BM Kadının Statüsü oturumunda İstanbul Sözleşmesi paneli 2021-03-26 11:30:27   İSTANBUL- BM Kadının Statüsü Komisyonu oturumunda konuşan Türkiye’den ve dünyada kadın hareketi temsilcileri İstanbul Sözleşmesi’nden geri çekilme kararını ve saldırıları konuştu.   Kırmızı Biber Derneği, Birleşmiş Millet Kadının Statüsü Komisyonu oturumlarında, “İstanbul Sözleşmesi'ne Yönelik Saldırılar; Devam Eden Kadın Hakları Mücadelesi” başlıklı bir panel düzenledi.   Her yıl Mart ayında, New York’ta düzenlenen Kadının Statüsü Komisyonu oturumlarının 65’incisi, bu yıl sanal ortamda yapıldı. Bu toplantılar arasında Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin konuşulduğu oturum ilgi çekti. Webinar panel şeklinde düzenlenen toplantıya, Türkiye, Polonya, Bulgaristan ve ABD’den konuşmacılar katıldı.   Kırmızı Biber Derneği’nin ev sahipliğinde yapılan ve 300’den fazla katılımcının takip ettiği toplantıya, Türkiye’den Hülya Gülbahar, EŞİK - Eşitlik İçin Kadın Platformu adına; Bulgaristan’dan Genoveva Tisheva, Gender Research Foundation (Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Vakfı) adına; Polonya’dan Zuzanna Krztalava, Humanity in Action (İnsanlık Eylemde) adına; Amerika Birleşik Devletleri’nden Rosalyn Park, Advocates for Human Rights (İnsan Hakları Savunucuları) adına katıldı. Toplantının kolaylaştırıcılığını EŞİTİZ - Eşitlik İzleme Kadın Grubu’ndan Özlem Altıok yaptı.   İstanbul Sözleşmesi Uzman Grubu-GREVIO önceki dönem Başkanı Prof. Dr. Feride Acar toplantıya kısa bir mesaj vermek için bağlandı. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının, şiddet uygulamaya eğilimli erkekleri cesaretlendirdiğini belirten Feride, devletin bu adımla kadınları korumasız bırakarak, can güvenliğini önemsemediği mesajını verdiğini ifade etti.   ‘Sözleşme acil olarak uygulansın’   BM Kadın Birimi Sivil Toplum Direktörü Lopa Banerjee de toplantıya destek videosu göndererek katıldı. Kadına karşı şiddetle mücadelede, Türkiye kadın hareketine tam destek verdiklerini belirten Lopa, Türkiye’ye acilen kararını tekrar değerlendirmesi ve Sözleşme’yi kapsamlı olarak uygulaması için çağrı yaptı.     ‘Bütün dünyadaki kadın gruplarını etkileyecek’   Kırmızı Biber Derneği Başkanı Fatma Aytaç, açılış konuşmasında 5 yıldır Kadının Statüsü toplantılarına katıldıklarını ancak ilk defa bu kadar heyecanlı bir toplantıya katıldığını söyledi. Toplantıdan 3 gün önce Cumhurbaşkanı Kararı ile Sözleşme’den çıkılmasının, bu toplantıyı kritik hale getirdiğini ve büyük bir katılım talebi ile karşılaştıklarını söyledi. Fatma, kararın yalnız Türkiye kadın hareketini değil, bütün dünyadaki kadın gruplarını ve kadın hakları savunucularını etkilediğini, “gölge pandemi” olarak da anılan kadına yönelik şiddetle mücadeleye devam edeceklerini söyledi.   Panelin kolaylaştırıcılığını yapan Özlem Altıok da Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine ilişkin alınan Cumhurbaşkanı Kararı’nın sadece kadın haklarına değil aynı zamanda temel insan hakları ve demokrasiye de “darbe” olduğunun altını çizdi. Bu dönem BM Genel Kurul Başkanlığı’nı yürüten Volkan Bozkır’ın görevine başlarken Genel Kurul’da yaptığı konuşmaya atıfta bulunan Özlem, devletin üst düzey bir diplomatı tarafından yapılan, “çok taraflılık” ve “toplumsal cinsiyet eşitliği”nin BM için öncelik olması gerektiğinin vurgulandığı böyle bir konuşmadan birkaç ay sonra açıklanan Cumhurbaşkanı Kararı’nın ironi olduğuna dikkat çekti.   ‘Kadınlar başvuru mekanizmalarından yararlanamıyor’   Hülya Gülbahar ise Türkiye’de kadın cinayetlerinin bir cinskırım boyutuna ulaştığını vurgulayarak, son 20 yıldaki kadın cinayetleri istatistiklerini paylaştı. Şiddete maruz kalan kadınların kurumsal başvuru mekanizmalarından yararlanma oranının çok düşük olduğunu vurgulayan Hülya, tek bir kişinin imzasıyla Sözleşme’den çekilme girişiminin hukuka aykırı olduğunu belirtti. Hülya, “Yasa ile kabul edilen bir Sözleşme’den yasa ile çıkılabilir bu nedenle Cumhurbaşkanı’nın bu kararının hukuken yok hükmündedir.  Avrupa Konseyi’nin yok hükmündeki bu kararı hemen yürürlüğe koyması sıkıntılı.  Türkiye ve dünya kadın hareketi bu hukuksuz sürece hep birlikte itiraz etmeye davet etti” diye konuştu.   ‘Diğer taraf ülkeleri olumsuz etkileyecek’   Genoveva Tisheva, Türkiye’deki durumun İstanbul Sözleşmesi’ne taraf ülkelerdeki durumu olumsuz etkileyeceğini, bunun etkisinin yalnız Türkiye ile sınırlı kalmayacağını söyledi. Genoveva, “Bulgaristan’da 4 Nisan’da yapılacak seçimler için, İstanbul Sözleşmesi’nin hükümet ve Anayasa Mahkemesi tarafından reddedilmiş olması bir propaganda malzemesi olarak kullanılıyor” diye konuştu.   ‘Kullanılan argümanlar doğru değil’   İstanbul Sözleşmesi’ne yapılan saldırılarda kullanılan argümanları tek tek ele aldığı bir sunum yapan Rosalyn Park ise söz konusu saldırılarla mücadele etme yöntemlerini anlattı. Sözleşme’ye karşı çıkanların LGBTI karşıtı argümanlarını ve Sözleşme’yi Polonya’nın geleneksel değerlerine saldırmayı hedefleyen bir Truva atı gibi lanse ettiklerini belirten Rosalyn, “Bunlar üzerinden toplumda karşıt görüş oluşturuluyor. Sözleşme karşıtları, aileyi Sözleşme ile karşı karşıya getiren söylemler kullanıyor, erkeklerin hakları sözleşme dışında bırakılıyor deniliyor, bunlar doğru değil. Sözleşme şiddete uğrayan herkesi kapsıyor” şeklinde konuştu.