Kobanê’de kadın örgütleri şiddete karşı 24 saat açık 2020-11-23 09:07:02   Dîcle Demhat   KOBANÊ - Kuzey ve Doğu Suriye’de erkek şiddetine karşı çalışma yürüten kurum temsilcileri, pandemi dolayısıyla 25 Kasım’da kitlesel etkinlikler planlamazken, kadınların şiddet karşısında her an kendilerine ulaşabilmeleri için 24 saat çalışıyor.   Tüm dünyada olduğu gibi Kuzey ve Doğu Suriye kentlerinde de 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle farkındalık çalışmaları yürütülüyor. Ancak bölgede, pandemi tedbirleri kapsamında kitlesel eylemler yasaklandığı için sınırlı katılımlı etkinliklerle gerçekleştiriliyor. Bölgede kadın çalışmaları gerçekleştiren Sara Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Örgütü üyesi Fewziye Henifi ve Fırat Bölgesi’ndeki Mala Jin yöneticilerinden Sultan Hemdi 25 Kasım dolayısıyla bölgedeki atmosfere dair ajansımıza konuştu.   ‘Kurumumuza gelen sorunları birlikte çözüyoruz’   Kobanê’de 2015 yılında Sara Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Örgütü’nün oluşturulduğunu söyleyen Fewziye, başlangıçta örgütün tanınmaması nedeniyle çalışmaların verimli olmadığını dile getirdi. Halkla temasları arttıkça çalışmaların da güçlendiğine dikkat çeken Fewziye, “Bize gelen sorunlara cevap olmak için ekip olarak çalışıyorduk. Yaptığımız programlar çerçevesinde panel, eğitim, seminer ve halkın evlerini dolaşıp, kadınları sesi olmaya çalışıyoruz. Mala Jin daha çok ailevi sorunlarla ilgilenirken, bizler şiddet vakaları ile ilgileniyoruz. Mala Jin ile aylık bir araya geliyoruz. Bazen, iki kuruma da gelen başvurular çalışma alanlarına göre diğer duruma yönlendirilebiliyor. Mahkemeyi ilgilendirecek bir konuysa başta asayiş güçlerine şikayette bulunur, sonra mahkemeye gideriz. Kadın Adalet Meclisi oluştuğundan beri çalışmalarımız daha iyi gidiyor. Birçok konuda onlardan yardım almaktayız. Arap bölgelerinde bazen zorlanmalarımız oluyor. Kadınlar içlerine çok kapanık olduklarından dolayı Kadın Adalet Meclisi’yle beraber çalışıyoruz” diye konuştu.   ‘Son yıllarda yaşanılan savaş kadın şiddetinin artmasındaki bir etkendir’   İfadelerinde, artan şiddete de dikkat çeken Fewziye; şunları kaydetti: “Kadının gösterdiği mücadeleyi hazmetmeyen devlet sistemleri kadınları her yönden hedef aldı. Pandemi ile beraber dışarı çıkma yasakları başlayınca aile içi şiddet de artmaya başladı. Ancak şiddete karşı kadınların mücadeleleri daha da büyümekte. Kadınlar artık yaşamın her alanında kendilerini örgütlüyor. Her sene 25 Kasım vesilesiyle Arap ve Kürt alanlarında seminerler, paneller, sinevizyon, yürüyüş gibi çeşitli etkinlikler yapıyoruz. Bu sene de çalışmalarımızın hazırlıklarını tamamladık fakat kantonumuzda pandemi nedeniyle toplu etkinlikler ve dışarı çıkma yasakları başladı. Bu nedenle bu sene çalışmalarımızı durdurmak zorunda kaldık.”   ‘Eril yaklaşımlar, sorunların çözümünde engel’   Mala Jin Yöneticisi Sultan Hemdi ise kurum olarak kadınların sesi olmayı ve aile içi sorunları çözmeye çalıştıklarını dile getirdi. Başvurucuların her an ulaşabilmeleri için kurumun 24 saat açık olduğuna işaret eden Sultan, “Telefonla da bize ulaşan kadınlar oluyor. Elimize gelen sorunların yüzde 85’ini çözüyoruz. Bazı ailevi sorunları da aile ile tartışıp belirli bir dönem veriyoruz. Eğer kendi aralarında çözemiyorlarsa biz hallediyoruz. Bazen eril yaklaşımlar nedeniyle sorunlar çözülemiyor. O zaman da Sulh Komitesi’nden yardım alıyoruz. Aynı şekilde eğer Adalet Bakanlığı’nda kadın davaları varsa Mala Jin’dan da bir kişi davaya müdahil olur. Yaptığımız araştırma ve elde ettiğimiz sonuçları mahkemeye sunarız. Kadın Adalet Meclisi’nde de yer alıyoruz. Eğer kadına yönelik bir şiddet ve sorun varsa hepimiz Kadın Adalet Meclisi ve diğer kadın kurumlarından birer temsilcinin katılımıyla çözüm buluruz” ifadelerini kullandı.    ‘Kadına yapılacak en büyük şiddet çocuklarını almaktır’   Bölgede kendilerine gelen şiddet başvurularını Sara Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Örgütü’ne yönlendirdiklerini dile getiren Sultan, şöyle konuştu: “Yapılan araştırmalara göre her 3 kadından biri şiddete maruz kalmaktadır. İşgal edilen alanlarımızda en çok kadınlar şiddetle yüz yüze kalmaktadır. Şiddetin en çok yaşandığı yerler savaşın ve özel savaş politikalarının olduğu bölgeler. Psikolojik savaşın var olduğu bölgelerde ise şiddet eğilimleri daha fazla. 25 Kasım’da dünyanın her yerinde kadınlar alanlara çıkarlar. Son yıllarda sadece 25 Kasım’da değil her gün kadınlar meydanlarda. Pandemiden kaynaklı eylemselliklerimiz durmuş olsa da sosyal medya, TV ve diğer iletişim araçlarıyla sesimizi duyuruyoruz. Aynı zamanda arkadaşlarımız sokaklara şiddetle mücadele temalı pankartlar asıyor. Biz de bu gün vesilesiyle her gün mücadele alanlarında olmalıyız. Şiddet sadece kadına yönelik yapılmıyor, aslında toplumun hepsi şiddet görmektedir. Var olan şiddete hayır demek için sadece kadınlar değil, tüm toplum alanlarda olmalı.”