İHD’den Cumartesi Anneleri’ne destek açıklaması 2023-10-21 12:43:15       HABER MERKEZİ - İHD, Cumartesi Anneleri’ne destek amacıyla yaptıkları açıklamada, Fehmi Tosun’un akıbetini sorarak, “Kayıplarımızı sormaktan vazgeçmeyeceğiz” diye vurguladı.    İnsan Hakları Derneği (İHD), “Failler belli, kayıplar nerede” şiarıyla yıllardır Galatasaray Meydanı’nda gerçekleştirdikleri eylemleri, engellenen Cumartesi Anneleri’ne destek eylemlerine birçok kentte yaptıkları açıklamalarla devam ediyor.    Ankara   İHD Ankara Şube, Cumartesi Anneleri’ne destek amaçlı Şube binalarında basın toplantısı düzenleyerek, 19 Ekim 1995 tarihinde yakın arkadaşı Hüseyin Aydemir ile kahvaltı ettikten sonra bir daha evine dönemeyen Fehmi Tosun’un akıbetini sordu. Açıklamayı, İHD üyesi Sevil Turgut yaptı.   ‘Kaybedilen sevdiklerimiz bulunsun dediğimiz için polis şiddeti artıyor’   Demokratik yönetimlerde kamu idaresinin öncelikli görevinin, bireyin hak ve özgürlüklerini güvenli bir biçimde kullanmasını sağlamak olduğunu söyleyen Sevil, Beyoğlu Kaymakamlığı’nın ise Anayasa Mahkemesi’nin “haklı ve ikna edici” bulmadığı gerekçelerle, Anayasa’ya aykırı yasaklama kararları alarak hak ve özgürlüklerinin kullanılmasına engel olduğunu kaydetti. Sevil, “Gözaltında kaybedilen sevdiklerimiz bulunsun talebimize devleti yönetenler, dozu gittikçe artan polis şiddeti ile karşılık veriyor. 28 haftadır İstiklal Caddesi ve Galatasaray adeta açık işkence mekanına dönüşmüş durumda. Galatasaray’dan yükselen ‘Kayıplarımız nerede?’ feryadımıza şimdi işkence çığlıklarımız eşlik ediyor. Barışçıl bir eylemde kendilerine yönelik her türlü saldırıya karşı direnmeyen insanlara yönelik bu şiddeti ne ile açıklayabiliriz? Bu şiddet, ‘çocuklarımızı bulun’ talebini dile getirmekten, bu talebin mekanı olarak simgeleşmiş Galatasaray Meydanı’ndan vazgeçmemeye, en önemlisi ‘biz varız, buradayız’ deme inadına yönelik bir şiddet” dedi.   Çocukları ve eşi gözü önünde kaçırıldı   Fehmi’nin 19 Ekim 1995 tarihinde arkadaşıyla buluştuktan sonra arkadaşıyla birlikte bir daha evlerine geri dönemediğini dile getiren Sevil, Fehmi Tosun’un akşam saatlerinde silahlı, telsizli, sivil giysili üç kişi tarafından 34 UD 597 plakalı beyaz Renault araçla evinin önüne getirildiğini eşi ve çocukları Fehmi’nin yanına koşunca zorla araca bindirilerek götürüldüğüne tanıklık ettiklerini aktardı. Sevil, “Hemen Avcılar Karakolu’na giden Hanım Tosun olanları anlattı, eşini kaçıran aracın plakasını verdi ve duruma müdahale edilmesini istedi. Plakayı kontrol eden ve telefonla görüşmeler yapan polisler ‘Bizim yapacağımız bir şey yok’ dedi.  Hanım Tosun ve İnsan Hakları Derneği tüm yasal yollara başvurdu, olayı hükümetin ilgili birimlerine ve kamuoyunun gündemine taşıdı. Ancak Fehmi Tosun’un gözaltına alındığı kabul edilmedi ve kendisinden bir daha haber alınamadı” diye belirtti.    ‘Etkin bir soruşturma yapılmadı dava zamanaşımına maruz kaldı’   Hanım’ın iç hukuktan sonuç alamadıktan sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurduğunu, başvurunun 2003 tarihinde sonuçlandığını, davanın sonucunda AKP’nin, AİHM’e,  “Hükümetimiz Fehmi Tosun’un kaybolması olayının meydana gelmesinden dolayı üzgündür. Bir kimsenin kaybolması olayı hakkındaki soruşturmanın eksik yapılmasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesinin ihlalini oluşturduğu kabul edilmektedir” savunması verdiğini hatırlatan Sevil, “Ancak hükümet Fehmi Tosun dosyasında etkin bir soruşturma yapılmasını sağlama yükümlülüğünü yerine getirmedi. Zamanaşımından takipsizlik kararı verilen dosya kapatıldı. Takipsizlik kararlarına yapılan itirazlar reddedildi. İdari ve yargısal yollarının tamamını tüketen aile bir sonuç alamadı” sözlerini kullandı.    ‘Galatasaray’dan ve kayıplarımızı sormaktan vazgeçmeyeceğiz’   969’uncu haftada bir kez daha Fehmi Tosun ve tüm kayıpları aramaktan, faillerin yargılanarak cezalandırılmasını talep etmekten vazgeçmeyeceklerine dikkat çeken Sevil, “Kayıplarımızla buluşma mekanımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.969. haftamızda kalbimiz Filistin için kan ağlarken bir kez daha hatırlatıyoruz: Ya vicdan ve adalette birleşecek, önce kendi ülkemizden başlayarak dünyanın her yerinde insanlık yıkımına dur diyeceğiz, ya da bu yıkımın seyircisi, parçası olmaya devam edeceğiz. Selam olsun bugün bir kez daha tüm baskıları göğüsleyerek ülkenin dört bir yanında bizimle eşzamanlı sesimize ses katan kayıp yakınları ve insan hakları savunucularına” şeklinde konuştu.