HDP’li kadınlar eylemde: Birlikte mücadele ile özgürleşiyoruz 2021-02-09 18:33:53     HABER MERKEZİ - Kadın tutsakların maruz kaldığı hak ihlallerine dikkat çeken HDP Kadın Meclisi’nin İzmir’deki basın açıklaması polis tarafından engellenirken, Muğla ve Aydın’da kadınlar, “Cezaevindeki hak gasplarının ortadan kalkması için mücadelemizden bir an olsun geri adım atmayacağız. Kadın dayanışmasıyla güçleniyor, birlikte mücadele ile özgürleşiyoruz” mesajı verdi.   Türkiye’de bulunan 127 cezaevinde siyasi tutsakların PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması ve cezaevlerindeki hak ihlallerinin son bulması talebi ile 27 Kasım 2020’de başlattığı açlık grevi direnişine ilişkin Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kadın Meclisi birçok ilde basın açıklaması düzenledi. Ege’de de üç kentte basın açıklamaları gerçekleştirildi. HDP İzmir Kadın Meclisi’nin Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde yapmak istediği basın açıklaması polis tarafından engellenirken, HDP Aydın Kadın Meclisi Efeler İlçe binası önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamayı, Kadın Meclisi üyesi Emine İğcioğlu okudu. HDP Muğla Kadın Meclisi’nin Muğla İl binasında düzenlediği basın açıklamasını da kadınlar adına Fulya Erdoğan okudu.   ‘Arkadaşlarımız tecrit edilmekte’   Ülkede yaşanan hak ihlallerine her gün bir yenisinin eklendiğini ve bu ihlallerin en ağır halinin ise cezaevlerinde yaşandığı belirtilen açıklamada, siyasi tutsakların Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması ve cezaevlerindeki hak ihlallerinin bir an önce son bulması talebi ile açlık grevi direnişine başladığı kaydedildi. Açıklamada “120 cezaevinde 27 Kasım'da başlatılan süresiz-dönüşümlü açlık grevi direnişi bugün, 75'inci günündedir. Tecrit bu ülkede savaşın ismi oldu. Tecrit bu ülkede yoksulluğun ismi oldu. Tecrit, bu ülkede işkencenin ta kendisi oldu. Tecrit bu ülkede Kürt sorununu yok saymanın ismi haline geldi. Tecrit, bu ülkede iktidarın yönetim biçimi haline geldi. Siyasi iktidara karşı itiraz sesleri bastırılıyor, yok edilmek isteniyor. Yaşamın her alanında ben varım dedikleri için, tüm yönetim organlarında eş başkanlık sistemini savunduğu için, halk iradesi ile seçilen arkadaşlarımız bugün cezaevlerinde tecrit edilmekte” sözlerine yer verildi.     ‘Eşbaşkanlık suç sayıldı’   Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel, Gültan Kışanak, Aysel Tuğluk, Çağlar Demirel’in isimleri sayılarak daha birçok seçilmiş kadının cezaevinde olduğuna işaret edilen açıklamada, seçilmiş kadınların kadın özgürlük mücadelesi verdiği için tutuklandığı vurgulandı. Açıklamada, tecride karşı yürüttüğü açlık grevi direnişiyle mücadelenin simgesi olan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven’in, erkek yargının hedefi haline geldiğinin altını çizildi. Leyla’nın hukuksuzca yeniden tutuklandığı hatırlatılan açıklamada, “‘Sonuna kadar mücadelemi sürdüreceğim ve eğer bu suçsa, ben mahkemeye karşı suçumu kabul ediyorum’ diyen TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan da erkek yargının hedefi oldu. Kars Belediye Eşbaşkanımız Şevin Alaca hakkında hazırlanan iddianamede de gördüğümüz gibi eşbaşkanlık ‘suç’ sayıldı. Bu isimler sadece bir kaçı. Erkek iktidar, kadınları yaşam alanlarından çıkararak, demokratik siyaset haklarından men ederek kadınların özgürlük, adalet ve eşitlik sözünü tecrit etmek istiyor” denildi.   ‘Kadınlar şiddetin her türlüsüne maruz kaldı’   Açıklamada, tutsakların en ağır insanlık suçlarından biri olan çıplak arama işkencesine maruz kaldığına dikkat çekilirken, tutsakların en temel ihtiyaçlarına ulaşamadığı, hasta tutsakların tedavilerinin engellendiği ve keyfi disiplin cezalarıyla infazlarının yakılarak tahliye edilmelerinin önünün kesildiği belirtildi. Açıklamada, “Ziyaretler eziyete dönüştürülüyor, tutsaklar ailelerinden çok uzaktaki hapishanelere sürgün ediliyor. Aynı zamanda aileleri de cezalandırılıyor. Tecrit kadınların yaşadığı her alana yayılmış durumda. Pandemi ile birlikte topluma ‘evlerde kalın’ çağrısı yapılırken ‘evlerde kalmanın yükü’ de kadınlara yüklendi. Kadınlara bir yandan bakım hizmetleri dayatılırken bir yandan erkek şiddetinin her türlü biçimine maruz kaldı” vurgusu yapıldı.   ‘Kadınlar erkek şiddetine ses çıkardığı için tecrit ediliyor’   Şiddete karşı yaşamlarını savunan kadınların cezaevlerine konularak tecrit edildiği ifade edilen açıklamada, “Kadınlar erkek şiddetine ses yükselttiği için tecrit ediliyor, ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ dedikleri için tecrit ediliyor. Kayyım rejiminin yaşam alanlarımızı erkekleştirmelerine izin vermedikleri için tecrit ediliyor; doğasını, suyunu, ormanını rant politikalarına teslim etmediği için tecrit ediliyor” sözleri yer aldı.   ‘Birlikte mücadele ile özgürleşiyoruz’   Var olan cezaevlerinin iktidara yetmediği ve yeni cezaevlerinin açıldığı ifade edilen açıklamada, son dönemde verilen ev hapsi cezalarıyla, evlerin de hapishanelere dönüştürüldüğünün altı çizildi. Açıklamada devamla şunlar yer aldı: “Kadın sözü ve eylemi, kadınların siyasi iradesi her alanda tecrit altına alınıyor. Şu anda hapishanelerde süren açlık grevi tam da toplumu, halkları, kadınları nefessiz bırakan tecridin kaldırılması, cezaevlerinde derinleşen hak ihlalleri ve kötü muamelenin son bulmasını amaçlıyor. Açlık grevleri kritik noktaya gelmeden ve süresiz-dönüşümsüz eylemlere veya ölüm orucuna dönüşmeden talepler kabul edilmeli ve halkların, kadınların, gençlerin, işçilerin nefes alması için tecrit derhal kaldırılmalıdır. Biz kadınlar bugün buradan sesleniyoruz; açlık grevi direnişindeki tutsakların talebi biz kadınların da talebimizdir. Kadınları, Türkiye halklarını tecrit sistemine mahkum eden erkek egemen AKP-MHP faşist bloğunun politikalarına itirazımız var. Tüm seçilmiş kadın yoldaşlarımızın özgürlüğü için yaşam hakkını savunmak için, özsavunma hakkını kullanan tutuklu kadınların özgürlüğü için, cezaevindeki hak gasplarının ortadan kalkması için mücadelemizden bir an olsun geri adım atmayacağız. Kadın dayanışmasıyla güçleniyor, birlikte mücadele ile özgürleşiyoruz.”