Van Demokrasi Platformu: Gazeteciler serbest bırakılmalı 2021-04-01 14:09:08     VAN - Van Demokrasi Platformu tarafından yapılan açıklamada, iki yurttaşın helikopterden atılmasını haberleştirdikten sonra tutuklanan 4 gazetecinin yarın görülecek olan duruşmada serbest bırakılması çağrısında bulunuldu.    Van'da 9 Ekim 2020 tarihinde tutuklanan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur, muhabirimiz Şehriban Abi ve gazeteci Nazan Sala ile tutuksuz yargılanan MA muhabiri Zeynep Durgut’un yarın görülecek duruşması öncesi Van Demokrasi Platformu tarafından açıklama düzenledi. Van Barosu binasında yapılan açıklamaya çok sayıda kurum, dernek ve STÖ temsilcileri ile gazetecilerin ailesi katıldı. Açıklamayı, 0Van Barosu Başkanı Zülküf Uçar yaptı.    Van’ın Çatak ilçesinde operasyona çıkan askerlerce gözaltına alındıktan sonra yaşamını yitiren Servet Turgut ve bilincini yitiren Osman Şiban’ın yaşadığı ağır hak ihlallerini hastane raporlarındaki resmi kayıtlar dikkate alınarak haberleştirdikten sonra 9 Ekim 2020’de tutuklanan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Adnan Bilen ve Cemil Uğur, Jinnews muhabiri Şehriban Abi, gazeteci Nazan Sala ile tutuksuz yargılanan MA muhabiri Zeynep Durgut hakkında açılan davanın ilk duruşması yarın görüleceği hatırlatıldı.   'Gazeteciler hedef yapıldı'   Gazetecilerin Çatak’ta askerlerce gözaltına alındıktan sonra Osman Şiban ile Servet Turgut’un ağır işkence ve lince uğramalarını edinmiş oldukları hastane kayıtları doğrultusunda haberleştirerek Türkiye’nin gündemine taşımaları nedeniyle hedef haline getirildiğini belirtilen açıklamada, olaya ilişkin sosyal medya platformlarında paylaşılan video kaydında, Osman Şiban’ın gözaltına alındıktan sonra bir süre helikopter içerisinde darp ve hakaretlere maruz kaldıklarını, helikopter zemine indikten sonra helikopterden sert zemine atıldıklarını ve çok kalabalık bir asker grubu tarafından linç edildikleri ifade edildi.   ‘Gazetecinin görevi devletin lehine haber yapmak değildir'    Açıklamanın  devamında şu sözlere  dikkat çekildi: “’Devlet aleyhine toplumsal haberler yapmakla’ suçlanan gazetecilere sorgu sırasında, haber kaynaklarıyla görüşmeleri ve yaptıkları haberler sorulmuş, tutuklama kararlarında yaptıkları farklı haberler ‘suç unsuru’ sayılmış ve bir onay ve cezalandırma aracına dönüştürülen resmi basın kartına sahip olmadıkları için basın mensubu da sayılamayacakları belirtilmiştir. Oysa gazetecilerin görevi, devlet lehine haber yapmak değil, vatandaşı ilgilendiren her konuda doğru bir şekilde bilgilendirmektir.”   'Gazetecilik yargılanacak'   Gazeteciliğin en önemli esaslarından birinin yurttaşı, tarafsız ve objektif bir şekilde bilgilendirmek olduğu kaydedilen açıklamada, tarafı devlet görevlileri olsa dahi halkı bilgilendirme zorunluluğunun gazeteciliğin diğer önemli bir unsuru olduğunu vurgulandı. “Uzun bir tutukluluk süreci sonrasında yarın başlayacak olan yargılama ile birlikte aslında, gazetecilik ve halkın haber alma hakkı yargılanmaktadır” denilen açıklamada, Türkiye’de gazetecilere yönelik baskıların yeni olmadığı, geçmişten günümüze artarak devam etttiği ve basının özgür olduğu, halkın haber alma hakkının engellenemeyeceğine dair evrensel ilkelerin sürekli ihlal edildiğinin altı çizildi. Açıklamada, “Yarın başlayacak davada, yargılanan gazetecilerin mesleki faaliyetlerinden dolayı yargılanmadıkları yönünde kamuoyuna açıklamalar yapılmış ise de yargılamaya konu edilen tüm iddiaların habercilik faaliyeti çerçevesinde olduğu bilinmelidir. Yine medyaya yönelik baskılar bununla da sınırlı değildir. Kimi zaman haber peşinde koşan gazeteciler polis şiddeti ile karşı karşıya kalmakta ve görevlerini yapmaları da engellenmektedir” diye belirtildi.      'Yasa maddeleri anlamını yitiriyor'   Anayasanın 28’inci maddesinde yer alan basın özgürlüğü ifadesinin artık anlamını yitirmeye başladığı ifade edilen açıklamada, şunlara yer verildi: “Türkiye'de basın üzerindeki baskılar artmış bu baskıya dayanamayan bir kısım medya güvenilirliğini ve tarafsızlığını yitirdiğinden bugün kamuoyu tarafından ne yazık ki 'yandaş' nitelemesi ile anılmaktadır. Görüntüde gazeteciler tutuklanmış gibi görünse de aslında halkın haber alma hakkı ve özgürlüğü tutuklanmıştır."   'Gazeteciler derhal serbest bırakılmalı'   Gazeteciliğin suç olmadığına işaret edlen açıklamada son olarak, şu sözler yer aldı: "Gazeteciliğin suç olmadığını bildirir; Anayasaya, hukuka ve demokratik toplum gereklerine aykırı keyfi uygulamaların son bulmasını beklediğimizi kamuoyu ile paylaşıyor, yarın yapılacak olan ilk duruşmada tutuklu basın emekçileri gazeteciler Adnan Bilen, Cemil Uğur, Şehriban Abi ve Nazan Sala’nın serbest bırakılması çağrısında bulunuyoruz. Gazetecilik suç değildir!  Basın emekçileri derhal serbest bırakılmalıdır."