‘Halklar ve inançlar kararlı mücadelesini sürdürecek’ 2020-10-19 14:41:49   İSTANBUL - HDK Halklar ve İnançlar Meclisi, son zamanlarda yaşanan ırkçı saldırılara ilişkin açıklama yaptı.    Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Halklar ve İnançlar Meclisi, son zamanlarda artan ırkçı saldırılara dikkat çekmek amacıyla Beyoğlu’ndaki Genel Merkez binasının önünde açıklama yaptı. HDK Eşsözcüsü İdil Uğurlu, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut ve çok sayıda yurttaşın katıldığı açıklamada, “Irkçılık insanlık suçudur” yazılı pankart açılarak, ırkçı saldırılarda yaşamını yitirenlerin fotoğrafları taşındı.   ‘Aramıza kin ve nefret tohumları saçıyorlar’   Açıklamada ilk sözü alan Jineps Gazetesi yazarı Seda Berzeg, Anadolu ve Kafkasya’da yaşanan katliamlara değindi. Anadolu halklarının kardeşçe yaşayabileceği bir cennet olabilecekken, insanların cehennemde yaşamaya mahkûm edilmek istendiğini vurgulayan Seda, “Bunun için önce halkların kardeşliğine ve dostluğuna saldırıyorlar. Zenginliğimiz olan farklılığımızı kullanarak, aramıza kin ve nefret tohumları saçıyorlar. Çerkez olduğumuz için hain, Kürt olduğumuz için bölücü ilan edildik. Laz olduğumuz için bizimle dalga geçildi, fıkralara konu edildik. Ama halklar ve inançların kararlı mücadelesi sürecektir” diye belirtti.    ‘Savaş sorun çözümsüzlük yaratır ’    HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut, halkların kardeşliğine inandığını ve bunun için mücadele ettiğini söyledi. Halkların birbirine düşman edilerek, iktidarların varlıklarını sürdürdüğünü dile getiren Elif, “Eğer halkları kendi hallerine bırakırlarsa, böyle bir düşmanlığa ihtiyaç duymadan, bu ülkenin toprakları içinde barış içinde yaşamaya devam edebilirler. Ama karanlığın buna değil, savaşa ihtiyacı var. Neredeyse her komşumuzla ya sorun yaşıyoruz ya da savaş içerisindeyiz. Savaşın hiçbir sorunu çözdüğü görülmemiştir. Savaş sorun, çözümsüzlük yaratır, geride ölü bırakır. Savaş sadece silah tüccarlara, uluslararası dengelerde ihtiyacı olanlara yarar. Biz halkların kardeşliğine inanıyor ve onun için mücadele ediyoruz. Tüm halkları da bunun için mücadele etmeye çağırıyoruz” dedi.    ‘İktidar elini yakamızdan çeksin ’   HDK Eşsözcüsü İdil Uğurlu, yaşanan savaşların kendi savaşları olmamasına rağmen bedelini kendilerinin ödediğini ifade etti. İdil, “Aynı sokaklarda yaşıyoruz, çocuklarımız aynı okullara gidiyor, yan yana oturuyor. Ama her seferinde halklar birbiriyle karşı karşıya getirilip kırdırılmaya çalışılıyor. Ben buradan özellikle Türk halkına seslenmek istiyorum. Biz yaşasın halkların kardeşliği diyoruz, sizde çıkıp biz halkların eşitliğini istiyoruz deyin. Bu toprakların barışa, özgürlüğe, adalete ihtiyacı var. Biz bunu 2013-2015 yılları arasında yaşadık. Bunu yeniden kurabiliriz. Ama yeter ki iktidar elini yakamızdan çeksin. Savaşlarla bizi karşı karşıya getirmesin. Savaşlarda ölen bizleriz ama saraylarda yaşayanlar onlar” şeklinde konuştu.    ‘Irkçılık toplumun inkârıdır’   Grup adına ortak açıklamayı okuyan HDK Halklar ve İnançlar Meclisi üyesi Çiğdem Kılıçgün Uçar, yok sayılan her kimliğin geçmişin inkârı, geleceğin gaspı olduğunu ifade etti. Bugün yaşanan yabancılaşmanın ırkçılığa meşruiyet kazandırdığına dikkat çeken Çiğdem, şunları söyledi: “İktidar ve devlet organizasyonlarının kendini kabul ettirme ve daha etkin yönetme adına giriştiği bu savaş, aslında toplumla yapılan savaştır. Kendi yaşadığı yabancılaşmayı tüm topluma dayatmasıdır ve toplumsal gerçekliği inkâr edip onun yerine kendini ikame etmesidir. Tarihsel olarak sıralayabileceğimiz ve neredeyse tüm dünyada yaşama olanağı bulmuş katliamlar, asimilasyon ve soykırımlarla yok olan bizlerdik, hepimizdik. O yüzden ırkçılık toplumun inkârıdır.”   ‘Farklılığı kendimizle bir görmek toplumsal görevdir’   Ermenilerin sürekli bir tehdit olarak görülmesinin Ermeni vatandaşlara dönük saldırıları pekiştirdiğini dile getiren Çiğdem, “Bu akla mahkûm eden tüm zihniyet ve iktidarlara karşı her halkların varlığını koruyacağı ve devam ettireceği olanakları yaratmak ve korumak, halkların inançların birbirleriyle olan ilişkisini güçlendirmek ve her farklılığı kendimizle bir görmek kaçınılmaz bir toplumsal görev olarak karşımızda duruyor. İktidarların varlık gerekçesi olan teklik ve inkâra karşı farklılıkların eşitliğini savunmak, ırkçılık ile mücadelede atılacak en önemli adımdır” ifadelerini kullandı.    Ortak mücadele çağrısı    Dünya üzerindeki ülke, belki de şehir sayısından fazla dilin, inancın olduğunu belirten Çiğdem, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yani tüm katliam ve soykırımlarla yüzleşildiği, tüm inançların yaşayabildiği, tüm dillerin konuşulduğu, tüm halkların ismiyle ve kültürü ile tanındığı bir dünyanın mümkün olduğunu biliyoruz ve bunun mücadelesini vermeye devam ediyoruz. Irkçılığın politika haline getirildiği, ayrımcılığın derinleştiği bu sistemde çağrımız öncelikli olarak halklara. savaşların ve katliamların tarihi bizlere ait değil. Irkçılık ve ayrımcılıkla mücadele için yan yana gelerek, mümkün olan barışın imkânlarını konuşarak kendi tarihimizi yazabiliriz. Halklar ve İnançlar Meclisi olarak devlet ve iktidar yapımı icadı olan ırkçılığa mahkûm olmadığımızı aksine halkların birlikte mücadelesinin ırkçılığı mahkûm edeceğine inanıyor ve tüm halkları birlikte mücadeleye davet ediyoruz.”