Halkevleri'nden kampanya: Savaşa, ırkçılığa, yoksulluğa dur diyeceğiz 2020-10-12 14:19:49   ANKARA - Pandemi sürecinde iktidarın politikalarına karşı Türkiye’nin dört bir yanında başlattıkları kampanyaya ilişkin bilgi veren Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk, “Hastanelerde sağlık çalışanlarının nefesi, güvencesiz öğretmenlerin sesi olacağız. Yağmaya ve talana, savaşa ve ırkçılığa karşı dik duracağız” dedi.   Halkevleri “Güvenceli çalışma, insanca yaşamak istiyoruz” şiarı ile pandemi sürecinde iktidarın politikalarına karşı başlattıkları kampanyayı Halkevleri Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısıyla duyurdu. Toplantıda konuşan Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk, kampanyanın amacını ve taleplerini anlattı.     ‘Saldırganlığı artan bir iktidar var’   Yaklaşık 8 aydır Covid-19’un işçi sınıfı hastalığı haline getirildiğini belirten Nebiye işçilerin, ölümle burun buruna yaşadıklarını aktardı. Nebiye, “Bir yanımızda salgın hastalığın bulaşma riski diğer yanımızda salgınla birlikte saldırganlığı giderek artan neoliberalizm ve onun uygulayıcısı bir iktidar var. Salgından kendimizi korumayı başarsak bile ya bir iş cinayetinde ya bir erkek şiddetinde ya da tahrip olan doğanın bir doğal afetinde ölmeye devam ediyoruz” ifadelerine yer verdi.   ‘Patronlar kazanıyor, işçiler güvencesiz’   Pandemiyi bahane eden işverenlerin kazançlarına kazanç kattığını ve işçilerin çalışma koşullarının her gün biraz daha zorlaştırıldığına dikkat çeken Nebiye, işçilerin emeklerinin karşılığını alamadığını kaydetti. AKP’nin, pandemi döneminin başından beri çıkardığı yasa, yönetmelik ve KHK’lerle işverenlerin yanında olduğunu gösterdiğini belirten Nebiye, “İşsizliğin giderek büyümesine rağmen istihdamı artırmaya yönelik hiçbir politika uygulanmıyor” sözlerini kullandı.    ‘Sağlık Bakanı gerçeklerin üstünü örtüyor’   Parası olanın her gün test yaptırabildiğini, parası olmayanın ise test yaptırabilmek için binbir zorlukla karşılaştığını ifade eden Nebiye, Sağlık Bakanı’nın her gün yaptığı açıklamalarla gerçeklerin üstünü örtbas ettiğini vurguladı. Nebiye, “Hastanelerin yoğun bakım ünitelerinin yetersizliği kabul edilmiyor. Hastalar evlerde tedavi ediliyor. Sağlık çalışanları arasında ayrım yapılıyor. Sağlık çalışanlarının kendilerini koruması için yeterli tedbirler alınmıyor. Her gün bir sağlık çalışanını kaybediyoruz” dedi.   ‘Çatılardan düşerek ölen çocukların olduğu memleket olduk’   Nebiye, eğitimde de eşitsizliğin ve adaletsizliğin giderek artığını kaydederek, parası olanın eğitim hizmetinden yararlanabildiğini ancak yoksul çocuklarının geleceğinin yok edildiğini sözlerine ekledi. Özel okullarda sağlanan koşulların devlet okullarında sağlanamadığına işaret eden Nebiye, sözlerini şöyle sürdürdü: “EBA TV gibi uygulamalar yürütülemiyor. İnternet ve tableti olmayan binlerce çocuk eğitim hakkından faydalanamıyor. Çocukları evde kalan çalışan ebeveynler ise ne yapacaklarını bilmez haldeler. Bir tarafta çocukları diğer tarafta işten atılma korkusu insanları çaresiz bıraktı. Eğitim hakkından faydalanabilmek için çatılardan düşerek ölen çocukların olduğu bir memleket olduk artık.”   ‘Savaşlar kışkırtılıyor’   İçeride ve dışarıda savaş politikalarının ara verilmeden sürdürüldüğüne değinen Nebiye, Türkiye’de yaşayan halklar arasında düşmanlığı artırmaya yönelik politikalar izlendiğini kaydetti. “Bu yetmiyormuş gibi Ortadoğu’da, Libya’da, Azerbaycan’da, Kıbrıs’ta savaş kışkırtılıyor” diyen Nebiye, yoksul halkın çocuklarının canları ve kanları üzerinden rant peşinden koşulduğunu ifade etti.   ‘Katiller ödül niteliğinde cezalarla korunuyor’   Pandemide derinleşen toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin kadınları daha da güvencesizleştirdiğini belirten Nebiye, devamında şöyle konuştu: “Hasta ve yaşlı bakımı gibi temel hizmetlerin tamamen ev içine dönmesi kadınlar için asla bitmeyen karşılığı ödenmeyen mesaiye dönmüş durumda. Ücretli çalışan kadın ve erkekler arasındaki gelir eşitsizliği de giderek büyüyor. Uygulanan gerici politikalar kadınlara daha fazla şiddet daha fazla taciz daha fazla ölüm olarak yansıyor. Her gün bir kız kardeşimizi erkek şiddeti sonucu kaybediyoruz. Kadın katilleri iktidar tarafından ödül niteliğinde cezalarla korunuyor. Tacizciler, istismarcılar pandemi affıyla cezaevlerinden salınıveriyor, uzaklaştırma kararları uygulanmıyor.”   Bugünden itibaren memleketin dört bir yanında taleplerini hayata geçirmek için yola çıkacaklarını kaydeden Nebiye, “Nerede haksızlığa uğrayan bir işçi varsa yanında olacağız. Nerede katledilen bir işçi varsa patronlardan hesap soracağız. Hastanelerde sağlık çalışanlarının nefesi, güvencesiz öğretmenlerin sesi olacağız. Yağmaya ve talana karşı köylülerle jandarma barikatının en önünde olacağız. Savaşa, ırkçılığa karşı dik duracağız. Kadın dayanışmasını büyüteceğiz. Bir kişi bile eksilmeyeceğiz” diye konuştu.   Nebiye, devamında taleplerini şöyle sıraladı:   “*Covid-19 tüm insanlar için yaşamsal bir tehdittir. Sadece çocuklara ve risk grubundaki insanlara sağlanacak koruma ayrıcalıklarına tahammül edebiliriz. Geri kalan herkes için hastalık riski eşitlenmelidir.   *Derhal günlük çalışma süresi 4 saate düşürülmeli, işçinin net ücretinde hiçbir eksiltmeye gidilmemeli, istihdam artırılmalıdır. Vardiyaya bölünebilecek bütün işler 4 saat olarak vardiyalandırılmalı, işe başlangıç saatleri sektör sektör farklılaştırılmalı, işçiler için ulaşım parasız hale getirilmelidir.   *İşten çıkarma tam olarak yasaklanmalı; işçiler, çalışma süreciyle bağlantılı herhangi bir durumda Covid-19 riskiyle karşı karşıya kaldıklarında kıdem tazminatlarını alarak istifa edebilmelidir.   *Ücretsiz izin işçinin rızasına bağlanmalıdır. Kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin desteği en az asgari ücret seviyesinde tutulmalı ve geçen süre prim gününe eklenmelidir.   *Uzaktan eğitime erişim şartları tüm öğrencilere sağlanmalı, okullarda yüz yüze eğitimin başlaması için gerekli bilimsel önlemler bir an önce alınmalıdır.   *Kültür, sanat ve eğlence gibi pandemide çalıştırılmayan emekçilere destek sağlanmalıdır.   *Hasta, yaşlı, çocuk bakımı ve eğitim gibi temel hizmetler pandemi koşullarına uygun şekilde kamusallaştırılmalıdır, kadınlar üzerindeki bakım emeği yükü kaldırılmalıdır.   *Kadınların ücret ve gelir düzeyi en az erkeklerin gelir düzeyine getirilmelidir.   *Covid-19 her sağlık çalışanı için “meslek hastalığı”, fiilen iş yerinde çalışan her işçi için de ‘iş kazası’ sayılmalıdır.”