‘Cezaevlerinde ‘tedavi’ tecrit politikasına dönüştü’ 2020-12-18 09:02:04   İSTANBUL - Bakırköy Kadın Cezaevi’nde bulunan TKP/ML dava tutsağı Hiyem Yolcu’da 2018-2019 yılında tecride ve hak ihlallerine dönük başlatılan ve kendisinin de katıldığı açlık grevinden sonra ciddi rahatsızlıklar baş gösterdi. Hiyem’in de diğer tutsaklar gibi sağlık hakkına erişemediğini söyleyen görüşçü Elif Kaya, cezaevinde tedavinin tecride dönüştüğünü belirtti.   Pandemi ile birlikte sağlığa erişim hakkına ulaşılmaması nedeniyle birçok kişi yaşamını yitirirken, cezaevinde kalan hasta tutsakların sağlık hakkına erişimi ise neredeyse tamamen ortadan kaldırıldı. Cezaevlerinde sağlık hakkından yararlanamayan hasta mahpuslar ağır tecrit koşulları ile adeta ölüme terk edildi. TKP/ML davasından 16 yıldır tutsak olan Hiyem Yolcu PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın üzerinde uygulanan tecride ve hak ihlallerine karşı 2019 Mart-Mayıs aylarında tıpkı bugün açlık grevi direnişinde olanlar gibi direnişteydi. Açlık grevi sonrasında rahatsızlanan Hiyem, ağır hak ihlallerine maruz kaldı. Bacaklarında kaşıntılı yaralar oluşan Hiyem’in, kandaki lökosit değerinin de normalin altında olduğu tespit edildi ancak sağlıklı bir inceleme yapılmadı. Hiyem’in, Haziran ayından bu yana Bakırköy Kapalı Kadın Cezaevi’nde yaşadığı sağlık sorununa ilişkin bir çözüm üretilmiş, teşhis konulmuş değil. Hiyem’in görüşçüsü Elif Kaya yaşanan hak ihlallerini aktardı.   ‘Cezaevlerinde tedavi tecrit politikasına dönüştürüldü’   Hasta tutsakların cezaevinde bulunan doktorlar tarafından ön muayene edilmeden dış hastaneye gönderilmeye çalışıldığını belirten Elif, “Hasta tutsaklara dış hastaneye götürülmeleri teklif ediliyor aslında bu bir teklif olmaktan çıktı tehdide dönüştü. Demek istedikleri asıl şey ‘revire çıkmak istemeyin’ şeklinde tehdide dönüşmüş durumda. Tehdide dönüşmesinin sebebi ise tecrit koşulları pandemi ile daha da boyutlandı. Önemli bir yansıması da sağlık hakkının gaspında yaşanıyor. Koğuştan çıkıp hastaneye gittiğinizde dönüşte sizi tek kişilik hücrede 14 gün belki onu da aşkın bir süre karantina adı altında tutuyorlar. Tutsaklarda bu durumu kabul etmiyor. Hapishanelerde pandemi adı altında alınan önlemler tutsaklar üzerindeki tecridi arttırmak hedefiyle yapılıyor. Tedavi bir tecrit politikasına dönüştürülüyor” dedi.   ‘Vücudunda açık yarlar oluşmuştu’   Hiyem’in vücudunda oluşan çeşitli yaralar sebebiyle günlük yaşantısını sürdürmesine engel olacak boyutta çok şiddetli ağrılar yaşadığını belirten Elif,  “Pandemi nedeniyle görüşler kısıtlanmıştı ve Hiyem yaşadığı sıkıntıları bize mektupla anlattı. Hastalık diyoruz ama ne olduğuna dair bir teşhis yok aslında. Yaşadığı rahatsızlıklarında şiddetli ağrı gün içerisindeki yaşamın bütününü sürdürmesine engel olacak boyutlara varmıştı. Vücudunda açık yaralar oluşmuştu” diye belirtti.   ‘Bakırköy hapishanesi tutukluları revire çıkarmıyor’   Hiyem’in revire gitmek için çeşitli yollara başvurduğunu fakat taleplerinin cezaevi yönetimi tarafından kabul edilmediğini dile getiren Elif, “ Hiyem yaşadığı sıkıntının ne olduğunu öğrenebilmek, muayene olabilmek adına uğraş veriyor ama hepsi sonuçsuz kalıyor. Bakırköy hapishanesi tutukluları genel olarak revire çıkarmıyor. Hapishane içinde sürekli bulunan doktor hiçbir şekilde tutuklukların rahatsızlıklarına müdahale etmiyor. Tedavi etmiyor ve yapılan bütün yazılı ve sözlü başvurular karşılıksız kalıyor” ifadelerini kullandı.   ‘Açlık grevi sonrası sağlık hakkı gasp edildi’   Tutsakların açlık grevi direnişi sonrası sistematik bir şekilde sağlık hakkından yararlanamadığını ifade eden Elif, açlık grevi sonrası yapılması gereken kontrollerin yapılmadığını belirtti. Elif, Hiyem’in açlık grevinden sonraki süreçte rahatsızlandığını ama sağlık hakkının gasp edilmesiyle herhangi bir tedaviye ulaşamadığını kaydetti. Hiyem’in rahatsızlandığı süreci kendi kendini tedavi etmeye çalışarak geçirdiğini söyleyen Elif şunları aktardı: “ Hiyem yaşadığı ağrıyı ve vücudunda oluşan yararları tariflemesi üzerinden revir doktoru ilaç gönderiyor. Tutsaklar koğuşun kapısından gardiyanlara bunları iletiyor. O görevli başka bir görevliye iletiyor. Yapılan tarifler ve dolaylı aktarımlar üzerinden de doktor teşhis koymadan aylar sonra ilaç gönderiyor. Belki de yanlış ilaçlar çünkü henüz bir teşhisi yok. Hapishanenin ya da görevli doktorların tedaviye herhangi bir katkısı yok.”   ‘Hiyem’in rahatsızlığına hala tanı konulmadı’    Hiyem ile yakın bir zamanda görüştüğünü ve hala rastalıklarına bir tanı konulmadığını dile getiren Elif,  “Hiyem’in tanısı konmuş veya tedavi süreci başlamış değildi. Hala vücudunda yaralar mevcut. Şuan rahatsızlığı son bulmuş durumda değil. Günlük rutinine kısmen daha rahat devam ediyor. Hiyem ve birçok tutsağın hala sağlığa erişim hakkı engelleniyor” ifadelerini kullandı.