar projeyi tesadüfen öğrendi. Öğrenmemiş olsaydık şu an o proje çoktan kurulmuş olurdu” dedi.   ‘Bütün gücümüzle karşıyız’   Mahalle sakinlerinin aylardır bu konu hakkında mücadele ettiğini dile getiren Kudret Güzel, “Güneş panellerine karşı değiliz, yenilenebilir enerjiler olsun, doğal yaşam olsun ama burada yaşayan insanların hayatını kısıtlamaya kimsenin hakkı yok. İstemiyoruz. Bütün gücümüzle bunun karşısındayız. Daha farklı bir yere yapılsın; taşlık, hayvancılığın olmadığı bir yere yapılsın. Ben şehirden geldim, burada ipek böceği bakıyorum. Gelip burada ev yaptım, kaç yıl sonra burada yaşayacağım. Çocuklarımız, torunlarımız burada büyüyecek. Bizden sonra gelecek nesillere temiz bir doğa bırakmak istiyoruz. Buradaki mera, çevredeki köylerin de merası. Meşelikler var, bunlar harap olacak. Biz ipek böceği yetiştiriyoruz, dut yaprağı ile besleniyoruz ama kozalak meşe ağacının içinde oluyor. İpek böceği gidip onun içinde büyüyor. Kulp, ipek böceği üretiminde birinci sırada. Her şey bir bütün olarak işliyor. Meşe olmazsa koza da olmaz” ifadelerini kullandı.   ‘Memlekete saldırıyorlar’   Bir diğer mahalleli Feryaz Şeker ise,  “Bize zulüm ediyorlar. GES’lerin köyümüze kurulmasını istemiyoruz. Mağduruz. Bir insan, başka bir insana bu kadar zulmü nasıl yapar? Biz hayvancılık ve ipek böcekçiliği ile geçiniyoruz. Bizden habersiz köyümüze baraj yapıyorlar, meramızı kapatıyorlar. Aç gözlüler ve memlekete saldırıyorlar. Bu memleket herkese yeter. Köylüye ‘izin var mı’ diye sormadılar. Biz nereye gideceğiz? Yarınki nesillere ne bırakacağız? Köylü, milletin efendisidir. Köydekiler olmasa insanlar ne yiyecek? Üretim köylüde. Hiçbirimiz bunu kabul etmiyoruz. Hakkımızı Allah’a havale ediyoruz” dedi.    ‘Malımıza, mülkümüze konuyorlar’   Mahallelilerden Nuriye Şeker de, “Allah hakkımızı yerde bırakmasın. Şükür, ineklerimiz, koyunlarımız, bahçelerimiz, meyvelerimiz bol. Burada ipek böceği yetiştiriyoruz. Bir inek 10 kişiyi geçindiriyor. Böyle bir şeyi sadece bize dayatabiliyorlar. Biz ‘yapmasınlar’ demiyoruz, yapsınlar ama insanların yaşamadığı, doğanın zarar görmediği yerlere yapsınlar. Malımıza, mülkümüze konuyorlar. Biz nereye gideceğiz? Hiç kimseye söylemeden, habersiz yapmışlar. Görmeseydik bize söylemeyeceklerdi. Umudumuz Allah’a kaldı. Haber yayınlarından da sesimizi duyurmalarını istiyoruz. Ölüme kadar bunu kabul etmeyeceğiz. Bizim çocuklarımız, torunlarımız var. Hepsi işçi mi olacak, memur mu? Bu zulüm karşısında nasıl yaşayacaklar? Köydeki her şey doğal. Bu barajın yapılmasına hepimiz karşıyız. Bize yapılanları Allah kabul etmesin” ifadelerini kullandı.      ‘Zarar veren hiçbir şeyi istemiyoruz’   Son olarak konuşan mahallelilerden Halide Güzel ise şöyle konuştu: “Hayvancılık yapıyoruz. İneklerimiz ve koyunlarımız var. Radyasyon gibi şeylere karşıyız. Bağımız, bahçemiz, hayvanlarımız var ve hepsinden faydalanıyoruz. Fabrikamız var, bu durumdan etkileniyor. Ne olursa olsun, kabul etmiyoruz. Bizim bundan haberimiz yoktu. Kendi aralarında karar vermişler, itiraz dilekçeleri hazırlanmış, açığa çıkmış. Ondan sonra haberimiz oldu. Bu saatten sonra ne yapabiliriz? Burada yaşadığımız sürece buna izin vermeyeceğiz, istemiyoruz. Ben çobanlık yapıyorum, arkadaşlarım da çoban. Geçimimizi hayvancılıkla sağlıyoruz. Zarar veren bir şeyi istemiyoruz.”