TJA 'Em Xwe Diparêzin' kampanyası ile 25 Kasım’a hazırlanıyor 2020-11-03 09:08:05   Safiye Alağaş   DİYARBAKIR - TJA, 25 Kasım programının startını 8 Kasım’da yürüyüş ile verecek. TJA aktivisti Zelal Bilgin, “Em Xwe Diparêzin” kampanyasını 25 Kasım etkinlikleri ile iç içe yürüteceklerini belirterek, “Kadınlar her yerde olacak” dedi.   Tevgera Jinên Azad (TJA) 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü için yoğun bir program hazırlığına başladı. 8 Kasım tarihinde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü kapsamında gerçekleştirilecek eylem ve etkinliklerin startını verecek olan TJA, "Em Xwe Diparêzin" kampanyası ve 25 Kasım programını iç içe yürütecek.   TJA aktivisti Zelal Bilgin 25 Kasım etkinliklerinin programını aktararak, “Em xwe diparêzin” kampanyası ile bağlı yürüteceklerini ekledi. Çalışmalarını özelde özsavunma temelinde ele alacaklarını kaydeden Zelal 25 Kasım için,"Mevcut iktidarların kadına yönelik saldırılarının ve kadın bedeni üzerindeki tahakkümünün ortaya konduğu bir gün. Kimliği ne olursa olsun sisteme karşı başkaldırısını gerçekleştiren, sözünü ve eylemini ortaya koyan bütün dünya kadınlarının bir arada toplandığı günlerden biri. Bizlerde hem kampanyamızın bir devam olarak hem de 25 Kasım'ın taşımış olduğu anlamını toplumun geneline nüfus ettirebilmek adına birçok etkinlik planladık" dedi.   'Sisteme karşı öz savunmamızı geliştiriyoruz'   “Kendimizi savunuyoruz” kampanyasının yalnızca bedensel savunma olarak algılanmaması gerektiğini söyleyen Zelal, dil, kültür, eğitim, doğa, sanat, yaşam gibi birçok alanda ideolojik bir özsavunmayı da ele aldıklarına işaret etti. Zelal, “Çocuklarımızın küçük yaştan itibaren asimile edildiği bir sistemde yaşıyoruz. Bu sisteme karşı özsavunmamızı alıyoruz. Ve evimizden başlayarak anadilimizde konuşuyoruz. Canlının olduğu her alanda saldırı var. Doğa talan ediliyor. Hayvanlar yaşam alanlarından kopartılıyor. Yakılan ormanlar ve yapılan barajlarla birlikte ormanlık alanlarda bir havyan kırımı yaşanıyor. Bütün bunlar üzerinden doğamızın ve canlımızın özsavunmasını alıyoruz. Erkek zihniyetinin bir bütünen kendisini var etmeye çalışması sonucu kadın intiharları söz konusu oluyor. Bunların hepsine de itiraz geliştirmek üzerinden bir savunma örüyoruz" diye konuştu.   'Ormanlarda yürüyüşler düzenleyeceğiz'   "Bütün bunlarla birlikte kasım ayını tam da bu perspektifle örgütlemeye çalışacağız. Kasım ayı boyunca çeşitli alanlarda özellikle doğa yıkımının, talanının, orman yangınının söz konusu olduğu alanlarda yürüyüşler yapacağız"diyen Zelal şöyle devam etti: "Bir yerde bir ormanlık alan yanıyor ve buna karşı sessiz kalan bir zihniyet var. Ancak Karadeniz, Akdeniz'de yaşanan bir orman yangınına ‘ciğerim yanıyor’ diyebiliyor. Doğada ve ormanda bile ayrıştırıcı bir zihniyet söz konusu. Bu ayrıştırıcı zihniyete itirazımızı gerçekleştirmek adına ormanlarda yürüyüşler düzenleyeceğiz."   'Sokak sokak, mahalle mahalle gezerek 25 Kasım'ı öreceğiz'   Kadın cinayetlerine “dur” demek için yürüyüşler düzenleyeceklerinin altını çizen Zelal, "Elde ettiğimiz kazanımlara yönelik saldırılara dur demek için, ‘İstanbul Sözleşmesi'ne dokunma’ sloganıyla yürüyüşlerimiz olacak. Ayrıca ‘çocuk istismarlarına dur’ demek için yürüyüş gerçekleştireceğiz. Birçok alanda çeşitli etkinliklerle sokak sokak, mahalle mahalle örgütlenerek 25 Kasım'ı öreceğiz. Tecrit, kadına yönelik şiddet, cezaevlerinde hak ihlalleri, eşbaşkanlık sistemi gündemleriyle paneller gerçekleştireceğiz” diye aktardı.   'Kampanya ve 25 Kasım eylemleri iç içe geçecek'   Kadının toplumsal alandan çekilerek, özel alana hapsedilmeye çalışıldığına dikkat çeken Zelal, kadınların istihdam alanından uzaklaştırıldığını vurguladı. Genç kadınlara yönelik özel savaş politikalarının devrede olduğunun altını çizen Zelal, tüm bunlara kadınların ortak bir isyanı olduğunu belirtti.    Zelal son olarak şunları belirtti: “Kampanyamızı ve 25 Kasım eylemlerini iç içe geçirebileceğimiz bir etkinlik programı çıkardık. 8 Kasım’da saat 16’da bir yürüyüş ile start vereceğiz. Yer olarak Kaynartepe mahallesini seçtik çünkü şuan kentsel dönüşüm ile yüz yüze kalmış durumda. Oradaki doku bir bütünen hedef halinde şuan. Oradaki toplumsallık bir şekilde kırılmaya çalışılıyor. Yoksul olan halk daha fazla yoksullaştırılmaya çalışılıyor. Ama aynı zamanda Kaynartepe'de fuhuş ve uyuşturucunun yoğunluğu olduğu bir yer. Final yürüyüşümüzü de 25 Kasım'da Hevsel bahçelerinde yapacağız. Orası kadının doğayla bütünleşmesini önleyen, dokusunun bozulmaya çalışıldığı kültürel mirasın hedef haline geldiği bir alan. Hevsel'i sahiplenmek adına 'Canlının olduğu her yerdeyiz. Hiç bir yeri katledemez, yok edemezsiniz' sloganıyla 25 Kasım'da Hevsel'de olacağız.”