EŞİK’ten yeni kampanya: ‘Yasalara Dokunma Uygula’ 2021-10-20 14:40:33   ANKARA - EŞİK Platformu, düzenlediği online basın toplantısıyla “Yasalara Dokunma Uygula”  adlı bir kampanya başlattığını duyurdu. Toplantıda, 5'nci Yargı Paketi ile iktidarın bütün illere "Sulh Komisyonlarının" kurmak istediği belirtilerek buna karşı hazırlıklı olma çağrısında bulunuldu.    Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK),  “Yasalara Dokunma Uygula” kampanyasını düzenledikleri online basın toplantısıyla duyurdu.  Çok sayıda kadının katıldığı toplantıda, 10 yılda kadınların kazanılmış haklarını hedef alan saldırıları gösteren bir zaman çizelgesi de paylaşıldı. Toplantıda ilk olarak EŞİK üyesi Sevilay Çelenk konuştu.   ‘Hazırlıksız yakalanmak istemiyoruz’   İktidarın kadınların güçlenmesini tehdit olarak gördüğünü, iktidarın ve muhalefetin önlerine hedef olarak İstanbul Sözleşmesi’ni koyduklarını söyleyen Sevilay, “Temelde İstanbul Sözleşmesi’ni ve kadınların mevzuat çerçevesinde hakları korumak üzerine bir araya gelen bugün, 300 aşkın ve LGBTİ+ örgütü çatısı altında buluşturan EŞİK yeni bir kampanya başlatıyor. Yeni yasama yılında  reform adı altında Meclis’e getirileceği ve çeşitli şekillerde duyduğumu ve sezdiğimiz 6284, TCK 103 ve nafaka gibi konularda hazırlıksız yakalanmak istemiyoruz. Bir dakika kaybetmeden her imkanı zorlayarak mücadelemizi güçlendirmeye kararlıyız. ‘Yasalara dokunma mevcut yasaları uygula’ diyoruz. Bugüne kadar yasaları bir reform gibi önümüze gelecek her konu, kazanımlarımızın tırpanlanması ile sonuçlandı. AKP ve MHP iktidarı ile olan 20 yıllık tecrübemiz bunu gösteriyor. Toplumsal muhalefete, siyasal muhalefete, medya ve kadınlara mücadele çağrısı yapıyoruz” dedi.   ‘Yasalara dokunma ve uygula diyoruz’   Kampanyanın temel vurguları olduğuna dikkat çeken Sevilay şöyle devam etti: “Kampanya adımız ‘Yasalara dokunma uygula’. ‘Kadına yönelik şiddet önlenebilir’ diyoruz. ‘Nafakama dokunma’ diyoruz. 5’nci yargı paketi de önümüze gelebilir. ‘Çocuk istismarı affından söz edilemez’ diyoruz. Laiklik karşıtlığını siyasi iktidarın kendi tabanını konsolide etmeye dönüştüğü bir siyasi bir iklimde gerçekleşiyor. Genel bir işsizlik ve yoksulluk yanında kadın ve çocuk yoksulluğunun had safhada olduğu, alım gücünün düştüğü ekonomik koşullarda yaşanıyor bu gelişmeler. Muhalefet partileri de iktidara talip olurken güçlenmek üzerine yaptıkları ittifaklarda kadınların haklarını ya da kazanımlarını gözetecek ilkelerde denetime tabi tutmadıkları görülüyor. Bunlarla hep birlikte mücadele ettik mücadele etmeye devam edeceğiz. Buna ilişkin bir zaman tüneli hazırladık.”    Ardından EŞİK üyesi Özgül Kaptan ise kampanyanın detaylarını ve kampanyanın çizelgesini anlattı. “Neden bir zaman çizelgesi?” sorusunu açıklayan Özgül şunları dile getirdi: “10 yıl önce Yargıtay evlilik tarihinde tecavüz dosyalarının kapatılması ve Yargıtay'ın dosya yükünün azaltılması yönünde karar çıkmıştı. Ardından AYM resmi nikah yapılmadan dini nikah yapan imamlara eşitlik ilkesine aykırı olmasına hükmetti.  TCK’nin iki fıkrasını iptal ederek yeniden hazırlanmasına süre verdi. Böylece 15 yaş altı çocuklara yönelik her türlü cinsel davranışın suç sayıldığına hükmeden maddede büyük bir boşluk oldu. Zaman tünellerinde hatırlatacağımız geri adım arşivlerini birebir yer aldığı TBMM Boşanma Komisyonu’nda TCK 103’e ceza istinaden cezaya çarpıtılmak toplumsal sorun olarak gündeme taşınmış oldu. AYM’nin iptal kararı ve TBMM’nin raporuyla TCK 103 Kasım 2016’da affedilmesine yönelik gündeme taşınmak istendi ama tepkiler sonucunda geri alındı. Geriye gidişin bütün başlıklarıyla nasıl adım adım inşa süreci olduğunu örnekleyebiliriz.  İstihdamdan, şiddete kadar adım adım eşitsizliği bir adım geriye götürecek bir süreç yaşanıyor. Bugün başladığımız mücadeleyi inşa edebilmek için böyle bir geriye sayım yaptık.”   ‘Eşitlik karşıtı politika sonucu kadın cinayetleri’   Feminist avukat Hülya Gülbahar da  kampanyaya ilişkin bilgi verdi. Dava analizleri yaparak hukuk sisteminde kadınlar lehine olan düzenlemelerin nasıl uygulanmadığını ve kadınlar aleyhine olan düzenlemelerin nasıl rahat bir şekilde uygulandığını örnek davalar üzerinden gösterecekleri bilgisini veren Hülya, “Zaman çizelgesini son on yılı esas olarak düzenlemeye çalıştık. Yoksa yüzyıllardır süren bir mücadele tarihimiz var. 2010’dan sonrasına bakarsak üç yönelim görüyoruz. ‘Kadınlar lehine çalışacak, kadınların yarattığı devlet içi mekanizmaların yok edilmesi, kadın bakanlığın yok edilmesi’ne karşı mücadelesini başlatılan Meclisteki kadın eşitlik komisyonuna ‘fırsat’ kelimesi eklenerek içeriksizleştirmeye çalıştırılması.  2010 yılında açıkça ‘Başbakanın ‘ben kadın erkek eşitliğine inanmıyorum’ derken, toplumu yeniden biçimlendirmek için çok önemliydi. Bunu, gizli bir düşünce olmaktan çıkarıp kamuoyu önünde her fırsat olduğunda propaganda edilen bir ideolojik yapılandırma yöntemi olarak kullanması çok önemliydi. Hala süren ve iktidarın atadığı bütün devlet mekanizmalarında yürüttüğü bir eşitlik karşıtı politika. Bu eşitlik politikasının sonucu olarak kadına karşı artan şiddet ve kadın cinayetleri var” ifadelerini kullandı.    İllerde Sulh Komisyonlarının kurulması vurgusu   Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 5’inci yargı paketinde yer alan, “Bütün illerde sulh komisyonları” oluşturulması maddesinin de ekleneceğini kaydeden Hülya, sulh komisyonlarının çok iyi takip edilmesi ve değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Hülya, “Kadına karşı şiddet olduğunda, gerek hukuk davalarında en büyük problemlerden bir tanesi şiddetçi erkeklerle ‘arabuluculuk’ girişimi. İllerde kurulacak sulh komisyonları bağımsız hukuk devletinin yargısını ortadan kaldıracak, kimin atadığı belli olmayan ve aile içi problemlere nüfuz edecek, laiklik karşıtı düzenleme olarak gelme ihtimali var. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldığında gördüğümüz gibi özellikle boşanma komisyonunda belirtilen çok fazla hak ihlallerinin yaşanacağı bir durum bekliyoruz. Bunu yakın takibe almamız gerekiyor. 5’inci yargı paketini bu kampanya çerçevesinde yakın takibe almamız gerekiyor. Hak gasplarına karşı mücadele etmeliyiz” dedi.   ‘Nerde bir erkeklik mağduriyeti varsa orada eşitlik karşıtı var’   5’nci Yargı paketine değinen Berrin Sönmez de,  “Pakete çocuk teslimi bir durum var. Bizim ülkemizde çocuklar kişisel görüşme hakkı olarak isimlendiriliyor. Çocuğun kişisel görüşme hakkı bizim ülkemizde tersine çevrilerek, velayet annede olduğu için çocukla görüşme hakkı babanın hakkıymış gibi görülüyor ve burada bir mağduriyet oluşturuluyor. Erkeğin mağduriyeti yaratılarak sunulan mesele uzun yıllardır ülkemizde uygulanan kadını ve çocuğu koruma için yapılan bir düzenleme. Ataerkil imtiyazlarını kaybeden erkekler bir mağduriyet yaratıyorlar. Bizde olan durum bu. Nerede bir erkeklik mağduriyeti duyarsak orada bir eşitlik karşıtı var” şeklinde konuştu.   ‘Uluslararası acil eylem planı’   Kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında temel taleplerini dile getiren Rosa Kadın Derneği Başkanı ve EŞİK gönüllüsü Adalet Kaya, toplumsal yaşamın bütün alanlarında şiddetsiz yaşam sürmenin kadınların temel hakkı olduğuna dikkat çekti. Adalet, şöyle konuştu: “Bu hakkımızın sağlanması için görevi olan herkesin acil bir eylem planı talep etmiştik. Fiziksel, ekonomi, psikolojik ve cinsel şiddetin ortadan kaldırılması ve 6284 sayılı yasanın tartışılmasından vazgeçilmesi bunun eksiksiz etkin bir şekilde uygulanmasını talep ettik. Alanda durum çok vahim, bu hiçbir şekilde uygulanmıyor. Alo Şiddet hatlarını etkin bir şekilde hayata geçirilmesi ve nüfusu yüz bini aşan yerleşim yerlerine sığınma evlerinin açılması, nüfusu iki yüz binin üzerinde olan yerleşim yerlerine cinsel şiddet kriz merkezlerinin acil açılmasını talep etmiştik. Biz alanda bunun böyle olmadığını ve uygulanmadığına tanık oluyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkmakla birlikte kolluk hatta yargının bazı mensupları, sığınaklar ve ŞÖMİN’ler bir takım zafiyetler göstermeye başladı. Bu zafiyet ile birlikte 6284 sayılı yasanın uygulanmasına dair sorunlar ortaya çıktı. Korunma sürelerinin azlığı, yargı kararlarına rağmen yaşamını yitiren kadınlar var ve bunların geneli tedbir kararı olan kadınlar. Bu talebimiz ulusal acil eylem planının oluşturulması ve herkesin görevini yapmasına dair talebimizi yineliyoruz. Görevini yap yasaları uygula.”   Toplantı, kadınların söz almalarıyla sona erdi.