CİSST’in cezaevi raporu: Mahpusların tedavi görme imkanı yok 2021-01-19 13:00:30   İSTANBUL - CİSST’in 1 Ocak ile 15 Ocak tarihlerini arasında 131 cezaevinden, dayanışma hatlarına gelen şikayetler neticesinde hazırladığı raporuna göre, koronavirüs sürecinde  tutsakların sağlık hakkına erişim de ihlallerin arttığı ve ağır hasta tutsakların tedavilerinin engellendiği kaydedildi.   Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CISST) 1 Ocak ile 15 Ocak tarihleri arasında danışma hattından derneğe gelen şikayetler neticesinde hazırlanan “Hapishanelerden Gelen Koronavirüs (COVID-19) Kaynaklı Şikayetler “ isimli raporunu yayımladı. Raporda, koronavirüs salgınından güncel rapor tarihine kadar 131 farklı cezaevinden başvuru alındığı kaydedildi. Söz konusu 131 kurumun 83’ünün kapalı ceza infaz kurumu, 48’sinin ise açık ceza infaz kurumu olduğuna dikkat çekilen raporda,  risk grubunda olan hasta tutsakların güncel sağlık sorunları,  şikayetleri ve taleplerine de yer verildi.   Cezaevlerinde kapasite sorunu   Cezaevlerinde kapasite sorununun uzun süredir devam ettiğine dikkat çekilen raporda tutsakların bu sebeple birçok sorun yaşadığı kaydedildi. Tutsakların koğuşlarının kalabalık, yatakların birbirlerine yakın mesafede olduğu ve bu yakınlıkta uyumak zorunda kaldıkları sosyal mesafe koyamadıklarını, açık cezaevlerinde farklı koğuşlarda kalan mahpusların ortak alanlarda ve yemekhanelerde bir araya gelmek zorunda kaldıkları kaydedildi.   Raporun “Hapishanelerin Genel Durumu ve Hijyen Önlemleri” başlığında bu konudaki ihlaller şöyle sıralandı:   “* Salgın başlangıcında hapishaneler belli aralıklarla ve düzenli şekilde dezenfekte edilirken son dönemde bu sıklığın azaldığı, 6 aydır dezenfekte edilmeyen koğuşlar olduğu,   * Bazı hapishanelerde bazı koğuşların karantina koğuşuna çevrilmesi sebebiyle diğer koğuşların kalabalıklaştığı, kalabalık sebebiyle koğuşlarda temiz hava akışının sağlanamadığı,   *Bazı kapalı hapishanelerde koğuş pencerelerinin küçük olması sebebiyle yeterince havalandırılamadığı,   * Bazı hapishanelerde havalandırmaların keyfi olarak geç açıldığı ve erken kapatıldığı, havalandırmanın kapatılmasının temiz hava imkanlarını asgariye indirdiği,   * Bazı hapishanelerde kaloriferlerin yeterince yanmadığı,   * Bazı hapishanelerde infaz koruma memurlarının sosyal mesafe kurallarına uymadan üst araması yaptıkları yatak, kişisel malzemeler ve çöpleri aynı eldivenleri kullanarak koğuş araması yaptıkları, bu aramalar sırasında mahpuslara maske verilmediği,   * Bazı hapishanelerde infaz koruma memurlarının koğuş aramalarında gerekli hijyen önlemlerini almaması, koğuşlarda kalan risk grubunda ve kronik hastalıkları olan mahpusları kaygılandırdığı,   * Bazı hapishanelerde infaz koruma memurlarının sayım sırasında sosyal mesafeye uymadığı ve maske takmadıkları,   * Bazı açık hapishanelerde infaz koruma memurları dışında çalışan kişilerin önlemlere uymadığı, mahpusların sağlık durumlarını riske attığı belirtilmiştir.”   Raporun devamında şu bilgiler verildi:   Beslenme   “* Bazı kapalı hapishanelerde verilen yemeklerin kalitesiz olduğu, hijyenik olmadığı ve yemeklerin soğuk verildiği,   * Yemeklerin tüm mahpusların ihtiyacını karşılamada yetersiz olduğu, akşam yemeklerinin yetersizliği sebebiyle mahpusların aç uyuduğu,   * Tüm bu sorunlar sebebiyle hapishanelerde dağıtılan yemekleri yiyemeyen mahpusların beslenme ihtiyaçlarını kantinden karşılamak zorunda bırakıldıkları,   * Yemeklerle birlikte dağıtılan ekmeklerin sayısının azaldığı, gramajı ve kalitesinin düştüğü,   * Hapishanelerde dağıtılan yemeklerde et ve karbonhidrat dengesi sağlanırken artık ağırlıklı