Kadınlar Birlikte Güçlü: Peşinizdeyiz gözümüz üzerinizde 2021-02-04 20:09:06   İZMİR - Polisin ablukasına rağmen açıklamayı gerçekleştiren Kadınlar Birlikte Güçlü’ye çevredeki yurttaşlar alkışlarla destek verdi. Kadınlar açıklamada, "Bir tek kardeşimizi dahi kaybetmeye tahammülüz kalmadı. Peşinizdeyiz, gözümüz üzerinizde” dedi.    Kadınlar Birlikte Güçlü İzmir, “LGBTİ+ hakları insan haklarıdır, kadın aktivistler serbest bırakılsın, İstanbul Sözleşmesi uygulansın” talepleri ile basın açıklaması düzenlemek amacıyla gittikleri Karşıyaka İskelesi karşısında polis engeli ile karşılaştı. Engeli aşan kadınlar, ablukaya rağmen açıklamasını gerçekleştirdi. Açıklamada kadınlar sık sık, “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz”, “Jin jiyan azadi”, “Kadınlar birlikte güçlü”, “Vardık varız var olacağız” ve “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” sloganları atarken, abluka dışında kalan yurttaşlar ise eyleme sık sık alkış ve sloganlarla destek verdi.   Kadınlar adına açıklamayı Ebru Dinçer okudu.     ‘Kadın aktivistler derhal serbest bırakılsın’   Türkiye’deki eril sistemin kadınlardan rahatsız olduğunu ifade eden Ebru, kadınların irade beyanlarına ceza, soruşturma, gözaltı ve tutuklama ile cezaevine gönderme ile karşılık verildiğini söyledi. Ebru,  “Amaçladıkları kadınların hareket etmesini, akmasını engellemek, makbul kadın haline getirmek. Makbul kadın olmayacağız. Ayşeler, Leylalar, Gültanlar, Sebahatlar, Figenler, Ayseller ve diğer niceleri siyasette kadının söz söyleme, eylem ve örgütlenme hakkı için boyun eğmedikleri ve hakikati savundukları için cezalandırılmışlardır. Kadınlar olarak buna sessiz kalmıyoruz. Kadın aktivistler derhal serbest bırakılsın” diye belirtti.   ‘LGBTİ+ hakları insan haklarıdır’   Ebru, Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan kayyım rektöre karşı demokratik üniversitelerde okumayı talep eden gençlerin, homofobik söylemlerle sosyal medya üzerinde lince varan bir duruma düşürülmesini kınadı. Ebru, “Cinsel yönelimleri nedeniyle aşağılanan, ayrımcılığa ve nefret söylemlerine maruz bırakılan LGBTİ+’lar insanlığın varoluşundan beri hayatın her alanında vardır, var olmaya da devam edecektir. Eril zihniyetteki egemenler de herkes de bunu kabul etmek zorundadır. LGBTİ+ hakları insan haklarıdır” diye belirtti.   ‘Devlet kadın düşmanlığını bir kere daha gösterdi’     Boğaziçili öğrencilere Ankara ve İzmir’de destek veren kadınların polis şiddetine maruz kaldığını dile getiren Ebru, “Başta İstanbul'da gözaltına alındığında cinsel şiddete uğrayan Kadınların Kurtuluşu üyesi Başak Yeşilot ve dün İzmir'de bayılana kadar işkence uygulanan Özgür Genç Kadın üyesi İrem Çelikbaş devletin kadın düşmanlığını bir kere daha gösterdi. Başak ve İrem'e yapılan saldırıları teşhir ediyor ve hesap sorma kararlılığımızı yineliyoruz” sözlerini kullandı.    ‘İstanbul Sözleşmesi uygulansın’ İstanbul Sözleşmesi’ne değinen Ebru, “LGBTİ+’lara ve kadınların yaşamına yaklaşımınız bunun aynası. Bir tek kardeşimizi dahi kaybetmeye tahammülüz kalmadı. Peşinizdeyiz, gözümüz üzerinizde. İstanbul Sözleşmesi yaşatır, uygula” diyerek mücadeleyi büyüteceklerinin altını çizdi.    ‘Eylemler değil barikat suçtur’   Ardından söz alan Serpil Kemalbay ise eylem yapmak isteyen kadınların, polis tarafından abluka altına alınmasının anayasaya ve insan haklarına aykırı olduğunu ifade etti. Serpil, “Burada hak ihlali yapanlar saraydan ondan sonra İçişleri Bakanlığı’ndan Valilikten ve bizi kuşatan emniyet güçleridir. Orada açık bir şekilde hiçbir uyarı yapılmadan demokratik haklarını kullanan kitleye saldırılmıştır ve kitleye yıldırmak için şiddet uygulanmıştır. Emniyet güçleri bu hukuksuz uyulamadan vazgeçmelidir. Bu suçu işlemek için teşvik ediliyor olabilirsiniz ama yakında bu ülkede demokrasi inşa ettiğinizde işlediğiniz suçlardan dolayı mutlaka hukuk önünde yargılanacaksınız” ifadelerine yer verdi.   ‘Kadınlar özgür olmak istiyor’   Gözaltında ve tutuklanan gençlerin serbest bırakılmasını talep eden Serpil, gençliğin yaratacaklarıyla barışı içinde yaşamanın sağlanacağını vurguladı. Serpil devamında, “Bu ülke tek adam rejimi ile yönetilmek istemiyor. Hilkat garibesi anayasa ile yönetilmek isteniyor. Bütün halklar barış içinde eşit koşullarda yaşamak istiyor. Kadınlar özgür olmak istiyor ve bu eril sisteme başkaldırıyorlar. Çünkü kadınların emeği kimliği bedeni her gün şiddet ve sömürü altında. Yok sayılıyorlar” diye belirtti.   ‘Geçmişten daha kötü bir tahakküm rejimi kurulmak isteniyor’   Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin ve kadınların kendi kendilerini yönetmek istediğini ifade eden Serpil, kendini ifade etmek isteyen öğrencilerinin eylem yapmadan emniyetin saldırışına maruz kaldığını dile getirdi. İktidarın hiçbir şey sorgulanmadan uygulanmasını istediğini söyleyen Serpil, “Böyle bir şey yok. Bu ülkede yüz yılı aşkın süre devam eden demokrasi mücadelesi var. Demokrasi mücadelesini yapan kadınlar, Kürtler, işçi sınıfı doğa savunucuları bütün demokrasi dinamikleri bu birikimi yarattılar. Daha ileri daha bir özgür bir ülke isterken geçmiştekinden de daha kötü bir tahakküm rejimi kurulmaya çalışılıyor. Bunu kabul etmiyoruz” diye ifade etti.   ‘Bu ülkede en önemli sorun ekonomi ve özgürlük sorunudur   Baskı rejimiyle ile halkın sessizleştirilmek istendiğini belirten Serpil, “Bu ülkede gerçek bir sorun varsa o da ekonomi sorundur, özgürlük sorunudur. Bütün dükkanlar kapalı. Kadınlar yüz yıldır olmadığı kadar işsiz. Fakat demokratik anayasa istemeyenler en basit ifade özgürlüğünü bile abluka altına alanlar anayasa yapalım diyor. Demokrasinin olmadığı bir toplumsa demokratik bir anayasa olmaz. Bunun için halkın tartışmasının konuşmasının önünden çekilin” diye belirtti.     Serpil son olarak İzmir Emniyeti’ni ve Valiliği hukuka davet etti.   Açıklama sloganlarla sona erdi.    Öte yandan açıklamanın ardından polis dağılmak isteyen kadınlara müdahale etmeye çalıştı, ancak kadınlar alkış ve sloganlar eşliğinde alandan ayrıldı.