4 yıl geçti: Özgür basın susmadı 2020-10-29 09:16:51   HABER MERKEZİ - Darbe girişimi sonrası yayınlanan KHK ile arasında Türkiye’nin ilk kadın haber ajansı olan JINHA’nın da bulunduğu 15 basın yayın kuruluşunun kapatılmasının üzerinden 4 yıl geçti. O günden bu güne gazetecilik susmadı.     Türkiye’de 15 Temmuz 2016’da gerçekleşen darbe girişimi ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) sonrası ülke çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile yönetilmeye başlandı. Bu kapsamda da 29 Ekim 2016 günü Bakanlar Kurulu tarafından yayınlanan 675 sayılı KHK ile Jin Haber Ajansı (JINHA), Dicle Haber Ajansı (DİHA), Özgür Gündem ve Kürtçe yayın yapan Azadiya Welat gazetesinin de aralarında olduğu 15 basın ve yayın kuruluşu kapatıldı. Bununla özgür basına gözdağı verilmeye çalışılmak istense de basın emekçileri geri adım atmadı ve akabinde geleneklerini devam ettirerek yeniden bir araya gelerek mesleklerini yapmayı sürdürdü.    Kapatılmaların üzerinden geçen 4 yılda özgür basın kuruluşları farklı isimlerle mesleklerini icra etmeye devam ediyor. Peki kapatılan bu basın kurumları özgür basın için ne anlam ifade ediyordu?    ‘Erkekler ne der’ demeden yola çıkan JINHA   JINHA, Türkiye ve bölgede ilk ve tek kadın haber ajansı olarak 2012’nin 8 Mart’ında yayın hayatına başladı. 2006’da katledilen gazeteci Ayfer Serçe’nin (Şilan Aras) hayali olan kadınlara ait bir ajans fikri JINHA ile vücut bulmuş oldu. Ajans 4 yıllık yayın hayatı boyunca özgür basına yeni bir soluk getirdi. Kullandığı dil ile de basına yeni bir lügat getiren ajans, farkındalığını ortaya koydu. Tüm çalışanları kadın olan JINHA, Rojava’dan Şengal ve Maxmur’a, Diyarbakır’dan İstanbul’a dört bir yandan muhabir ağı oluşturarak kadınların sesi olmayı başardı. Özellikle DAİŞ saldırılarının olduğu Şengal, Maxmur ve Rojava’da kadın direnişini kamuoyuna duyurdu.    ‘JINHA sizsiniz’   JINHA bir yandan basın alanında kadınların da olduğunu ve olacağını kanıtlarken, bir yandan da baskılarla da yüz yüze kaldı. Sitesi 9 kez erişime engellenen ajansın muhabirleri de sahada defalarca tehdit, taciz ile yüz yüze kaldı ve gözaltına alınarak da tutuklandı. Bununla yetinmeyen iktidar kadınların seslerini kesmek adına JINHA’yı kapattı. 29 Ekim günü kapısına mühür vurulan JINHA, “Gurbetelli Ersözlerin, Deniz Fıratların ve Şilan Arasların ardılları olarak, onların kadın mücadelesini bıraktıkları yerden devam ettiriyoruz. 'Erkekler ne der' demeden yazdık, şimdi de 'Erkekler ne hüküm verir' demeden yazmaya devam edeceğiz. Bu mücadele yeni başlıyor. Bundan sonra her yerdeyiz. Susmadık, susmayacağız. Biz elimize aldığımız kalemi yere düşürmek için almadık. Bundan sonra her kadını kendini bir JINHA muhabiri görmeye ve her yerde yazmaya çağırıyoruz. JINHA sizsiniz. ‘Yaşasın kadın dayanışması’ diyoruz. Çünkü biz heyecanımızı kadınlara olan inancımızdan alıyoruz” açıklaması yaparak kararlılık mesajı verdi. Ajans bir süre sosyal medyada haberlerini yayınlamaya devam etti.    Yine siyasetçiler, kadın kurumları, akademisyenler, sanatçılar kısacası birçok kesim “JINHA susmayacak” diyerek ajansın muhabirleri olacağını duyurdu.       Gerçeklerden taviz vermeyen bir ajans: Dicle Haber Ajansı   Dicle Haber Ajansı (DİHA) yayın hayatına, 4 Nisan 2002 tarihinde, “Gerçeklerden asla taviz verilmez” sloganı ile başladı. Ajans 14 yıllık yayın hayatı boyunca Kürt illerinde yaşananları, ana akım medyanın görmediği, göstermek istemediği haberleri kamuoyu ile paylaştı. Yayın hayatı boyunca sloganı olan “gerçeklerden taviz vermeyen” bir çizgide duran DİHA, kurulduğu andan itibaren iktidarın hedefi oldu. Ajans defalarca erişime kapatıldı, büroları basıldı, muhabirleri tutuklandı ve ölümle tehdit edildi.    