olarak pilav ve makarna verildiği,   * Kantindeki ürünlerin pahalı ve ürün çeşitliliğinin az olduğu,   *Bazı hapishanelerde 15 kişilik koğuşlara 10 adet meyve dağıtıldığı, ücret ödeyerek kantinden meyve ve sebze almak istediklerinde de yetersiz ürün olduğu, maddi durumu yetersiz olan mahpusların kantin fiyatları sebebiyle ek meyve ve sebzeye erişemediği,    * Diyet yemek verilmediği, diyet yemek veren hapishanelerde ise hastalıklar dikkate alınmadan tek tip diyet yemek verildiği,   * Vitamin ve bağışıklık güçlendirici takviyelerin sağlanmadığı belirtilmiştir.”   Sağlık hakkına erişim   “* Hasta, yaşlı ve risk grubuna giren mahpuslar için önlemler alınmadığı, temizlik malzemesinin dağıtılmadığı, mahpusların önlemlerini kendileri aldığı,   * Bazı hapishanelerde doktorun revire gelmediği veya düzenli gelmediği, mahpusların İl Sağlık Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı’na revir talepleri için dilekçe yazdıkları fakat cevap alamadıkları   * Bazı mahpusların 8 aydır revir doktorunu görmedikleri, durumlarına sağlıkçı olduğunu söyleyen kişilerin karar verdiği, mahpuslar şikayetlerini dilekçe yazarak aktardıkları ve bu dilekçelerdeki ifadeler doğrultusunda ilaç temini yapıldığı,   * Bazı mahpusların revire çıksalar da tüm ilaçlara erişemedikleri, raporlu ilaçlarını alamadıkları ve tahlillerinin yapılmadığı,   * Bazı hapishanelerde hasta mahpuslara ilaçlarının zamanında verilmediği,   * Bazı mahpusların kendilerinde Kovid-19 belirtileri olduğunu düşündükleri, bu sebeple test olmayı talep ettikleri ve test taleplerinin karşılanmadığı,   * Birçok hapishanede hastane sevklerinin ve düzenli tedavi görme olanaklarının olmadığı,   * Bazı hapishanelerde sınırlı sayıda hastane sevki yapıldığı, bazı hapishanelerde hastane randevularının iptal edildiği, ameliyat tarihi gelen mahpusların randevularının da hastane sevklerinin yapılmaması sebebiyle ertelendiği,   * Heyet raporu gerektiren ilaçların revirde ve ilçe hastanelerinde yazılamadığı durumlarda, daha büyük ve heyet bulunan hastanelerde yazılması gerektiği, bazı hastanelerin pandemi hastanesi olması nedeniyle mahpusların heyete çıkarılamadığı ve ilaca erişirken sorunlar yaşadığı,   *Birden çok hastalığı olan mahpusların sadece bir hastalığı için hastaneye sevk edildiği, diğer hastalıkları için sevk edilmedikleri, tedavi olamadıkları ve diğer hastalıkları için tekrar sevk edilmeyi bekledikleri,   *Kanser hastalığı başta olmak üzere düzenli takip edilmesi gereken hastalıkların takibinin yapılmadığı,   *Bazı mahpusların acile kaldırıldığı, hastane doktorlarının yatırılması gerektiğini söylediği fakat mahpusların hapishaneye geri götürüldüğü,   *Kronik hasta mahpusların hastane sevklerinin uzun zamandır yapılmamasının sağlık sorunlarının artmasına neden olduğu ve bunun durumlarını kritik aşamalara getirdiği,   *Birden fazla mahpusun ringlerde taşınmasının bulaş riskini arttırdığı,   *Mahpusların götürüldükleri hastanelerin bulundukları hapishanelerden uzak olması sebebiyle ringlerde kalma sürelerini ve hastalık riskinin arttığı,   * Bazı hapishanelerde uyuz salgını başladığı belirtilmiştir.”   