‘Bizim direnişimiz, onların ise kaybedecekleri iktidarları var’ 2021-02-04 09:36:28     İSTANBUL - Kayyım rektöre karşı Boğaziçi Üniversitesi’nde başlayan ve halktan da büyük destek gören direnişin büyüyerek devam edeceğini söyleyen öğrenciler, “Onların kaybedecek bir iktidarları var ama bizim sadece direnişimiz ve mücadelemiz var. Korkmadan direnişe devam edeceğiz” mesajı verdi.   Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla yılın başında Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyım rektör olarak atanan Melih Bulu’ya karşı eylemler ülke geneline yayılıyor. Bir ayını geride bırakan Boğaziçi direnişine destek veren yüzlerce öğrenci darp edilerek gözaltına alındı. Başta Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından her fırsatta cinsiyetçi ve nefret söylemleriyle hedef gösterilen öğrencilerin direnişine halk da ses çıkararak destek veriyor. Demokratik eylem haklarını kullanarak özerk, eşitlikçi üniversite taleplerini dile getiren öğrencilere farklı ülkelerden de dayanışma mesajları gelirken, kayyım rektör Melih Bulu ise öğrencilerin gün geçtikçe büyüyen direnişine rağmen istifa etmeyeceğini açıkladı.   Tüm baskı, şiddet, hedef gösterme ve nefret söylemlerine karşı Boğaziçi direnişine destek veren öğrencilere mikrofon uzattık.   ‘Er ya da geç söz öğrencilerin olacak’   Gençlik Hareketi Koordinasyonu Sözcüsü Ece Köroğlu, istifa etmemekte ısrar eden kayyım rektörün son açıklamasına dikkat çekerek, “Melih Bulu’nun istifa etmeyi isteyip istememesi üzerindeki esas güç gençlerin hep birlikte mücadelesi ile olabilir. Her gün alanlardayız, üniversitelerdeyiz, hep birlikteyiz, beraberiz. Melih Bulu istifa etmeyi düşünmeyebilir fakat er ya da geç söz de yetki de karar da öğrencilerin olacaktır” dedi.   ‘Kayyımlar gidecek biz kalacağız’   Önceki gün polisin saldırısına rağmen gerçekleştirdikleri Kadıköy eylemine değinen Ece, halktan büyük destek aldıklarını vurguladı. Ece, “Onlar bir toplumsallık oluştuğunun farkındalar. Aslında bunu yerle bir etmek istiyorlar fakat ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar bu yerle bir olmayacak. Çünkü öğrencilerin ne kadar haklı olduğunu buradaki herkes biliyor. Biz çünkü kayyım rektör istemiyoruz diyoruz. Bundan sonraki süreçte de her yerde olmaya devam edeceğiz. Kayyımlar gidecek biz kalacağız. Ben Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi değilim ama üniversitelerdeki, her yerdeki her bir öğrencinin bu harekete katılması gerektiğini düşünüyorum. Biz birlikte mücadele edersek bütün kayyımlar gidecektir.  Söz, yetki kararının öğrencilerde olduğu bir şekilde üniversiteleri kendimiz yönetmek istiyoruz” diyerek eylemlerinin amacına dikkat çekti.   ‘Homofobik bir rektör istemiyoruz’   Boğaziçi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümü öğrencisi Selin Ekinci de okulunda homofobik bir rektör istemediğinin altını çizdi. Selin, “Okulumuza daha yenilikçi, özgürlükçü bir rektör atanması gerektiğini düşünüyorum. Öğrenciler onu istemiyor ve hala okulda kalmakta ısrar ediyor. Melih Bulu kulübümüzü kapattı. Çünkü çarpıtmalarla, yanlış anlaşılmalarla sanat eserini yanlış yorumlattı. Zaten eski rektörümüz de kayyım rektördü o yüzden kulübümüzün açılmasına izin vermedi. Aynı yolda ilerliyorlar. Bu saldırıların sebebi halkı birbirine kırdırtmak istemeleri ve tamamen homofobi” sözleri ile LGBTİ Çalışmaları Aday Kulübü’nün Melih Bulu tarafından kapatılmasına tepki gösterdi.   ‘Kayyım rektörlerin amacını çok iyi biliyoruz’   Anarşist Gençlik Üyesi ve aynı zamanda İstanbul Üniversitesi öğrencisi Mısra Sapan da kayyım rektöre karşı başlayan Boğaziçi direnişine dikkat çekti. Mısra, kayyım rektörlere karşı tepkisini şöyle dile getirdi: “Ben İstanbul Üniversitesi öğrencisiyim ve öğrenciler olarak biz de buna karşı çıkıyoruz, bir şekilde direnişi başlatmak zorunda kalıyoruz. Çünkü aslında biz kayyım rektörlerin amacını biliyoruz. İktidarın neden kendi tarafından insanları okullara soktuğunu biliyoruz. Bunu İstanbul Üniversitesi’nde öğrenciler olarak yaşadık şu şekilde yaşadık: Mahmut Ak okula atandığından beri bizim özgürce buluştuğumuz, fikirlerimizi paylaştığımız alanlar, kulüplerimiz kapatıldı. Herhangi bir şekilde bir araya geldiğimizde, sözümüzü söylediğimizde bu okulun özel güvenlikleri tarafından engellendi ve okulun içerisinde dahi saldırıya uğradık, gözaltılar gerçekleştirildi. Bizler kayyım rektörlerin ne anlama geldiğini biliyoruz ve ne olursa her yerde tüm üniversitelerde bu direnişi dayanışmayla büyüterek kayyım rektörlere karşı mücadele ediyoruz.  Çünkü bizim özgürlüğümüze, yaşamlarımıza karşı bir saldırıdır bu. Yaşamlarımızı çalıyor devlet ve biz de buna karşı direnişi büyütüyoruz.”   ‘Kendimiz için de direnişin içindeyiz’   Direniş eylemlerine dönük polis saldırısına ve gözaltılara da değinen Mısra, bunun devletin direnişten korktuğunun göstergesi olduğunu ifade etti. Mısra, “Onların kaybedecek bir iktidarları var ama bizim sadece direnişimiz ve mücadelemiz var. Bizim tek çaremiz bu, korkmadan direnişe devam edeceğiz.  Eğer Boğaziçi’nde buna karşı çıkmazsak bir gün farklı bir yerde aynısı olacak. Bu yüzden kendimiz için de direnişin içerisinde bulunuyoruz. Sadece Boğaziçi’ne kayyım atansa bile biz dayanışmaya gelirdik çünkü bu direniş ancak dayanışma ile büyütülerek, örgütlenerek kazanımla sonuçlanabilir, bunu biliyoruz. Bizim taleplerimiz en başta kayyım rektör Melih Bulu’nun istifa etmesi ve üniversitelerin kendiliğinden, özerk bir şekilde karar alarak hukuki uygulamaya geçilmesi. LGBTİ+ arkadaşlarımız hedef gösterildiler ve cinsel kimlikleri nedeniyle tutuklanan arkadaşlarımız da oldu. Bunu kabul etmiyoruz” şeklinde konuştu.   ‘Arkadaşlarımız insanlık dışı uygulamalarla gözaltına alınıyor’   Boğaziçi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümü öğrencisi Nilsu Filiz ise eylemlerinin amacına işaret ederek şu ifadeleri kullandı: “Evet biz Boğaziçi Üniversitesi öğrencisiyiz ve 1 Ocak’tan beri okulumuza defalarca kimliklerimiz kontrol edilerek giriyoruz. Tutuklanan öğrencilerin hepsi Boğaziçi öğrencisi. Melih Bulu’nun istifa etmediği her gün arkadaşlarımız insanlık dışı yöntemlerle gözaltına alınıyor. İşkenceye maruz kalıyorlar. Kadın, LGBTİ+ arkadaşlarımız tacize uğruyorlar, polis tarafından kötü muamele görüyorlar. Bu insanlık dışı muamelenin ve işkencenin sonuna kadar karşısında duracağız.”   ‘Melih Bulu 6 ayı rüyasında görür’   Melih Bulu’nun 6 ayda üniversitenin normalleşeceği ve eylemlerin sonlanacağı yönündeki açıklamasına da cevap veren Nilsu, “6 ay kabul edilebilir bir süre değil. 6 ay boyunca her gün bu muameleleri görmeye, bu şekilde gözaltına alınmaya devam edeceğiz. Biz bunu en kısa sürede bitirmek için elimizden gelen her şeyi yapacağız. 6 ay boyunca orada kalmayacak yani o. 6 ayı rüyasında görür diyebilirim. Halkın desteğini görmeye başladığımızı düşünüyorum. Çünkü artık uygulamalar kimsenin içine sindiremeyeceği bir boyut aldı ve iktidarın bu uygulamaları devam ettikçe eminim ki halktan da daha çok ses gelecek.  Artık okulumuza kayyım atanması meselesi geçeli çok oldu. Artık bütün insanların sahipleniyor” dedi.