EŞİK Meclis’i özel oturuma çağırdı 2021-03-08 12:53:52   İSTANBUL - EŞİK, 8 Mart dolayısıyla kadın katliamı ve erkek şiddetine karşı Meclis’i göreve çağırarak, yarın için özel oturum yapılmasını talep etti.   Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla “TBMM Göreve” diyerek sosyal medya hesapları üzerinden online basın açıklaması gerçekleştirdi. Çok sayıda kadının katıldığı açıklamada, Meclis’e 9 Mart günü kadına şiddeti ve cins kırıma varan kadın katliamlarını önlemek için ilk adım olarak özel oturum düzenleme çağrısı yapıldı. Basın açıklamasını EŞİK üyesi Berrin Sönmez okudu.   ‘Mücadelemizi yerelden evrensele dayanışma güçlendiriyoruz’   8 Mart’ın dayanışma günü olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Her gün olduğu gibi bugün de hayatlarımıza ve haklarımıza sahip çıkıyoruz. Tüm engelleme girişimlerine karşın Türkiye’nin dört bir yanında kadınlar ve LGBTİ+’lar olarak eylemler, canlı yayınlar, çevrimiçi etkinlikler ve gece yürüyüşleriyle sesimizi yükseltiyoruz. Ataerkil iktidarlar, toplumsal cinsiyet eşitliğine ve kazanılmış haklarımıza karşı tüm gücüyle saldırırken, biz kadınlar, pandemiyle birlikte daha da derinleşen ekonomik, sosyal ve siyasal eşitsizliklere son verme mücadelemizi yerelden evrensele dayanışmamız ile güçlendiriyoruz” denildi.   ‘İktidar hayatlarımızı pazarlık konusu yapmayı sürdürüyor’   Kadınların mücadelesi sonucu kazanılmış olan haklara karalama kampanyası yürütüldüğünü ve iktidarın da bu kampanyalara ortak olduğu vurgulanan açıklamada, “İktidar, hayatlarımızı ve eşit yurttaşlık haklarımızı siyasi pazarlık konusu yapmayı sürdürüyor. Kadın hareketi, toplum genelinde yüzde 90’lara yakın güvenilirlik oranlarına sahipken, iktidar bloğu ve ona bağlı medyanın da desteğiyle, kadın karşıtı marjinal grupların kamu kaynakları kullanılarak beslendiğini görüyoruz” ifadelerine yer verildi.   ‘Özgür yaşamın kurulması için çalışıyoruz’   Açıklamada, etnik köken ve inanç farlılıklarıyla sosyolojik çeşitliliğin zenginlik kazandığı belirtilerek, “Cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, yaş, medeni hal, engellilik, sınıfsal durum vb. nedenlerle ayrımcılığın olmadığı; hayatın her alanında cinsiyet eşitliğini mümkün kılacak eşit ve özgür bir yaşamı herkes için istiyor ve bunun kurulması için çalışıyoruz. Ailede, toplumda, devlette reis istemiyoruz. Yaşam biçimi tahakkümüne, nefret söylemine ve cinsiyete dayalı ayrımcılığa karşı mücadele ediyoruz” diye kaydedildi.   ‘10 kadından 7’si yoksullaştı’   Küresel salgının yükünün en çok kadınlara yüklendiği ve her 10 kadından en az 7’sinin yoksullaştığı verisi paylaşılan açıklamada şunlar kaydedildi: “Kod 29 uygulamasıyla getirilen ‘iyi niyet ve ahlak’ istisnası, işverene iddiasını ispat yükümlülüğü içermeden, keyfiyete açık halde emekçinin işini ve gelecekte iş bulma şansını kaybetmesine yol açıyor. Emek sömürüsüne açık bu düzenleme, sözde namus, iffet gibi cinsiyetçi önyargılardan uzak, cinsiyet eşitlikçi ve somut kriterler içerecek şekilde değiştirilmelidir. İşveren iddiasını ispatla yükümlü tutulmalı, emekçiyi, işverenin keyfiyetine terk etmeyecek bir düzenleme yapılmalıdır. Aksi davranıştaki işverenler için etkili, caydırıcı yaptırımlar getirilmelidir.”   ‘Meclisi dönüştürdük’   Artan kadına yönelik şiddete karşı EŞİK’in çalışmalar yürüttüğüne değinilen açıklamada, “Ağustos 2020’den itibaren dile getirdiğimiz taleplerimizi yineledik ve Meclis’i göreve çağırdık. İstanbul Sözleşmesi madde 70 ve Anayasa gereği göreve çağırdığımız Meclis’i izleyerek yayınladığımız TBMM İzleme Raporları ve bu raporları takiben yaşanan gelişmeler gösteriyor ki bizler, eşitlik adına nelerin yapılmadığını izlemiş ve kamuoyuna duyurmuş olmakla kalmadık Meclis’i dönüştürdük” diye belirtildi.   ‘iktidarın süresini uzatmak için yaptığı girişimlere alet olmayacağız’   İnsan Hakları Eylem Planı’nın hatırlatıldığı açıklamada,  İstanbul Sözleşmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesine yer verilmediğine dikkat çekilerek, “Belediyelerde kadın danışma ve dayanışma merkezlerinin, üniversitelerde LGBTİ+ kulüplerinin kapatıldığı, anti demokratik dernekler yasası değişiklikleri ile örgütlenme özgürlüğünün kısıtlandığı bir ortamda açıklanan bu eylem planı hak ihlallerine çözüm değil yasaklara meşruiyet kılıfı olmayı hedeflemektedir. Açıklama aşamasında ‘Yeni anayasaya giden yolda bir adım’ olarak tanımlanan plan, demokratik ilkelere ve evrensel insan hakları hukuku ölçütlerine aykırıdır. İktidarın süresini uzatma amacıyla giriştiği yeni anayasa sürecine alet olmayacağız, eşit yurttaşlık hakkımızın pazarlık malzemesi yapılmasına izin vermeyeceğiz. Ayrıca yüzde 10 seçim barajıyla oluşan parlamentoda sadece birkaç parti liderinin onayıyla yazılacak yeni bir anayasa darbe anayasasından daha demokratik ve daha meşru olmayacaktır. İktidar bizi şaşırtmadı, eşit yurttaşlık haklarımızı gözetmeyen bu eylem planını ve demokratik olmayan yöntemlerle gerçekleşen yeni anayasa yazım çağrısını kabul etmiyoruz. Anayasayı uygulamayanlar, Anayasa yapamaz” denildi.   ‘9 Mart’ta Meclis göreve’   “Egemenliğin halktan alınarak bir kişiye, bir aileye, bir dinin siyasal yorumuna terk edilmesine izin vermeyeceğiz” denilen açıklamada, Meclis’e şu çağrı yapıldı: “Tavrımızı net olarak ortaya koyuyor ve bu ortamı aşmak niyetiyle #MeclisGöreve çağrımızı yineliyoruz. ‘Bir gün değil her gün 8 Mart, her gün mücadele’ kararlılığı ile TBMM’yi 9 Mart Salı günü kadına karşı şiddeti ve cins kırıma varan kadın cinayetlerini önlemenin ilk adımı olarak bu konuda özel oturum düzenlemeye çağırıyoruz. Ayrıca tüm siyasi partileri, milletvekillerini belediyelerden meslek örgütlerine, üniversitelerden medyaya tüm sorumlulara sesleniyoruz: Göreviniz olanı yapın. Sizin göreviniz değilse, görevi olandan talep edin.”   ‘Bütün yasal kazanımlarımız saldırı altında’   Daha sonra EŞİK üyesi avukat Hülya Gülbahar söz alarak, son bir yıllık kadın mücadelelerine değindi. Hülya, “Her konuya ait ayrı bir platform oluşturulduğu kadın mücadelesinde, topyekun bir cevap vermek için EŞİK’i oluşturduk. İstanbul Sözleşmesi uygulansın diye dağa taşa yazdık. Bütün yasal kazanımlarımızı saldırı altında. Meclis’in açıldığı bu tarihe kadar şiddeti önlemeye yönelik bir laf duymadık, randevu taleplerimize dönüş almadık. Kadın cinayetlerinin sıradan mesajlar ile geçiştiriliyor olmasına karşı öfkemiz ile cins kırımına karşı kampanyamızı başlattık. Kadın cinayetlerinin politik olduğunun altını çizmek için cins kırımı kavramını kullandık” dedi.   ‘Meclis işlevsiz hale geldi’   Yarın Meclis’in toplanacağını hatırlatan Hülya, “HDP genel görüşme açılması için teklif vermişti. AKP- MHP’nin oylarıyla bu teklif reddedildi. Bugün kadın mezarlığına dönüşen ülkede Meclis’in işlevsiz hale gelmesi acı. Tüm milletvekillerini toplu ayrımcılığı Meclis kürsüsünde konuşmasını sağlamak istiyoruz. Tüm partilere çağrımız bu. Kadına karşı şiddetin önlenmesi için etkili bir yol harita çıkarılması için mücadele edeceğiz. Meclis göreve derken meclisin yeni kanun yapmasını istemiyoruz. Yeni anayasa yapılmasını istemiyoruz. Yasaları uygulamayanlar insan hakları sözü vermesinler. Meclisin bu kadar işlevsizleştiği konularda EŞİK olarak kampanya başlattık. Tüm toplumun bu kampanyaya desteğini bekliyoruz” çağrısı yaptı.   Online etkinlik soru cevap bölümü ile devam etti.