Eğitim Sen'li Zuhal Sezer: Çocuklarımız deneme tahtası değil 2021-01-26 09:06:03   DİYARBAKIR - Eğitimde yaşanan eşitsizlikler ve seçmeli derslerin bazı idareciler tarafından seçilmesi ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Eğitim Sen Diyarbakır 2 Nolu Şube Eşbaşkanı Zuhal Sezer, “Çocuklarımız deneme tahtası değildir. El yordamı ile karar almaya çalışmasınlar” diye vurguladı.   Koronavirüs (Covid-19) salgınının en çok etkilediği alanlardan biri de eğitim oldu. Türkiye’de ilk vakaların  görülmesinden bu yana eğitim alanında birçok değişiklik yapılmıştı. Ancak yapılan değişiklikler salgının önüne geçmek yerine salgının daha çok yayılmasına ve eğitimde yaşanan eşitsizliğin artmasına neden oldu. Yaşanan eşitsizliklerden bir tanesi de online eğitime tüm öğrencilerin erişim imkanının olmaması.   Eğitim Sen Diyarbakır 2 Nolu Şube Eşbaşkanı Zuhal Sezer, eğitimde yaşanan eşitsizlikler ve okullarda verilen seçmeli derslerin bazı idareciler tarafından seçilmesi hakkında değerlendirmelerde bulundu.   ‘Çocuklarımız deneme tahtası değildir’   Okulların yaklaşık bir ay açık kaldığını hatırlatan Zuhal, bu süre zarfında salgın vakalarının daha da arttığını ve hükümetin okulları açarken “inşallah” ve “maşallah” ile açtığını belirtti. Hükümetin okulları el yordamı ile açtığını fakat vakaların artmasından kaynaklı tekrar kapatmak zorunda kaldığını söyleyen  Zuhal, “Bugün de tekrardan aynı yöntem ile okul açılmak isteniyor. Hükümetin, ‘okulları açıp tabloları göreceğiz’ demeleri, tekrar vakaların artacağı anlamına geliyor. Bu durumda ne eğitim emekçisi arkadaşlarımız ne çocuklarımız ne de velilerimiz deneme tahtası değildir. Bu yaklaşım ile binlerce insanın hayatına mal oldular” şeklinde ifadelerde bulundu.   ‘El yordamı ile karar almaya çalışmasınlar’   Zuhal, okulların açık olduğu dönemde yeterli sayıda maske, dezenfektan, mesafe kuralının ve yeterli sayıda öğretmen kadrosunun sağlanmadığına şahit olduklarını ifade ederek, hükümetin şu anda farklı bir planlamasının olmadığını ve kademeli bir şekilde okulları açmayı planladığını söyledi. Zuhal, “Biz Eğitim-Sen olarak yüz yüze eğitimin başlaması taraftarıyız. Ancak yeterli tedbirler alınmadığı takdirde vaka sayısı binleri geçecek ve ölüm oranı da artacaktır. Yeterli tedbirler alınmayacaksa yurttaşlar ve çocuklar üzerinden el yordamı ile karar almaya çalışmasınlar” sözlerine yer verdi.   ‘Biz bir sömürü ülkesinde yaşamıyoruz’   Seçmeli derslerin bazı idareciler tarafından seçilmeye çalışıldığını sözlerine ekleyen Zuhal, seçmeli derslerin çocukların becerilerine göre tercih edilmesi gerektiğini ancak okul idarelerinin öğrencilere üç tane seçmeli ders dayatmasında bulunduğunu kaydetti. Fakat seçilen bu üç seçmeli dersin idareciler tarafından kendi ideolojilerine göre belirlendiğini söyleyen Zuhal, “Çocukların din derslerini seçmeleri yönünde ciddi bir baskı var. Veliler bu karara itiraz ettikleri zaman okul idaresi tarafından, ‘bu derslerden birini seçmek zorundasınız’ dayatmasında bulunduklarını söylüyorlar. Bu durumda farklı dinlere mensup öğrencilere başka bir din dayatılmış oluyor. Bizler Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşıyoruz. Biz bir sömürü ülkesinde yaşamıyoruz. Bütün bu uygulamalar ancak sömürü ülkelerinde yaşatılır. Sömürü ülkelerinde zorla farklı bir din dayatılır, zorla kendi ideolojisi, inançları dayatılır. Mobbing şiddet uygulanır” diye belirtti.   ‘Hükümet çocuklara ulaşamıyorsa bu büyük bir eksikliktir’   “Sosyal, demokrat, özgür bir ülkede yaşıyorsak; eğitim alanında dayatmalar yapılamaz” diyen Zuhal, bu dayatmaların ileride çocuklar üzerinde ciddi travmalar yaratacağını ve kendi becerilerine göre ders seçemediklerinden kaynaklı kendilerini keşfedemeyeceklerini vurguladı. Zuhal, seçmeli ders tercihlerinin ailelere ve çocuklara bırakılması gerektiğinin altını çizerek, “Türkiye’nin her yerinde online eğitimden yararlanamayan öğrenciler var. Mağdur olan öğrenciler var. Diyarbakır’da 500 bin öğrenciden 200 bin öğrenci tek bir saniye bile EBA’dan yararlanamamıştır. Türkiye genelinde 18 milyon öğrenciden 6 milyonu EBA’dan yararlanamıyor. Online eğitimden yararlanamayan çocuklar aynı müfredattan sorumlu tutulacak. Çocuğun online eğitimden yararlanamaması çocuğun sorumluluğu değildir. Hükümetin sorumluluğudur. Eğer hükümet bu çocuklara ulaşamıyorsa bu büyük bir eksikliktir” diye kaydetti.   ‘Neden gerekli tedbirler alınmıyor?’   Diyarbakır'da 83 yerde EBA erişim noktasının hükümet tarafından açıldığını söyleyen Zuhal, ancak açılan bu noktalara öğrencilerin ulaşamadığını belirtti. Zuhal, bunun nedeninin ise ders saatlerinin tüm güne yayılması ve öğrencilerin sabahtan akşama kadar teknolojik aletlere maruz kalması olduğunu kaydetti. Zuhal, “EBA erişim noktaların giden bir çocuk sabahtan akşama kadar orada kalmak zorunda kalıyor. Çocuk beslenmesini nasıl sağlasın, oraların hijyenik olmadığını da biliyoruz. Madem çocuklar EBA erişim noktalarına gidip ders alacaklarsa, aynı ortamda bulunacaklarsa o zaman yüz yüze eğitim başlatılsın. Neden gerekli tedbirler alınmıyor?” ifadelerine yer verdi.   ‘Tedbir alınmadan okulların açılması çocukların hayatını riske atacaktır’   Kırsal kesimlerde internet altyapı sorunun olduğunu dile getiren Zuhal, bunun sorumluluğunun öğrencilere ve halka yüklenmemesi gerektiğini ve halka hizmet sunması gerekenin devlet olduğunu vurguladı. Zuhal son olarak şunları söyledi: “İnternet erişiminin olmaması çocuklarının mağduriyetlerini kat be kat artırıyor. Öğretmenlerimiz yine bu mağduriyetleri asgari düzeye indirmeye çalışıyorlar. Köy okullarında, kırsal kesimde okullarda çalışan öğretmenlerimiz, haftanın bir günü de olsa ders materyallerini köylere götürüp çocuklara veriyorlar. Biz Eğitim-Sen olarak tedbirlerin biran önce alınması gerektiğini ve yüz yüze eğitimin başlanması gerektiğini söylüyoruz. Ancak tedbir alınmadan okulların açılması çocukların hayatlarını riske atmak demektir. Buna da kimsenin hakkı yok.”