Birleşik Mücadele Güçleri ile mücadeleye devam: Umutsuz değiliz 2021-02-12 09:18:23   İSTANBUL- Birleşik Mücadele Güçleri’nin faşizme karşı halkın yanında duracağını söyleyen HDP Milletvekili Dilşat Canbaz, “Türkiye cephesine verdiğimiz bir mesajdı yan yana gelmek. Umutsuz, çaresiz değiliz. Asla geri adım atmayacağımızın mesajını verdik” dedi.   Türkiye’de artan baskı ve devlet şiddetine karşı siyasi parti ve yapılar, Birleşik Mücadele Güçleri (BMG) adı altında birleşti. Kuruluşlarını, 4 Şubat günü polis saldırısına rağmen deklare eden BMG’nin içerisinde Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Alınteri, Devrimci Parti, Mücadele Birliği Platformu, Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) ve Partizan yer alıyor.   Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili ve aynı zamanda SMF’li Dilşat Canbaz, Birleşik Mücadele Güçleri’nin oluşum sürecini ve amacını ajansımıza değerlendirdi.   ‘Bir yıldır tartışmalar yürütülüyordu’   BMG çatısı altında birleşmenin bir yıldır tartışıldığını söyleyen Dilşat, yan yana gelmenin yolları üzerinde durulduğunu belirtti. Ekim ayında BMG’nin oluşumu için harekete geçtiklerini ve çeşitli eylemler yaptıklarını ifade eden Dilşat, “Bir deklarasyona ihtiyaç vardı. Kimdik? Hedefimiz neydi? Neyi istiyorduk? Biraz da toplumsal muhalefetin önünü açma meselesiydi bizimkisi.  Bu kadar işsizliğin, krizin, yoksulluğun olduğu bir ülkede yaşıyoruz ve çok derinden hissettiğimiz bir süreç. Faşizm yeni bir odak, mesele değil. Sadece şekli şemali, biçimi, rengi değişiyor. O biçim değiştiren faşizmin daha da saldırganlaştığı, 12 Eylül’ü aratmayan belki daha da saldırdığı bir süreç. Birlikte 7 kurumun, 7 siyasi özenin yan yana geldiği ve birlikte adım atma meselesiydi, 4 Şubat deklarasyonumuz” dedi.   ‘Toplumsal mücadelenin üzerindeki ölü toprağı atmak istiyoruz’   Devrimci güçlerin 50 yıla yakın bir tarihi olduğuna işaret eden Dilşat, “Mazlumlardan, Denizlerden, Kaypakkayalardan geliyor bu geleneklerin birleşenleri” diye ekledi. Dilşat, yan yana gelişi bu yüzen oldukça önemsediklerini ifade ederek, şöyle devam etti: “Geçmişte birbiri ile ayrışıp farklı ideolojilerde olup ama meselenin aynı sosyalizm, devrim mücadelesinde aynı çalışmaları yapıp ama farklı kulvarlardan geldiğimiz yerlerdeyiz. Şu anda hedeflediğimiz süreçte aslında biraz daha geçmişe nazaran bu kadar kırılmanın yarattığı, ölü toprağın olduğu bir yerde biz toplumsal mücadeleyi nasıl daha büyütebiliriz? İleride neler yapılabileceğini düşünebiliriz. Kadınlara, işçilere, gençlere yönelik saldırılar, Kürdistan’dan gelen özel bir savaş konsepti var. Aslında sadece Kürdistan’da değil, Türkiye’de de özel bir savaş konsepti var. Bunun hepsini görüyoruz, okumaları bu şekilde yapıyoruz. Ve birlikte daha nasıl güçlü bir şey kurabilmenin tartışmaları hala devam ediyor. Yani bu böyle bir senelik, bir aylık bir mesele değil. Türkiye mücadelesini, sol-sosyalist, Kürt hareketini daha rahatlatacak bir yerden, toplumsal bir mücadele ile daha dinamik tutacak bir yerde yan yana gelmek istiyoruz.”   ‘Tecridi İmralı ile sınırlı görmek yanılgıdır’   Birleşik Mücadele Güçleri’nin “Faşizmi yıkacağız özgürlüğü kazanacağız” sloganı ile yola çıktığının altını çizen Dilşat, bu slogan etrafında kenetlendiklerini ve faşizm mücadelesine karşı antifaşist cephe olduklarını söyledi. Dilşat, faşizme karşı ortak mücadeleyi esas aldıklarını vurgulayarak, “Bugün Kürdistan’da yaşanan bir savaş var, Türkiye’den bağımsız göremeyiz bunu. Bugün bir tecrit var. Bu tecridi tek başına İmralı’da göremeyiz. İmralı’da ‘o sorun oranın sorunudur’ diye terk edersek biz sol-sosyalistler kendi sorumluluğumuzu almak zorundayız. Bugün cezaevinde yaşanan sorunla, cezaevinde yaşanan tecrit ile 4 Şubat’ta bizim yaşadığımız Kadıköy’deki tecrit aynıydı. Cumartesi Anneleri’ne Galatasaray Lisesi’nin kapanması Türkiye tecridinin en büyük göstergesiydi. İşçilerin sokağa çıkamaması, kadınların hak ve taleplerini alamaması, her gün abluka altına alınmamız tecridin kendisiydi. Burayı birleştirebilirsek, gerçekten yan yana gelebilirsek işçi sorununu da, kadın mücadelesini de, gençliğin hak ve taleplerini de buradan doğru çözeriz ve güçlendiririz” şeklinde konuştu.   ‘Kadın örgütleriyle de beraberiz’   Dilşat, esas hedeflerinin faşizme karşı olan bütün mücadeleleri birleştirmek olduğunu vurgularken, topyekun savaşa karşı birleşik mücadele ile cevap verilmesi gerektiğine işaret etti. BMG’nin kadın örgütleri ile yan yana olacağını belirten Dilşat, “Elbette ki birçok eylemde en dinamik, yani OHAL döneminden bu yana kadar en dinamik olan kadın örgütlülüğüdür, kadınların sokak ayağını terk etmemesidir. Bunun içerisinde zaten kurumlar olarak yan yana geliyoruz, birlikteyiz. Mücadele güçlerinin 7 öznesinin de kadın örgütleri, öncüleri var. O kurumların, platformların içerisinde en güçlü nasıl ses çıkarabiliriz, konumlanabiliriz, bunu tartışıyoruz” ifadelerini kullandı.   ‘İktidar saldırıyorsa iyi yerdeyiz demektir’   Deklarasyonlarını ilan edecekleri gün maruz kaldıkları polis şiddetine de değinen Dilşat, bu saldırılar ile iktidarın korku yaratmaya çalıştığına dikkat çekti. Dilşat, iktidarın devrimci güçlerin yana yana gelişinden de korktuğunu dile getirerek, “O korku duvarlarını aşma meselesiydi bizim derdimiz, meramımız da buydu zaten. Birlikte bu korku duvarlarını nasıl aşacağız? Mao Zedung’un bir sözü var, ‘Düşman saldırıyorsa, iyi bir yerdeyiz’ diyor. Şu anda daha fazla saldırıyorsa bu iyidir, korktuğunun göstergesidir. O zaman şunu görüyoruz, biz kazanacağız.  Onların korku meselesi bizi sıkıştırmıyor, daha da fazla güçlendiriyor. Türkiye cephesine verdiğimiz bir mesajdı yan yana gelmek. Onların cezalandırma yöntemleri çok fazla ama biz de umutsuz, çaresiz değiliz. Çözüm yöntemlerimiz her daim, her dönem var. Bu çözüm yöntemleriyle deklarasyonun açıklanması önemliydi. Asla geri adım atmayacağımızın mesajını verdik” diye konuştu.   ‘Mücadeleyi sokaktan öreceğiz’   Türkiye cephesine dair sosyalizm mücadelesini yan yana gelerek yeniden inşa etmek istediklerinin altını çizen Dilşat, bunun yolunun da sokakları terk etmemekten geçtiğini kaydetti. Dilşat, mücadelenin sokak ayağını da öreceklerini ifade ederek, halkın yanında olacakları söyledi. Dilşat, şunları dile getirdi: “Halk hareketli olmadığı sürece biz ne sosyalizm ne devrim ne de birleşik mücadeleyi kazanamayız. Bu yüzden halkla örgütlü kesimi buluşturma meselesi. Sokak eylemlerinden vazgeçmeyeceğiz, sokağı terk etmeyeceğiz. Burayı öyle okuyalım, öyle görelim. Bu eylem çağrısı olabilir, halk buluşmaları olabilir, önümüzde paneller olabilir. Çünkü herkes merak ediyor, kimdir bu Birleşik Güçler? Aslında biliyorlar ama yan yana gelmek neyin ihtiyacıydı, bunun tartışmaları devam edecek. Tartışırken de yol alacağız, birlikte en geniş cephe ile tabi ki sadece 7 özne ile değil. Çünkü faşizme karşı tek bir blok değil ortak birlikte nasıl yol alabilme meselesi. Birleşik Mücadele Güçleri siyasi öznelerin, partilerin, platformların önünü açacak bir oluşum.”