‘2021’den bu yana 313 tutsağın tahliyesi engelleniyor’ 2023-08-28 13:12:09     HABER MERKEZİ - İdare ve gözlem kurulları tarafından tahliyeleri engellenen tutsaklar için açıklama yapan İHD Merkez Hapishaneler Komisyonu, 2021 yılı başından bu yana 313 tutsağın tahliyesinin birden fazla ertelendiğine dikkat çekerken, tahliyesi engellenen tutsaklardan 88’inin hasta 42’sinin ise ağır hasta olduğunu vurguladı.    İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkez Hapishaneler Komisyonu, cezaevlerinde idare ve gözlem kurulu tarafından tahliyeleri engellenen tutsaklara ilişkin birçok kentte eş zamanlı basın açıklaması gerçekleştirdi.    Ankara   Ankara’da İHD Şube binası önünde yapılan açıklamada, “Mahpusların tahliyesini engelleyen idare ve gözlem kurulları iptal edilsin” pankartı açıldı.  Açıklamaya, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD)  Genel Merkez Hapishane Komisyon Eşsözcüsü Avukat Çiğdem Kozan ve çok sayıda kişi katıldı. Açıklamayı, İHD Ankara Şube Eşbaşkanı Ömer Faruk Yazmacı yaptı.   ‘Tecridi derinleştiriyor’   Ardından söz alan ÖHD Genel Merkez Hapishane Komisyon Eşsözcüsü Avukat Çiğdem Kozan, İdare ve Gözlem Kurulu’nun hukuki bir karar vermesinin mümkün olmayacağını söyledi. Çiğdem, “Bu kurul ikinci kez yargılama yapıyor, kişilerin tekrar cezalandırılmasını sağlıyor. Farklı cezaevlerinde farklı uygulamalar mevcut. Bu kurulların tutsaklar için karar vermesi mümkün değil, keyfiyete uygun bir durum. Bu tam haliyle tecridin derinleştirilmesidir. İdare ve gözlem kurulunun bu duruma son vermesi gerekiyor” şeklinde konuştu.   İzmir    İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi de İdare ve gözlem kurulu kararlarının iptal edilmesine ilişkin şube binasında basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına, İzmir Barış Anneleri İnisiyatifi, tutsak yakınları, siyasi parti ve sivil toplum örgütleri temsilcileri katıldı. Açıklamayı İHD İzmir Şube Eş Başkanı Zilan Gümüş okudu. Hasta tutsakların tahliyelerinin ertelenmesinin umut hakkını ortadan kaldırdığını dile getiren Zilan “İHD olarak mahpusların özgürlüğünü engelleyen İdare ve Gözlem Kurullarının iptal edilmesini, tahliye şartları oluşan mahpusların bir an önce tahliye edilmesini talep ediyoruz” dedi.   İstanbul   İHD İstanbul Şubesi, tutsakların tahliyesini “engelleyen” idare ve gözlem kurullarının iptal edilmesi için Beyoğlu’nda bulunan dernek binasında basın toplantısı gerçekleştirdi. “Mahpusların şartlı tahliye haklarının gasp edilmesi uygulamasına son verilsin” pankartının açıldığı toplantıda, basın metnini İHD Hapishane Komisyonu üyesi Davut Aslan okudu.   'Kararlar keyfi'    Toplantıda konuşan  İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri, idare ve gözlem kurullarının “iyi hal değildir” dediği tutsakların tahliye edilmediğini dile getirdi. Derneklerine yüzlerce başvuru yapıldığını belirten Gülseren, idare ve gözlem kurulu kararlarının “keyfi” olduğunun altını çizdi.   Amed   Amed'de ise açıklama İHD Diyarbakır Şubesi Vedat Aydın Konferans Salonu'nda düzenlendi. Açıklamaya, İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu üyeleri katıldı. Açıklamada, “Tahliyesi olan tutsaklar bir an önce bırakılmalı, hak ihlallerine son verilmeli” vurgusu yapıldı. Açıklamayı İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Avukat Yusuf Erdoğan okudu.   Wan   İHD Van Şubesi ise dernek binasında basın toplantısı düzenledi. İHD yöneticilerinin katıldığı toplantıda basın metnini İHD Wan Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Salih Coşkun okudu.   Ortak açıklamada, şu ifadeler yer aldı:   “5275 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca iyi hâl değerlendirmesi yapacak olan kurula Cumhuriyet başsavcısı veya belirleyeceği Cumhuriyet savcısı başkanlık edeceği kararlaştırılmıştır. Bu kurulda; kurum müdürü, gözlem ve sınıflandırmadan sorumlu ikinci müdür, idare memuru, cezaevi tabibi, psikiyatrist, bir psikolog ve Psiko-Sosyal yardım servisinde görevli diğer unvandan bir personel, öğretmen, infaz ve koruma baş memuru ile kurum müdürü tarafından teknik personel arasından seçilen bir görevlinin yer alacağı da belirtilmiştir.”   