Hak örgütlerinden tacize ilişkin suç duyurusuna takipsizliğe tepki 2020-12-22 15:59:07   DİYARBAKIR - Diyarbakır'da hak örgütleri, E.B.'nin  R.N. tarafından cinsel tacize uğramasına ilişkin yaptığı suç duyurusunun takipsizlikle sonuçlanmasına tepki göstererek, "Olayın şüphelisi, görevlileri emniyet görevlisi yakınlarının nüfuzunu kullanarak hem olayı örtbas etmek hem de mağduru ve ailesini sınır dışı etmekle tehdit ettiği iddia edilmiştir" dedi.   Diyarbakır Barosu, Hak İnisiyatifi Derneği Diyarbakır Temsilciliği, İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilciliği ve Diyarbakır Tabip Odası Diyarbakır'da sığınmacı olarak yaşayan Türkiye vatandaşı olmayan E.B.'nin R.N. tarafından cinsel tacize maruz bırakılmasına ilişkin yazılı açıklama yaptı.   Açıklamada E.'nin R.N. hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunduğu hatırlatılarak, olayın ayrıntısına yer verildi. R.N.'nin E.'nin eşinin işvereni olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "Şüphelinin, mağdurun eşinin patronu olduğu ve eşinin işte olduğu saatlerde kadının evine giderek ve bazen de telefon uygulamaları üzerinden (WhatsApp) fotoğraf ve videolarla taciz ettiği iddia edilmiştir. Konu hakkında yapılan şikayet üzerine; mağdur Türkçe bilmediği halde ifadesi tercüman olmadan alınmış, gösterilen tanıklar dinlenmeden somut araştırma yapılmaksızın, deliller toplanmadan verilen takipsizlik kararı vicdanları yaralamıştır. Öte yandan mahkeme; şüphelinin talebi üzerine, mağdur, eşi ve mağdurun avukatı hakkında uzaklaştırma kararı vermiştir. Konu hakkında alınan takipsizlik ve uzaklaştırma kararlarında, şüphelinin Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde görevli yakınlarının etkisi olduğu iddia edilmektedir. Soruşturmanın üzerine gölge düşürecek kişilerin varlığı hukuku ayaklar altına almak demektir" denildi.   'Avukat hakkında tedbir kararı verilmesi skandal'   6284 Sayılı Yasaya göre tedbir kararı “şiddet uygulayan ya da uygulama ihtimali olan kişi” hakkında verilmesi gerekirken, söz konusu olayda E., eşi ve avukatı hakkında verildiği ifade edilen açıklamada, özellikle E.'nin avukatı hakkında tedbir kararı verilmiş olmasının tam anlamıyla bir hukuk skandalı olduğu vurgulandı. Avukat hakkında verilen tedbir kararının, avukatın mesleki faaliyetinin engellenmesinin yanı sıra iddianın araştırılması ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını imkansız hale getirdiğine işaret edildi.    'Ailenin güvenlik kaygısı var'   E. açısından başvurulmuş olan bütün hukuki yolların kapatıldığının kaydedildiği açıklamada şöyle devam edildi: "Hukuki olarak hareket kabiliyeti sona erdirilmek istenmiştir. Olayın şüphelisi, emniyet görevlisi yakınlarının nüfuzunu kullanarak hem olayı örtbas etmek hem de mağduru ve ailesini sınır dışı etmekle tehdit ettiği iddia edilmiştir.  Fail/şüpheli kişi ve kişilerin mağdurun adresini bildikleri ve evin çevresinde aileye göründükleri bilgisi de edinilmiştir, bu durum ailenin güvenlik kaygılarını güçlendirmektedir."   'Korunması gereken mağdurdur'   Hak örgütleri olarak, hukuksuzluğun karşısında olunacağının vurgulandığı açıklamada, "Yetkililere sesleniyoruz; korunması gereken fail değil, mağdur ve ailesidir. Bu bağlamda mülteci mağdura yönelmiş cinsel taciz iddiasıyla ilgili etkin, şeffaf ve tarafsız bir soruşturma yürütülmesini, mağdura ve ailesine yöneltilmiş tehditler konusunda gerekli tedbirlerin alınmasını, tehdit iddiasıyla ilgili olarak da etkin bir soruşturma yürütmesini talep ediyoruz" diye belirtildi.