Akdeniz halkı: Sokaklarda nöbet tutmaya devam edeceğiz 2025-01-13 13:09:36   MERSİN - Akdeniz Belediyesi'ne kayyım atamasına karşı yapılan açıklamada, "Bu ülkede ne hak ne hukuk var. Ülkeye barış ve adalet gelene kadar sokaklarda nöbet tutmaya devam edeceğiz" denildi.   Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) yönetimindeki Akdeniz Belediyesi eşbaşkanları ve meclis üyeleri tutuklanırken belediyeye İlçe Kaymakamı Zeyit Şener kayyım olarak atandı. Tutuklama ve atanan kayyıma karşı Mersin'in Akdeniz ilçesinde bulunan Özgür Çocuk Parkı'nda yüzlerce kişinin katılımıyla açıklama yapıldı. Kayyum rejimi halk iradesine bir darbedir" pankartının açıldığı açıklamaya, Barış Anneleri, DEM Parti Mersin milletvekilleri, il ve ilçe temsilcileri, CHP Mersin il başkanı, birçok sivil toplum kuruluşu ve çok sayıda yurttaş katıldı. Açıklamada "Direne Direne kazanacağız, kurtuluş yok tek başına ya hiçbirimiz ya hep beraber, hak hukuk adalet" sloganları atıldı.   'Kayyım irade gaspıdır'   Açıklamada konuşan DEM Parti Mersin İl Eşbaşkanı Bedriye Kuş, barışın konuşulduğu bu süreçte iktidarın kayyım darbesini faşizmin bir yönetim aparatı olarak kullanmaya devam ettiğini belirtirken, "Bütün ülkede barış umudunun yükseldiği bir eşikte iktidar, kayyım darbesini faşizmin bir yönetim aparatı olarak kullanmaya devam ediyor. Bir halklar ve inançlar bahçesi olan Akdeniz’e kayyım atanması demokratik, toplumcu ve kadın özgürlükçü yerel yönetim anlayışımızın Türkiye halklarıyla buluşmasını engelleme amaçlıdır. Bir kez daha, demokrasi ve halk iradesine yapılan bu alçakça saldırıyı lanetliyoruz. İçişleri Bakanlığı, kayyım atamalarını meşrulaştırmak için yargıyı ve güvenlik güçlerini birer alet olarak kullanarak, bir kılıf hazırlamıştır. Bu, tam anlamıyla bir irade gaspıdır; bu bir siyasi darbedir" ifadelerini kullandı.   'Kayyım, demokrasi mücadelesi veren halklara karşı bir suçtur'   AKP-MHP iktidarının, yargıyı, polisi ve siyaseti bir araya getirerek, muhalefeti susturmayı amaçladığını dile getiren Bedriye Kuş, "Kürt halkı, kendi kendini yönetme hakkından mahrum bırakılmakta; bu da onların AKP MHP iktidarı tarafından yurttaş olarak görülmediğini ortaya koymaktadır. 'Sen halk değilsin, sen yurttaş değilsin' diyen bir anlayışla karşı karşıyayız. Bu, sadece yerel bir sorun değil, tüm Türkiye’de demokrasi mücadelesi veren halklara karşı işlenmiş bir suçtur. Kayyım rejimi, sadece Kürt halkının değil, tüm Türkiye halklarının siyasi iradesine yönelik bir tehdittir" sözlerine yer verdi.   'Alanlarda olacağız'   Kayyım darbesini kabul etmediklerini belirten Bedriye Kuş, "Artık yeter! Bu kayyım uygulamaları, yerel yönetimlerin halkla olan bağlantısını kopartmakta ve demokrasiyi bir kez daha tehdit etmektedir. Biz halkın iradesini savunmak ve kayyım politikalarına karşı direnmek için alanlarda olacağız. Halkımızın yerel iradesine sahip çıkmak, bizim temel görevimizdir. Bizler 'Barışı da İrademizi de Savunacağız' şiarıyla hem savaşa karşı onurlu barış mücadelesini hem de halk iradesini savunarak demokrasi mücadelesini yükselteceğiz. Bu nedenle tüm demokratik kamuoyuna çağrımızdır: Kayyım uygulamalarına karşı tek ses olalım, irademizi savunalım" şeklinde konuştu.   'Tüm kayyımları tarihin çöplüğüne atana kadar mücadelemiz sürecek'   DEM Parti Riha Milletvekili Dilan Kunt Ayan, iktidarın faşist ve baskıcı uygulamalarıyla karşı karşıya kaldıklarını belirtirken, "3 gün önce faşist ve baskıcı iktidarın uygulamalarıyla güne uyandık. 3 gün boyunca kurmaca gizli tanıklarla arkadaşlarımızı suçlayan iddialarla karşı karşıya kaldık. Eşbaşkanlarımızın ve meclis üyelerinin yapmış olduğu tek bir suç yok. İktidarın kurmaca şeyleri ile bir kumpas yaratılmaya çalışılıyor. Bu kumpasın amacı, halkın seçme ve seçilme hakkını gasp etmek. Bu halk sizin tekçi ve gaspçı zihniyetinize inanmıyor. Şunu bir kez daha ifade edelim ilçesi sadece bir ilçeden ibaret değildir. 90'larda yüzyıllık faşist aklından dolayı yurttaşların buraya göç ettiği bir yerdir. Halkların bir arada yaşama umudunu yeşerttiği bir yerdir. Faşist akıl bu yüzden buraya saldırıyor. Her ne kadar faşist akıl buna izin vermese bile halkaların ortak birleşimi ile bunu yeneceğiz. Tüm kayyımları tarihin çöplüğüne atana kadar mücadelemiz sürecek. Direnişimiz burada başladı bu politikalar son bulana kadar devam edecek" ifadelerini kullandı.   'Barış dedikçe savaş çıkıyor'   Açıklamada son olarak konuşan Barış Annesi Emine Eren, barış dedikçe karşılarına savaşın çıktığını ifade ederek, "Biz ne kadar barış diyoruz savaş ve gasp geliyor, karşımıza biz barış anneleri olarak sokaklarda barış olsun diye geziyoruz. Ülkeye barış gelsin diye. Barış anneleri bu gaspa karşı direneceğiz ve haksızlığı kabul etmeyeceğiz. Bu ülkede ne hak ne hukuk var. Ülkeye barış ve adalet gelene kadar sokaklarda nöbet tutmaya devam edeceğiz" dedi.   Açıklamanın ardından kitle yürüyüş yaptı.