Muhabirin alıkonulma gerekçesi: Sürekli Kürtçe konuşmasıymış! 2025-05-06 16:31:23   DÎLOK - Polislerin şikayetiyle hakkında dava açılan gazeteci Derya Ren’in görülen ilk duruşmasında şikayetçi polisler muhabirimiz Derya Ren’in alıkonulma gerekçesinin “Sürekli Kürtçe konuşması” olduğunu itiraf etti.    Bir kadının katledilmesi haberini takip etmek için 7 Ocak'ta Dîlok'un Belqis (Nizip) ilçesine giden ve ardından polisler tarafından "makul şüphe" iddiasıyla alıkonulan muhabirimiz Derya Ren hakkında “hakaret” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması görüldü. Nizip 5’inci Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davanın duruşmasına gazeteci Derya Ren ve avukatlarının yanı sıra Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) ve Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) üyesi gazeteciler de hazır bulunurken,  şikayetçi olan polisler Ferhat Aygün, Mehmet Uzunaslan, Mevlüt Sarıkaya ve Mustafa Pala ve avukatları da duruşmada bulundu.    Duruşma kimlik tespitiyle başladı.    Ardından beyanda bulunan Derya Ren, “Kadın katliamı için buraya gelmiştim. Beni saatlerce GBT bahanesiyle beklettiler. Ailem üzerinden soru sormaya başladılar. Bu soruları savcılığın sorabileceğini söylediler. Ağza alınmayacak sinkaflı küfürler edildi. Ben de bu küfürleri kabul etmediğimi söyledim. İlk düzenlenen emniyet tutanağını da söylemediğim sözler yazılı olduğu için emniyet ifadesini imzalamadım” dedi.    Ardından şikayetçi olan polislerden Ferhat Aygün, ilk emniyet ifadesinin aksine GBT yapıldığını iddia etti.    Yeterli şüphe: Kürtçe konuşmak    Ardından Ferhat Aygün’e soru soran avukat Ahmet Taş, Derya Ren’in neden ihbar edildiğini, GBT sorgusunda neden çok uzun süre bekletildiğini ve yeterli şüphenin ne olduğunu sordu. Ferhat Aygün ihbarın “Siyah giyimli elinde laptop olan sürekli Kürtçe konuşan bir kadın” şeklinde yapıldığını ve bunun üzerine TEM Şube olarak olay yerine gittiklerini söyledi.    TEM Şubeden Mustafa Pala isimli polis ise “Terörden kaydı bulunan kişi bana terörist diyemez” diyerek kendisini savundu. Güvenlik ekibinden Mevlüt Sarıkaya, ise gelen ihbarda “Sürekli Kürtçe konuşuyordu” ibarelerini kullanması dikkat çekti.    ‘Kürt ve kadın kimliği hedef alındı’   Ardından savunma yapan avukat Ahmet Taş, “Müvekkilim 1 saat 40 dakika bekletiliyor. Beyanlardaki çelişkiler de göz önünde. Ayrıca müvekkilimiz kadın ve Kürt kimliği ve JİNNEWS’te çalışması sebebiyle hedef alınmıştır” diyerek beraat talebinde bulundu.    Ardından mütalaa veren savcı, “kamu görevlisine alenen hakaret” cezasıyla Derya Ren hakkında ceza talebinde bulundu.    ‘Dosyada hakaretlere yer verilmedi’   Mütalaaya karşı savunma yapan avukat Ahmet Taş, savcılığın somut delil sunmadan ceza istendiğini belirterek, “İddianamede sadece tutanak ve müvekkil beyanları var. Bu haliyle zaten somut bir delil yok. Bu haliyle bir mütalaa verilmemeliydi. Müvekkiller kimseden üstün değildir. Savcılığa şikayette bulunuyor. Nizip gibi küçük bir yerde bu kadar uzun süre müvekkilimizin tutulması hayatın olağan akışına aykırıdır” diye konuştu. Ahmet Taş, “Herhangi bir gözaltı kararı yok. Müvekkilimiz alıkonuluyor. Orada hukuksuz bir uygulama yapılıyor. Kendisi de hakarete uğruyor ama dosyada yer almıyor” dedi.    ‘Müvekkilime hakaret edildiği gibi dava açılıyor’   Devamında söz alan Derya Ren’in avukatı Dicle Aksu, “Mütalaaya katılmıyoruz. Daha önceki soruşturmada kovuşturmaya yer olmamasına rağmen böyle bir mütalaa verilmiştir. Müvekkilimize ağza alınmayacak sinkaflı küfürlerde bulunulduğunu bize söylemiştir. Keyfiyetle bekletildiği yetmiyor, kendisine hakaret ediliyor, bu da yetmiyor üzerine bir de kendisine dava açılıyor” ifadelerini kullandı.    Polislerin avukatı Emirhan Uzunaslan, “Biz sizin seviyenizde değiliz” sözleriyle Derya Ren ve avukatları Dicle Aksu ve Ahmet Taş’ı hedef aldı.    Beyanların ardından, mahkeme heyeti  dosyayı yeniden incelemek için duruşmayı 24 Haziran’a erteledi.    Ne olmuştu?    Bir kadının katledilmesi haberini takip etmek için 7 Ocak'ta Dîlok'un Belqis (Nizip) ilçesine giden JINNEWS muhabiri Derya Ren, araç beklediği sırada polisler tarafından "makul şüphe" iddiasıyla alıkonuldu. Derya Ren, kendisini alıkoyan polislerin, hakkında yakalama kararı bulunan kardeşine ve ailesine küfür etmesine karşı çıktığı için "polise mukavemetten" gözaltına alındı. "Polise mukavemet" iddiasıyla gözaltına alınan Derya Ren'e emniyette "polise hakaretten" işlem yapıldı. İfade işlemlerinin ardından Derya Ren, serbest bırakıldı.     Polisler Ferhat Aygün, Mehmet Uzunaslan, Mevlüt Sarıkaya ve Mustafa Pala'nın "hakaret" şikayeti iddiasıyla Nizip Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturmada, delil yetersizliğinden "kovuşturmaya yer yok" kararı verildi. Ancak polislerin itiraz ettiği Nizip Sulh Ceza Hakimliği, "kovuşturmaya yer yok" kararının kaldırılmasını hükmetti.    Kararın ardından Nizip Cumhuriyet Başsavcılığı yeniden açılan "hakaret" soruşturmasında Derya Ren hakkında iddianame hazırladı. İddianamede savcılık polislerin Derya Ren ve ailesine yönelik hakaretlere yer vermezken, Derya Ren'in buna karşı kendisini savunmasını ise "hakaret" olarak değerlendirildi. Polislerin beyanlarının dışında herhangi bir somut delilin sunulmadığı iddianamede, Derya Ren'in üzerine atılı suçu işlediğine dair yeterli delil ve şüphenin bulunduğu savunuldu.    İddianame, sunulduğu Nizip 5'nci Asliye Ceza Mahkemesi tarafında kabul edildi.