313 tutsağın tahliyesine engel   “Gözlem ve Sınıflandırma Merkezleri ile Hükümlülerin Değerlendirmesine Dair Yönetmelik” hakkında yürütmenin durdurulması talebiyle açmış oldukları iptal davasında ise mahkeme tarafından henüz bir karar verilmediği kaydedilen açıklamanın devamında, “Derneğimize İdare ve Gözlem Kurulu kararlarıyla tahliyeleri engellenen mahpuslar, avukatları ve aileleri tarafından çok yoğun başvurular yapılmaktadır. İHD olarak tespit edebildiğimiz kadarıyla ilgili yönetmeliğin uygulanmaya başlandığı 2021 yılının başından bu yana en az 313 mahpusun tahliyesi birden fazla kez 6’şar ay ve 3’er aylık periyotlarla engellenmiş hatta bu mahpus grubunu içerisinde bulunan bazı mahpusların tahliyeleri engellenmeye devam edilmektedir. Yine tespit edebildiğimiz kadarıyla bu mahpuslardan 48’i bir veya birkaç kez infaz uzatma kararı akabinde tahliye edilmiştir. Yine tahliyesi engellenen mahpusların 88’inin hasta mahpus listemizde olduğunu 42’sinin ise ağır hasta mahpus statüsünde olduğunu vurgulamak isteriz. Yönetmeliğin uygulanmaya başladığı yıl ilk şartlı tahliye engellenen ağır hasta mahpuslardan olan Hayrettin Yılmaz ne yazık ki hastalıklarından kaynaklı olarak hapishanede yaşamını kaybetmiştir” denildi.    ‘Her toplantıda huzur hakkı ödenmekte’   İdare ve gözlem kurullarının kendilerini mahkeme yerine koyduğuna dikkat çekilen açıklamada, şu ifadeler yer aldı: “İçlerinde yalnızca hapishane savcısı dışında hukukçu kimsenin olmadığı, mahpusların tahliye edilip edilmeyeceğine karar veren ve paralel bir mahkeme gibi hareket eden bu kurullar hukuki değildir. Çoğu mahpus hakkında tahliye tarihlerine kadar iyi halli iken tahliye tarihinden hemen önce yapılan değerlendirmede ‘iyi halli değildir’ şeklinde karar verilerek, kişi özgürlüğü ve güvenliğini doğrudan etkileyen ‘iyi halli’ kavramı bu haliyle hapishane yetkililerinin keyfi kararlarına bırakılmış durumdadır. Mahpusların kendileri ve avukatları tarafından bu kararlara yapılan itirazlar da sonuç vermemekte, mahpusların tahliyeleri uzun zamana yayılmaktadır. İdare ve Gözlem Kurullarında görev alanlara yönetmelik gereği her toplantıda ‘huzur hakkı’ ödendiği için, yönetmelik değişikliğiyle beraber özellikle siyasi mahpusların tahliyelerinin aylarca hatta yıllarca önlenmesinin nedenlerinden birinin de ‘ekonomik fayda’ olduğu şüphesi uyandırmaktadır.”   ‘Soyut gerekçeler öne sürülüyor’   İdare ve gözlem kurullarının tutsaklarla ilgili değerlendirmelerde yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce aldıkları disiplin cezalarının da gerekçe gösterilerek iyi olmadıklarına karar vermesinin “geçmişe yürüme yasağı” ilkesine aykırı olduğu vurgulanan açıklamada, “İdare ve Gözlem kurulları mahpusların iyi halli olup olmadığına karar verirken soyut ve subjektif yorumlarda bulunmakta, siyasi mahpuslardan da pişman olduklarına dair beyan istemektedirler. Bu kararlardan kaynaklı olarak yüzlerce politik mahpus denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme haklarından mahrum bırakılmaktadır. Örneğin bir mahpusa kurul görevlileri tarafından yöneltilen politik bir soruya cevap vermediği için iyi halli olmadığı yönünde karar verilmiştir. Yine bir mahpus için ‘hükümlünün genel ve kısmi aramalarda sayımlarda idare ve kurum personelinin çalışmalarına zorluk çıkarmamış olsa da kolaylaştırmaya yönelik gayreti de olmamıştır’ denilerek tahliyesi engellenmiştir. Elektrik ve suyu tasarruflu kullanıp kullanmamak, kütüphaneden kitap almamak, psikoloğa çıkmamak gibi hukuken geçersiz ve soyut gerekçeler öne sürülerek mahpusların tahliyelerine engel olunmaktadır. Belirtilen bu gerekçelerin hukuk devleti iddiasında bulunan herhangi bir ülkede bir kişiye dışarıda ceza verilmesi imkansızken Türkiye’de mahpuslar açısından cezalandırma gerekçesi yapılabiliyor. Asıl olarak siyasi mahpuslar açısından bu kurullar mahpuslara pişmanlık dayatmaktadır ve mahpuslar kendisini mahkeme yerine koyan kurullar tarafından özgürlükleri ellerinden alınmaktadır” diye kaydedildi.    Tutsakların tahliye edilmesi çağrısı   Tutsakların neredeyse tüm haklarının kullanımına bu kurulların karar verdiğini, genel olarak tüm hakların çeşitli biçimlerde engellendiğine işaret edilen açıklamada,  tutsakları ikinci bir cezalandırma yoluna gidildiği ifade edildi. Açıklamada, “Mahpusların tahliyelerinin engellenmesi, umut hakkını ortadan kaldırmakta ve hem mahpusları hem de ailelerini olumsuz etkilemektedir. İnsan Hakları Derneği olarak mahpusların özgürlüğünü engelleyen İdare ve Gözlem Kurullarının iptal edilmesini, tahliye şartları oluşan mahpusların bir an önce tahliye edilmesini talep ediyoruz” denildi.