Ajans, Mardin’de 13 yaşındaki N.Ç. adlı çocuğun aralarında polis, asker ve devlet memurlarının da bulunduğu 26 kişinin tecavüze uğramasını kamuoyuna ilk duyuran ajans oldu. Yine Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait savaş uçaklarının 28 Aralık 2011’de Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Roboskî köyünde sınır ticareti yapan aralarında çocukların da bulunduğu siviller bombalandığında olay yerinde ilk DİHA muhabirleri bulundu ve haberi kamuoyuyla paylaştı. Adana Pozantı Cezaevi’nde yaşanan tecavüzü,  Hakkari’de polislerce 14 yaşındaki Cüneyt Ertuş’un kolunun kırılmasını, “Türkün Gücünü göreceksiniz” diyen askerin hakaretlerini ve daha bunun gibi birçok haberi ajans servis etti.   48 kez erişime engellenen ajans kapatıldığında “DİHA nasıl ki dün yapılan bütün saldırılara, engellemelere, gözaltı ve tutuklamalara karşı susmadıysa, bugün de ‘KHK’ adındaki bu fermanlara karşı susmayacak, halkın haber alma hakkını her şeyin üzerinde tutarak, bildiği doğruları ve gerçekleri bütün yol ve yöntemleri kullanarak halka ulaştıracak” açıklaması yaptı.    Köklü bir basın geleneği: Özgür Gündem   Özgür Gündem gazetesi, 30 Mayıs 1992’de "Egemenlik kayıtsız şartsız: DGM’nindir" manşetiyle yayın hayatına başladı. 1990 ve 1992 yılları arasında haftalık olarak basılan Yeni Ülke gazetesinin geleneğini sürdürücüsü olarak yayın hayatına başlayan gazete, Türkiye'de 1992-1994 ve 2011-2016 yılları arasında günlük olarak Türkçe yayın yaptı. Gurbetelli Ersöz, Türkiye’nin ilk kadın genel yayın yönetmenliğini Özgür Gündem gazetesinde yaptı. Gazetenin çok sayıda çalışanı “faili meçhul”e kurban gitti. Ofis ve büroları defalarca saldırıya uğradı. Gazetenin çok sayıda sayısına da “örgüt propagandası” yapıldığı iddiasıyla toplatılma kararı verildi.    2011’de yeniden yayın hayatına başladı   Gazete 14 Nisan 1994'te mahkeme kararıyla kapatılırken, 17 yıl sonra 4 Nisan 2011’de yeniden kendi ismiyle yayın hayatına başladı. Gazetenin bürosu 16 Ağustos 2016'da basılarak çok sayıda çalışanı gözaltına alınıp geçici kapatılma kararı verildi. Gazete 17 Ağustos günü 4 sayfalık sayısında "Boyun eğmeyeceğiz" manşetiyle çıktı. Bu karardan önce, gazete üzerindeki baskılara karşı mayıs ayında “Nöbetçi Eş Genel Yayın Yönetmenliği” kampanyası başlattı. ’3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Gününde başlatılan kampanyaya gazeteci, yazar, akademisyen ve siyasetçilerden oluşan pek çok isim nöbetçi genel yayın yönetmenliğini yaparak destek verdi.   29 Ekim’de çıkarılan KHK ile kapatılan gazetenin çalışanları, genel yayın yönetmenleri, sorumlu yazı işleri hakkında sayısız dava açıldı. Davalarda henüz bir karara varılmadı ve bugün de davaları görülmeye devam ediyor. Ayrıca Nöbetçi Genel Yayın Yönetmenliği yapan 100 kişiden 50'si hakkında soruşturma başlatıldı ve çoğu hakkında dava açıldı.     Kürtçe çıkan tek gazetede: Azadiya Welat   Azadiya Welat gazetesi de 15 Ağustos 2006’da günlük yayın hayatına başladı. Gazete ilk olarak 1992 yılında haftalık olarak çıkan Welat gazetesinin devamı olarak 1996 yılının 21Ocak’ında yayına başladı. Haftalık olarak çıkan gazete 2006’da günlük çıkmaya başladı. Türkiye’de yayın yapan tek Kürtçe gazete olan Azadiya Welat’ın da çok sayıda çalışanı tehdit edildi, katledildi, gözaltına alındı ve tutuklandı. Gazete birçok kez kapatılma cezaları aldı. Gazetenin Yazı İşleri Müdürü Vedat Kurşun’a daha önce eşi ve benzeri olmayan 166 yıl hapis cezası verildi.     Gazetenin Diyarbakır merkez bürosuna asılsız bir ihbar gerekçe gösterilerek, 28 Ağustos 2016’da baskın yapıldı. Baskında 24 gazete çalışanı elleri kelepçelenerek gözaltına alındı. Gazete daha sonra 29 Ekim günü çıkarılan KHK ile kapatıldı.    