Öğrencilere işkence edenler hakkında suç duyurusu 2021-01-18 14:25:58     İSTANBUL - Boğaziçi dosyası avukatları,  AKP'li rektör Melih Bulu'yu protesto eden öğrencilerin işkence ile gözaltına alınmasına ilişkin suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunun ardından yapılan açıklamada, “Öğrencilerin yanındayız” mesajı verildi.   Boğaziçi Üniversitesi’ne AKP’li kayyım rektör Melih Bulu’nun atanmasını protesto eden öğrencilerin işkence ile gözaltına alınması dosyası avukatları, işkence, baskı ve gözaltılara karşı İstanbul'da bulunan Çağlayan Adliyesi'nde suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusu ardından adliye önünde yapılan açıklamada, "Baskılar bizi yıldıramaz üniversiteler size kalmaz", "Öğrencileri ve özgürlükleri savunuyoruz" pankartları açılırken,  "Akademiye de öğrenciye de kelepçe vurulmaz", "Rektörün atananı direnişle gider" dövizleri taşındı. Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Millettvekili Musa Piroğlu, çok sayıda öğrenci ve gençlik örgütleri katıldı.    'Direnişimiz bütün üniversiteleri sarıyor'   Öğrenciler adına konuşan Azad Aksoy, kayyımların her alanda olduğuna işaret ederek, kayyım olarak atanan rektöre ilişkin öğrencilerin demokratik haklarını kullandıklarını ve iktidarın öğrencilerin mücadelesinden korktuğunu belirtti. Azad, üniversitelerde üniversite bileşenlerinin olduğunu vurgulayarak, "Bu sesi susturamıyorlar. Açlık, yoksulluk dayatmalarınıza karşı öğrenciler bir araya geldi. Bizim direnişimiz bütün üniversiteleri sarıyor. Korkunuz gerçeğe dönüyor. Gerçeği balcıkla sıvayamazsınız" dedi.   'Kayyımlara bir sözümüz var'    Ardından konuşan Ezgi Çetinkaya, öğrencilerin hukuksuzca gözaltına alındığını hatırlatarak, "Burada rektörlere ve belediyelere atanan kayyımlara bir sözümüz var, öğrenci gençlik bu kayyım zihniyetine asla ama asla geçit vermeyecek. Biz demokratik seçimlerle kendi kendimizi yöneteceğiz. Kayyımlar gidecek biz kalacağız" mesajı verdi.   'İktidar korkuyor'    Musa Piroğlu ise saldırıların ülkenin çıplak gerçeğini gösterdiğine işaret ederek, şunları dile getirdi: "Ülke kayyım ile yönetiliyor. Boğaziçi polis saldırısı bir kere daha gösterdi ki işkence ve çıplak arama bu ülkede genel uygulama haline gelmiştir.  İktidar kendisini rahatsız eden, kendi uygulamalara karşı çıkan herkese karşı devletin zorunu bütün gücüyle ve vahşeti ile sergilemekten kaçınmamaktadır. İktidar hem kendi açık baskı rejiminin yasal koşullarını yaratıyor hem de buna karşı olası direnişe odaklanıp toplumsal muhalefetin örgütlenmesini polis zoruyla dağıtmaya devam ediyor. İktidar terör kavramını kendisine karşı yönelen tüm toplumsal muhalefeti bastırmanın bir aracı olarak kullanıyor.  Biz diyoruz ki bu uygulamasında polis saldırısı bir başka gerçeği de açığa çıkardı: İktidar korkuyor, halkın öfkesinden korkuyor. Öfkenin büyüyüp yayılmasından korkuyor. Çünkü biliyor ki uygulamaları öfke çıkarıyor. Halkların özgürleşmesi için yan yana omuz omuza yürümesi gerekir. Bunun zamanı yaklaşıyor. Onlar korkuyor biz bu korkuları gerçek kılacağız."   ‘Öğrenciler hedef gösterildi’   Avukatlar adına açıklama yapan Seher Eriş, Melih Bulu'nun anti-demokratik bir şekilde ve teamüllere aykırı olarak atandığını hatırlatarak, kayyım uygulamasına karşı gerçekleştirilen protestoların seçim faktörünün ortadan kaldırılmasına karşı büyük bir tepki olduğunu kaydetti. Boğaziçi Üniversitesi’nde protesto eylemi gerçekleştiren öğrencilerin haklarını kullandıklarını fakat hukuka aykırı bir şekilde polisin saldırısına maruz kaldıklarını belirten Seher, eylemin sahiplenilmesi ardından öğrencilerin havuz medyası tarafından hedef gösterildiğini ifade etti. Seher, "Akabinde İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan gerçek dışı açıklamalarla demokratik gösteri hakkı kriminalize edilmeye çalışılmıştır. Düşman ceza hukukunu öğrencilere karşı devreye sokanlar, toplumun gözünde öğrencileri ‘terörist’ olmakla itham etmiştir" dedi.    'Gözaltılar hukuk dışı'    Öğrencilerin savcılığın çağırmasıyla ifade vermeye gidebileceğini vurgulayan Seher, öğrencilerin evlerinin kapıları, duvarları kırılarak gözaltına alındığını hatırlattı. Seher, demokratik haklarını kullandıkları için hedef haline getirilen öğrencilerin yanında olduklarının altını çizerken, "Toplantı ve gösteri yapma hakkı, Anayasa’da da temel bir haktır. Kriminalize edilmesi, soruşturma ve kovuşturmaya tabi tutulması Anayasa’nın aleni bir şekilde ihlal edilmesi, hukukun rafa kaldırılmasıdır. Tüm sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunduğumuzu kamuoyuna bildirerek, bu anti demokratik uygulamalara karşı hukuk mücadelesini büyütecek ve sorumlular hukuk önünde hesap verinceye kadar mücadelemizi sürdüreceğimizi yineliyoruz" şeklinde konuştu.