Cumartesi Anneleri: Kaybolan insanlığı arıyoruz 2021-02-20 13:44:28   İSTANBUL - Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 830’uncu haftasında gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın akıbetini sordu. Sanık polislerin “görevi ihmal ”den 1 lira 18 kuruş para cezası aldığı belirtilen eylemde Anne Hanife, “İnsanlığın kayboluşunu arıyoruz. O meydanda yine onların karşısında olacağız,  onları yine utandıracağız” dedi.   Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin cezalandırılmasını talep etmek amacıyla, “Failler belli, kayıplar nerede” sloganıyla her hafta düzenledikleri eylemlerinin 830’uncusunu bu hafta da pandemi dolayısıyla sosyal medya hesapları üzerinden online gerçekleştirdi. Eylemde gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın akıbeti soruldu.   ‘Aramızdan ayrılanların gözleri açık gitti’   Eylemde ilk olarak konuşan Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız, Murat şahsında gözaltında kaybedilen bütün kayıpların akıbetini öğrenmek istediğini ifade etti. Berfo Ana’nın ve Kiraz Şahin’in ölüm yıldönümünü hatırlatan Hanife, “ Aramızdan ayrılan tüm kardeşlerimiz, onların mücadele de gözleri açık gitti. Ve bu bir anaya yapılmış en büyük zulüm, acı, darbedir. Tüm anaların acılarını paylaşıyorum. Bugün hala evlatlarının yolunu bekleyen analarımız var. Etrafımızdaki tüm insanlara, cezaevinde olan, meydanlarda yanımızda olan insanlara hatırlatmak istiyorum” dedi.   ‘Hep polis gücünü çıkardılar karşımıza’   Hanife, konuşmasına şöyle devam etti: “Benim oğlumu kaybedenler belli. Suçlular hep belli. Suçlu var, suçlular yok. Bizler bunları yaşarken, sorarken bizlere dava açıldı, soruşturma açıldı. Bugün nedense herkes bizim yanımızda olan ve olmayan insanlar hep susturuldu. Hep polis gücünü çıkardılar karşımıza. Biz polis gücünü istemedik. O gün başladığımızda ne dediysek bugünde aynısını diyoruz. Biz adalet bekliyoruz. Ve kaybedilen insanların akıbetinin açıklanmasını istiyoruz. Bunlarda savcıların, yargının görevidir” diyerek seslendi.   ‘Evladıma hasretim bir de mezarına hasret bırakıldım’   Adalet arayan bütün insanların yanında olduklarını dile getiren Hanife, “Biz hem evlatlarımıza hem de adalete susamışız. İnsanlığın kayboluşunu arıyoruz. Benim oğlumun yaşam hakkını elinden aldılar, mezar hakkını elinden aldılar. Benim analık hakkımı elimden aldılar. Ve düşünün ki ben evladıma yıllarca emek verdim. Onun için bir mezar istiyorum. Evladıma hasretim bir de mezarına hasret bırakıldım. Bu vicdansızlıktır” diye konuştu.   ‘Meydanımızda onları utandıracağız’   Cumartesi Anneleri ’ne yasaklanan Galatasaray Meydanına ilişkin Hanife şunları söyledi: “Meydanlarda bizleri taşlamaya, bizlere laf söylemeye hiçbir zaman hakları yoktur. Biz buna izin vermeyiz. Meydanımıza karakol kurdular. Bu virüs geçerse biz o meydanda yine onların karşısında onları yine utandıracağız. Yine oğluma ne yaptınız? Oğlum nerede diye soracağım.”   ‘Savcılık kayıtlarında Murat’ın ölümü intihar olarak geçiyor’   Ardından konuşan ailenin avukatı Gülseren Yoleri, Murat’ın gözaltında kaybedilmesi üzerinden 26 yıl geçtiğini belirterek, Murat’ın karakola ifade verip çıkacağını düşünerek gittiğini fakat ifadesinin yeterli olmadığının belirtildiğini İstanbul’da yer gösterme yaptırılacağının söylendiğini aktardı. Gülseren, 2 gün sonra annesinin karakola gitmesi üzerine polislerin Murat’ın feribottan atlayarak kaçtığını söylediklerini ve savcılık kayıtlarında da ölümünün intihar olarak geçtiği bilgisini paylaştı.   ‘Savcılık Murat’ı hiç aramamış’   Olaydan 20 yıl sonra savcılık kayıtlarında intihar olarak geçtiğini gördüklerini ifade eden Gülseren, “ Savcılık Murat’ı hiç aramamıştı aslında. Ve bu olay üzerine dava dosyasına ulaşmaya çalıştık. Ancak dava dosyasının da yerinde olmadığı anlaşıldı. Yıllar süren çabalar sonrasında dendi ki, ‘dosya imha edilen dosyalar arasındaymış. Ama biz gözden kaçırmışız’. Savcılık ve mahkeme kayıtları kayıp. Murat’ın akıbeti ile ilgili bir başvuru yaptık. Başvuru sırasında Cumhuriyet Savcılığı kısa bir dönem sonra dosya hakkında zaman aşımı gerekçesiyle takipsizlik kararı verdi. İtiraz ettik fakat itirazımız reddedildi” diye belirtti.    Bu haftaki açıklamayı Cumartesi İnsanlarından Fatma Baçaru okudu.    ‘Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi net yanıtlar vermedi’   İzmir’de yaşayan Murat’ın(19) bir kafede otururken çıkan silahlı tartışmada havaya ateş edip olay yerinden uzaklaşması üzerine polis tarafından arandığını ifade eden Fatma, “Annesi Hanife Yıldız’ı karakola götüren polisler ‘Murat hemen gelip teslim olursa ifade vererek serbest kalacak’ dedi. Bunun üzerine 23 Şubat 1995 tarihinde Murat Yıldız, avukatı, kuzeni ve annesi ile birlikte, İzmir Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne giderek Komiser Ramazan Kaya ile polis memuru Tahir Şerbetçi’ye teslim oldu. Aradan 3 gün geçtiği halde Murat eve dönmeyince anne Hanife Yıldız, Bornova Özkanlar Asayiş Şubesi’ne gitti ancak sorularına net yanıtlar alamadı. Çelişkili açıklamalar karşısında Hanife Yıldız ısrarını sürdürünce yetkililer, Murat’ın emniyette verdiği ifadesinde silahı İstanbul Kartal’da sakladığını söylediği için onu polisler Tahir Şerbetçi ve Şah İsmail Öztürk nezaretinde İstanbul’a gönderdiklerini, yolda Murat’ın feribottan denize atlayarak kaçtığını ve tüm aramalara rağmen bulunamadığını iddia ettiler” şeklinde konuştu.   ‘polislere görevi ihmalden 1 lira 18 kuruş para cezası verildi’   Hanife’nin "Oğlum kendi isteğiyle teslim oldu. Hapis cezasını bile gerektirmeyen bir suç isnadı karşısında neden kaçsın?” itirazını hatırlatan Fatma, Murat’ın durumuna ilişkin bir daha haber alınamadığını söyledi. Hanife’nin Bornova ve Gebze Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurduğunu ve Gebze 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde beş yıl boyunca yargılamanın sürdüğünü sonunda ise Murat'ın feribottan atladığını gören tanık olmamasına rağmen sanık polislerin beyanını esas alınarak yalnızca “görevi ihmal”den günümüz parasıyla 1 lira 18 kuruş para cezası verildiği bilgisini paylaştı. Fatma ayrıca,  mahkemenin 2007 yılında da polislerin görevi ihmalden aldığı ceza ile ilgili davanın bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verdiğini dile getirdi.   ‘Yeniden yargılama yolunu açın’   İHD avukatı Gülseren Yoleri’nin 2015 yılında Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak Murat Yıldız için yeniden soruşturma açılmasını talep etmesiyle açılan soruşturmanın iki yıl sonra takipsizlikle sonuçlandığını ve takipsizlik kararına yapılan başvurunun da reddedildiğini belirten Fatma, davanın Anayasa Mahkemesi’ne taşındığını ifade etti.   Gözaltına alınan kişilerin devletin koruması altında olduğunu ve yetkililerin bu kişileri korumakla sorumlu olduğunun altını çizen Fatma,  “Gözaltına alındıktan sonra akıbeti belli olmayan, aradan geçen 26 yıla rağmen kendisinden haber alınamayan Murat Yıldız’ın yaşamından devletin sorumlu olduğu açıktır” diyerek yeniden yargılanma yolunun açılması gerektiğini vurguladı.   ‘Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz’   Fatma son olarak, 131 haftadır Cumartesi Annelerinin kayıplarla buluşma mekânı olan Galatasaray Meydanı’nın yasaklı olduğuna dikkat çekerek, “Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” dedi.