‘Kadın ‘aile’ kavramı içine hapsedilemeyecek kadar özgürdür’ 2021-03-28 09:01:11   Dilan Babat    ANKARA - İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine tepki gösteren sağlık emekçileri, “Dini referanslar üzerinden hazırlanacak olan bir sözleşmeyi kabul etmiyoruz. Kadın ‘aile’ kavramı içine hapsedilmeyecek kadar özgürdür” dedi.    Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile 21 Mart gecesi feshedilen İstanbul Sözleşmesi için kadınların tepkileri yükseliyor. Diğer yandan sözleşmenin feshedilmesine karşı dava açan kadınlar, iktidarın geri adım atana kadar alanlarda olmaya devam edecekleri mesajını verdi. Sözleşmenin feshedilmesine tepki gösteren kesimlerden biri de sağlık emekçileri.    ‘Cumhurbaşkanı kararından bir an önce vazgeçmeli’   Geçtiğimiz yıldan bu yana iktidarın dönem dönem sözleşmeyi gündemine aldığını ve kadınların da tepkilerini dile getirdiğini hatırlatan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Genel Sekreteri Gönül Adıbelli, sözleşmeden kararname ile çıkılmasını hukuksuz ve keyfi bir durum olarak değerlendirdi.  Gönül, “Sözleşmenin geri çekilmesini hukuksuz olarak görüyoruz. Sözleşmenin öncelikle, Meclis’e getirilip tartışılması gerekiyor ve çıkan kararla feshedilip edilmediği belirtilir. Bu bir kişinin karar vereceği ve ortadan kaldırılacağı bir sözleşme değildir. Bizim için önemlidir, bununla ilgili mücadelemizi vermeye devam edeceğiz. Biz İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlar için önemli olduğunu her fırsatta dillendiriyoruz. Bu kazanımın da, kadınları yaşattırdığını ve İstanbul Sözleşmesi’nin etkin bir şekilde uygulandığı takdirde şiddete, tecavüze ve kadın katliamlarını önleyeceğini biliyoruz. Ama şu ana kadar sözleşme etkin bir şekilde yürütülmedi. Bunun yürütülmesi için mücadele ederken, bir gecede feshedilme kararı ile karşı karşıya kaldık. Hem Türkiye hem de uluslararası sözleşmenin çok vahim olduğunu düşünüyoruz. Bu sözleşme, kadınların yaşamı için önemlidir. Cumhurbaşkanı bir an önce kararından vazgeçmelidir” dedi.    ‘Kadın ‘aile’ kavramı içine hapsedilmeyecek kadar özgürdür’   Sözleşmenin hayati derecede önemli olduğunu dile getiren Ankara Tabip Odası (ATO) Yönetim Kurulu üyesi Ayşe Uğurlu, aynı zamanda sözleşmenin kadınların yaşamını ve geleceğini koruyan, toplumsal cinsiyet eşitliği ile uyumlu olduğunu, iç hukuktan üstün olduğunu vurguladı.  Ayşe, “Keyfi kararlarla kaldırılmayacak kadar kıymetli bir sözleşme. Bu sözleşmenin kaldırılmasını kabul etmiyoruz. Çünkü geleceğimizi ören bir sözleşme. Sözleşme, bizim gelenek ve göreneklerimize ‘aykırı’ olduğunu düşünerek siyasi iktidarın böyle davrandığını düşünüyoruz. Oysa İstanbul Sözleşmesi’nde temel kavram ‘kişidir.’ Kadın bir ‘aile’ kavramına hapsedilemeyecek kadar bağımsız ve özgürdür. Kendi geleceğini ve emeğini kuran bir bireydir. Dini referanslar üzerinden hazırlanacak olan bir sözleşmeyi kabul etmiyoruz. Bizim için esas olan uluslararası bir sözleşmedir. Hazırlayacakları sözleşme, uluslararası değeri ile kıyaslanamayacak kadar itibarsızdır. İstanbul Sözleşmesi’nin her türlü yürürlükte olması gerekiyor. Ve yürürlüğe girene kadar mücadelemizden vazgeçemeyeceğiz” diye belirtti.    ‘Sözleşmeden geri adım atmayacağız’   “İlk imzacısı olduğumuz ve gurur duyduğumuz bir sözleşmeydi” diyen Ankara Diş Hekimleri Odası Genel Sekreteri Gamze Burcu Gül ise, siyasi pazarlıklar yüzünden sözleşmenin içerisindeki maddelerin saptırıldığına dikkat çekti. Burcu, “Sözleşmeyi tamamen kamuoyuna farklı anlatarak, böyle bir planla gece yarısı sözleşmeden vazgeçilmesini kabul etmiyoruz. Bu sözleşme, şiddete maruz kalan çocukları, kadınları, yaşlıları, LGBT+İ bireyleri herkesi korur. Bu şekilde kadını yok sayan bir anlayışla, evrensel hukuk kurallarına ve toplum vicdanına aykırı bir şekilde vazgeçilmesini doğru bulmuyoruz. İstanbul Sözleşmesi’ni yaşatarak kadınları yaşattıracağız. Bu yüzden sözleşmeden geri adım atmayacağız” diye konuştu.