Karantina koğuşları   “* Hastaneden dönüşte 14 gün boyunca karantinada kalarak virüs kapma riskinin artacağı endişesiyle genel olarak tüm mahpusların hastaneye sevk konusundaki endişelerinin arttığı, hayatlarını tek başına idame ettiremeyen mahpusların da karantinada ihtiyaçlarını nasıl gidereceklerini bilemedikleri için hastaneye sevk olmak istemedikleri,   * Yeni açılan veya karantina koğuşu yeni yapılan hapishanelerde koğuşların toz, toprak ve kireç kaplı olduğu, bu nedenle koğuşların hijyenik olmadığı ve solunum yolu rahatsızlıklarına sebep olduğu,   *Hastaneye gitmek zorunda kalan ağır hasta mahpusların hastaneden döndükten sonra karantinada tutulduğu ve ihtiyaçlarını tek başına karşılayamayan mahpusların birçok problem yaşadıkları,   * Gözlem altında tutulmaları ve tek başına kalamayacaklarına dair doktor raporları bulunan hasta mahpusların, karantina koğuşlarında tek tutulmaya devam edildiği, kendilerine hiçbir sağlık hizmetinin verilmediği ve düzenli olarak kontrollerinin yapılmadığı,   * Bazı karantina koğuşunda kalan hasta mahpusların gerekli sağlık hizmetlerinden yeterince faydalanamadıklarını düşündükleri,   *Bazı hapishanelerde karantina olarak kullanılan alanların koğuş şeklinde olduğu, mahpusların kalabalık gruplar halinde kaldıkları,   * Bazı açık hapishanelerde karantina koğuşları ile diğer koğuşların aynı tuvalet ve banyoyu kullandıkları,   * Bazı hapishanelerdeki karantina koğuşlarının kapasitesinin üstünde mahpus barındırdığı, mahpusların yerde yattığı,   *Bazı hapishanelerin karantina bölümlerinde kalan mahpusların gazete, radyo, TV, kitap, semaver gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmadığı,   * Bazı hapishanelerde mahpusların kurum kantininden ücret ödeyerek aldıkları radyolara el konulduğu, AM bandına erişimin engellenmesinin haber alma hakkını asgariye indirdiği,   * Bazı hapishanelerde Kovid-19 şüphesi veya önlemleri sebebiyle karantinada tutulan mahpusların diğer mahpuslara göre telefon hakları ve açık havaya erişimlerinin sağlanmadığı,   * Bazı ağır hasta mahpusların karantina koşulların olumsuz etkileri sebebiyle sağlık durumlarının daha da kötüleştiği belirtilmiştir.”   Vakalar   “*Mehmet Salih Filiz – Ödemiş T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu   23 yaşında bağırsak kanseri tanısı kondu. Tedavisi devam ederken Antalya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumundan Ödemiş T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna zorunlu sevk edildi. 1 aydır Ödemiş T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kalıyor. Ödemiş T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kaldığı süre zarfında sağlığı kötüye gitti. Akciğerleri iyi değil ve sürekli kan kusuyor. Özel bir mama ile besleniyor. İlaçları Avrupa’dan geldiği gerekçesiyle kendisine verilmiyor. Maske ve temizlik malzemesi sağlanmamış. Bulunduğu koğuşta sosyal mesafe imkânı yok. Kendisini gören doktor acil hastane sevki istemesine rağmen hastane sevkleri yapılmadı.   *Deniz Yıldırım – Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu   4 yıldır tutuklu. Bağırsak ve kolon kanseri. 31 Ocak tarihinde ameliyat oldu. İnce bağırsağının bir kısmı dışarıda. 9 Mart’ta kemoterapiye başladı ve kemoterapisi devam ediyor. Karantinada yalnız tutuluyor fakat ihtiyaçlarını tek başına gideremiyor. Ailesi herhangi bir sağlık problemi ile karşılaştığında yanında müdahale edecek kimse olmaması sebebiyle tek tutulmasının bir sorun olduğunu belirtiyor.   Yıldırım, hastaneye sevk edildiği sırada temas ettiği kişilerin sayısına dikkat edilmemesi sebebiyle Kovid-19 oldu. Yıldırım’ın ailesi tedavi sonucunda testinin negatif çıktığını ve hastalığı atlattığını açıklamıştır.   * Abdulsamet Durak – Türkoğlu 1 Nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu   Kalp krizi geçirdi. Hastanede anjiyo oldu ve var olan iki stentine ek olarak iki stent daha takıldı. Hastanede kaldığı 3 gün boyunca kelepçeli olarak tedavisi devam etti, psikolojik şiddete maruz kaldı. Hapishanede yeterli bakım sağlanamayacağını düşündüğü için bypass olmadı. Şu an hapishanede karantinada tutuluyor. Koğuşunda kalan bir arkadaşı yanında kalıyor ve bakımını sağlıyor.   *Mehmet Emin Özkan – Diyarbakır D Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu   Mehmet Emin Özkan 82 yaşında Diyarbakır D Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda kalıyor. Vücudundaki yüzde 87 oranında fonksiyon kaybının yanı sıra Alzheimer, kötü huylu guatr, yüksek tansiyon, bağırsak ve kalp hastalıkları ve beyninde baloncuk var. Alzheimer’dan kaynaklı hafıza kaybı ve iki kulağında da işitme kaybı var. Şimdiye kadar 5 kalp krizi ve 4 anjiyo geçirdi. Hayatını tek başına idame ettiremeyen Özkan’ın bakımıyla aynı koğuşta birlikte kaldığı oğlu ilgilenmekteydi. Özkan’ın oğlu kendi isteği dışında farklı bir hapishaneye sevk edildi ve babasından ayrılmak zorunda kaldı. Oğlunun bakımıyla hayatını idame ettirebilen Özkan, sağlık sorunları sebebiyle telefon görüşü gerçekleştiremiyor, ailesiyle konuşamıyor. Ailesi de Özkan’ın sağlık durumunu takip edemiyor ve bilgi alamıyor.  Pandemi sürecinde, risk grubunda olan ve hiçbir tedavisi yapılamayan, Özkan’ın Adli Tıp Kurumu başvurusu reddedildi.   Özel ihtiyacı olan mahpusların karşılaştıkları sorunlar   * Ağırlaştırılmış müebbet mahpusların aileleriyle görüş gerçekleştiremediği, diğer mahpuslardan farklı olarak telefon haklarının bu süreçte artırılmadığı,   * Ağırlaştırılmış müebbet mahpusların havalandırma saatlerinin azaltıldığı, günde bir saat havalandırmaya çıkarılan mahpusların yeterli temiz hava alamadıkları,   *Spor, sohbet, atölye gibi etkinliklerin iptal edilmesi sebebiyle ağırlaştırılmış müebbet mahpusların havalandırma saatleri dışında sosyalleşemedikleri,   * Pandemi sebebiyle ağırlaştırılmış müebbet mahpusların daha çok çamaşır yıkadığı, havalandırmaya 1 saat çıkabildikleri için bu eşyaları odalarında kurutmak durumunda olduğu, bu nedenle solunum yolu sorunları ve romatizmal sorunların arttığı,   * Tek başına tutulan ve ortak alanlardan diğer mahpuslar gibi faydalanamayan, sosyalleşme imkânı olmayan mahpusların aileleriyle görüşmelerinin de asgariye inmesinin tecrit koşullarını artırdığı,   * Yabancı uyruklu mahpusların, sınırların kapalı olması sebebiyle para ve kargo alamadığı, yurtdışına telefon görüşlerinin de aksadığı, bazı yerlerde durduğu, yeni başlatılan görüşme hakkından faydalanamadıkları,   * Bazı hapishanelerde radyolarda bulunan AM bandının yasaklanması sebebiyle yabancı uyruklu mahpusların yabancı dilde radyo kanallarına erişemedikleri,   * Yabancı uyruklu mahpusların, haklarına erişemedikleri, kötü muamele, aşağılama ve ayrımcılığa maruz kaldıkları,   * Bazı yabancı uyruklu mahpusların infaz yasasından faydalanabilmelerine rağmen denetimli haklarını kullanamadıkları,    * Cinsiyet geçiş sürecinde olan trans mahpusların hastane sevklerinin durması sebebiyle cinsiyet geçiş süreçlerine devam edemedikleri, farklı gerekçelerle hormon ilaçlarına erişemedikleri,    * Bazı hapishanelerde trans kadın mahpuslara kadın kıyafetlerinin verilmediği,   * Risk grubunda olan 65 yaş üstü mahpuslar için hiçbir ek önlem alınmadığı,   * Engelli mahpusların salgından kaynaklı farklılaşan ihtiyaçlarını karşılamak için özel bir çalışma veya planlama yapılmadığı,   * Bazı kadın mahpusların koronavirüs önlemleriyle birlikte hapishanede beraber kaldıkları 0-6 yaş arası çocuklarını dışarıdaki diğer ebeveynlerine teslim ettikleri ve aylardır yanlarına alamadıkları bu nedenle hem kadın mahpusların hem de çocuklarının olumsuz etkilendiği,   * Mahpus öğrencilerin okulların uzaktan eğitime geçmesi sebebiyle eğitim materyallerine ve hapishanelerdeki bilgisayarlara erişemedikleri, fotokopi çekemedikleri, dışarıdan gönderilen fotokopileri alamadıkları ve eğitimlerine devam edemedikleri belirtilmiştir.”