2016’da KHK ile kapatılan özgür basın kuruluşu çalışanları sürdürücü oldukları özgür basın geleneğine ilişkin ajansımıza konuştu.    ‘Basına bir darbe girişimi oldu’   JINHA’nın Kürtçe Editörü Münevver Karademir, “Basın kurumlarının o gün kapatılması bir günde olan bir şey değildi” diyor. Türkiye’deki gelişmelere bağlı olarak kurumlarının kapatıldığını söyleyen Münevver, “Kürt toplumunu kendilerine bahane yaptılar. Bu bahanelerle Kürt basınına yönelik bir saldırı oldu. Bir darbe girişimi oldu. Darbe girişiminden sonra iktidar gerçekleştirilemeyen darbeyi kendisi toplum üzerinde yaptı. Toplumun sesini kısmak istedi. İktidar kendisini korumak için saldırı gerçekleştirdi. Herkes basının toplumun gözü olduğu olduğunu biliyor. Tam da bu nedenle basına yönelik bir saldırı gerçekleştirdi. Özel de Kürt basınına yönelik saldırı vardı. Bu nedenle ajans ve gazeteler kapatıldı. İlk kadın ajansı olan JINHA kapatıldı. Yine sadece Kürtçe yayın yapan Azadiya Welat gazetesine yönelik bir saldırı oldu” diye ekliyor.    ‘Kadınlar yollarına devam etti’   Basın üzerinden Kürt toplumunun sessiz bırakılmak istendiğini belirten Münevver, toplumda olumsuz bir etki yaratılmak istendiğinin altını çiziyor. Münevver, kimi gazetecinin sadece yaptığı haberden dolayı tutuklandığını vurguluyor ve “Gazetecilere yönelik geniş bir saldırı yaşandı. Ancak amaçlarına ulaşamadılar Çünkü basın kurumlarının kapatılmasının ardından Kürt gazetecileri gazetecilik yapmaya devam ettiler. JINHA’dan sonra kadınlar alternatif kurumlar açarak yollarına devam ettiler. Bugün de gazetecilik yapmaya devam ediyoruz. İktidar toplumu kendisi için dizayn etmek istedi. Ama başarılı olamadı” ifadelerini kullanarak yollarına devam ettiklerinin mesajını veriyor.    ‘Gazeteciler susturulmak istendi’   Kapatılan DİHA Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Dicle Müftüoğlu da Türkiye’de şu an en çok konuşulan meselelerden birinin ifade özgürlüğü olduğunu vurgulayarak, her gün yeni bir gazetecinin tutuklandığını ya da gözaltına alındığını söylüyor. Dicle, şu an Türkiye’nin bulunduğu durumun 90’ları anımsattığını ve bu sürecin temelinin PKK Lideri Abdullah Öcalan’la görüşmelerinin durdurulduğu 2015 yılında atıldığına işaret ediyor. Dicle, “O süreçte birçok haber ajansı, radyo, televizyon kanalları ve gazeteler kapatıldı. Hükümete muhalefet edebilecek herkesi terörist ilan edilip, ilegalize edilmeye çalışıldı. Ben o süreçte DİHA Sorumlu Yazı İşleri Müdürüydüm. 29 Ekim’de ajansların kapatılmasıyla gazeteciler susturulmak istendi. Bugün de onun devamı yaşanıyor” diye ifade ediyor.    ‘JINHA dünya çapında ilk kadın ajansıydı’   Dicle, kapatılan ajanslara alternatif olarak açılan ajansların kapatıldığını, şu anda medyanın yüzde 99’unun iktidar yanlısı haber yaptığının altını çiziyor. Dicle, televizyon kanallarının ya da gazeteleri artık ekonomiden bahsedemediklerini, dile getiren gazetecilerin ise tutuklandığına işaret ederek, DİHA ve JINHA’nın bu ülkede önemli işler çıkaran ajanslar olduğunu kaydediyor. Dicle, “DİHA Roboski gibi büyük bir katliamı ortaya çıkaran, JINHA dünya çapında ilk kadın ajans olma niteliği taşıyordu. Bugün eğer kadın cinayetleri gündem oluyorsa, kadın mücadelesi söz sahibi ise, kadınların sokaktaki eylemleri ses getirebiliyorsa bunda JINHA’nın ve çalışanlarının payı çok büyük. Kadınlar artık özgür basınla beraber sözlerini duyurabiliyorlar” şeklinde konuşuyor.   Editörün Notu: Münevver Karademir şu an 25 Eylül 2017’de kurulan ajansımız Jin News’te Kürtçe editörlüğü, Dicle Müftüoğlu da 20 Eylül 2017’de kurulan Mezopotamya Ajansı’nın (MA) Türkçe editörlüğünü yapıyor.