‘Ülkede hiç kimsenin can güvenliği yok’ 2021-02-14 09:02:10     Dilan Babat   MUŞ - Alevilere dönük yok sayma ve ötekileştirme politikalarına dikkat çeken Alevi kadınlar, ülkede hiç kimsenin can güvenliğinin olmadığına ve farklılıkların hedef alındığına işaret etti.   Türkiye’de ırkçı saldırıların önü kesilmezken, başta Alevi ve Kürt halkı olmak üzere farklı kesimden halklara yönelik dışlayıcı, ötekileştiren, yok sayan bir tutum da söz konusu. Özellikle siyasi iktidar politikalarıyla milliyetçiliği körüklüyor ve kendinden olmayanın hakları ile varlığını tanımayan yaklaşımlarla saldırıların artmasında büyük rol oynuyor. Bunun son örneği 25 Ocak’ta Yalova’da Alevi yurttaşların kapılarına konulan işaretlerle bir kez daha yaşanmıştı. Öte yandan özellikle bölge kentlerinde ve ya Kürtlerin, Alevilerin azınlıkta olduğu Türkiye kentlerinde hem polisin hem de milliyetçilerin ırkçı ve ötekileştiren saldırılarında sıkça görüyoruz.   Muş’un Varto ilçesinde yaşayan Alevi kadınlardan Tuna Han ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Varto İlçe Eşbaşkanı Ayten Fırat, ırkçı saldırılara ve ötekileştirilmeye tepki göstererek, Alevilerin yaşadığı ırkçı saldırıları ve yaşamlarını değerlendirdi.   ‘Hiçbir zaman sistemden medet ummadık’   Geçmişten bu yana Alevi halkına yönelik baskı ve saldırıların yaşandığını belirten Ayten, Alevi halkının kendi sorunlarını kendi içinde çözmesi ve devlete ihtiyaç duymaması nedeniyle de hedef haline geldiğini kaydetti. Ayten, “Varto’da da Kürtler Aleviler çatışması her zaman oluyormuş. Küçükken, Suniler ve Aleviler arasındaki çatışmayı ve Sunilere yönelik tavrımızı hep hatırlarım. Çatışmalar bu sistemden kaynaklıydı ve sistem o dönem bizleri karşı karşıya getiriyordu ve halen günümüzde de devam ediyor. Aleviler hiçbir zaman için sisteme boyun eğmemiştir her zaman kendi inisiyatifini kullanmışlardır o yüzden Alevi dediğiniz zaman derin düşünmek gerek. Aleviler hem kültür hem bilinç hem de kendi gelenek göreneklerine ve örflerine sadıktır. Hiçbir zaman sisteme medet umamamıştır bugün de medet ummuyoruz” dedi.   ‘Bir katliamın habercisi’   Alevilerin tarih boyunca hiçbir saldırı ve baskı karşısında özünü kaybetmediğini ekleyen Ayten, oldukları her yerde kendi kültürlerini yaşattıklarının altını çizdi. Alevilerin sisteme hiçbir zaman teslim olmadığına dikkat çeken Ayten, “Sistem aslında Alevileri ezmek istiyor bundan ötürü cemevlerini kapatma tehdidinde bulunarak, evlerinin kapılarına çarpı işareti koyarak Alevileri biraz daha kendi tarafına çekme gibi politikalara giriyor. Halen Alevilerin evleri işaretleniyorsa aslında bu bizler için bir katliamın habercisi sayılır. Daha önce tarihten bu yana gördüğümüz Alevi katliamları öncesinde evler işaretlenir ardından insanlar katledilirdi. Bugün de bunların yapılaması tesadüf değil” diye belirtti.   ‘Sadece Alevilerin değil kimsenin can güvenliği yok’   “Tek adam rejimi ile herkesin sisteme biat etmesi isteniyor” diyen Ayten, buna karşı çıkanların ise açlıkla ve cezaevleriyle terbiye edilmeye çalışıldığına işaret etti. Ayten, “Halkımız her şeyin farkında. Devreye sokulmak istenilen politikalara karşı kimse artık boyun eğmiyor. Türkiye’de bugün sadece Alevilerin değil aslında hiçbir canlının can güvenliği yok. Bu sistem devam ettiği sürece de hiçbirimizin can güvenliğinin olacağını da düşünmüyorum. Bugün evlerimizin kapılarına çarpı işareti de konulsa da bir yere kaçmıyoruz mücadele edeceğiz. Eğer ben mücadele etmesem daha çok çarpılır daha çok katliamlar olur. O yüzden tek çare mücadele etmek” sözlerine yer verdi.   ‘Bu iktidar olduğu sürece bunlar devam edecek’   Mevcut iktidarın tek ses, tek dil anlayışıyla ülkeyi yönettiğini kaydeden Tuna Han ise, bundan dolayı farklılıklara karşı saldırıların arttığını ifade etti. Tuna Han, Alevilere dönük “ifşa” politikasına hiçbir zaman boyun eğmediklerini söyleyerek, “Bir Alevi ve kadın olarak kesinlikle biran önce bunun son bulmasını istiyorum. Bu biraz komşuyu komşuya kırdırtma gibi çirkin bir politika. Olmaması gerekiyor ama bence bu şekilde devam ettikçe bu hükümet olduğu sürece ya da bu iktidar olduğu sürece devam edecek. Alevilere yönelik bu ırkçı yaklaşımlara karşı artık sessiz kalınmaması gerekiyor. Bugün bizlerin haklarını bizlere yapılan bu muameleye karşı sadece Alevilerin değil herkesin sesini çıkarması gerekiyor. Ama kimse bu konuda bir şey yapmadığı gibi bu gibi ırkçı yazılmalar ve işaretler her zaman devam edecektir. Umarım tekrardan bir katliam olmaz, tekrar insanların ölümüyle sonuçlanan bir şey olmaz” dedi.    ‘Alevilerin bu ülkede yaşama hakkının olduğunu herkes anlasın’   Türkiye’de kendini güvende hissetmediğini söyleyen Tuna şunları dile getirdi: “Gazi olaylarında Tekirdağ’daydım Zazaca konuştuğum için Alevi lehçesini konuştuğum için dışlanmıştım. Alevilerde bu ülkede yaşıyor yaşamak zorundalar, çünkü çok daha fazla alternatif yok yani insanlar başka nerede yaşayabilirler ki? Burası benim toprağım ve burada yaşamaya devam edeceğim. Alevilerin bu ülkede yaşama haklarını olduğunu artık herkes anlasın. Bu konuda dört koldan birileri bir şey yapmak zorunda. Çünkü can güvenliğimiz yok. Bu ülkede kadın, Alevi, çocuk, esnaf olmak sorun. Sadece bunlar değil ki, bu ülkede insan olmak insanca yaşayabilmek büyük sorun. Yıllardır Alevilere dönük bunlar yapıldı ama önü alınmadı bugün var olan iktidar giderse yerine gelen de bir şey yapmayacak. Çünkü öncelikle halk olarak aramızdaki bu ‘ırkçı’ yaklaşımları halletmemiz gerekiyor.”