‘Kürtlere yönelik yaşam hakkı tanımayan bir siyaset devrede’ 2020-09-23 11:35:25   VAN - Asker ve polis tarafından halka dönük artan işkencenin bir konsept olduğunu vurgulayan HDP’li Muazzez Orhan, “Baskı, inkar ve imha siyaseti yüzyıldır tutmadı. Kürt halkının insani, hak temelli siyaseti de devam ediyor” dedi.   Yıllardır iktidara gelen hükümetler Kürt illeri üzerinde özel politikalarını hayata geçiriyor. Özellikle 90’lı yıllarla birlikte bölgede asker ve polisin açtığı ateş sonucunda bugüne kadar binlerce yurttaş hayatını kaybederken, binlercesi de yaralandı, gözaltına alındı, işkencelere maruz bırakıldı ve tutuklandı. Düzenlenen operasyonlarda haklarında “ihbar” olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan yurttaşlara günlerce işkence edildiği ve büyük travmalar yaşadıkları hastane raporlarıyla da destekleniyor. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan “işkenceye sıfır tolerans” dese de polis ve asker işkencesi  belgelendi.     İşkence görmezden gelindi!   Basına yansıyan son işkence olayı ise Van’da yaşandı. Operasyona çıkan askerler tarafından Çatak ile Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesi arasında bulunan Çığlıca köyü Yoğurtlu mezrasında gözaltına alınan Servet Turgut ve Osman Şiban, 2 gün sonra Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin yoğun bakım ünitesinde tedavi altında oldukları ve helikopterden atıldıkları ortaya çıkmıştı.  Van Valiliği’nin ise olaydan 10 gün sonra yaptığı yazılı açıklamada işkence görmezden gelinerek “usulüne uygun olarak muhafaza altına alınmış”  ifadesi kullanıldı.   ‘İlk günden bu yana aile ile iletişimdeyiz’   Polis ve askerin halka yönelik saldırılarını değerlendiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van Milletvekili Muazzez Orhan, yaşanan son işkenceye ilişkin, “İlk günden bu yana bizler aileleriyle iletişim halindeyiz. Dün aileyi grup başkanvekilimiz, MYK, PM üyeleri ve partililer olarak ziyaret ettik. Hem hastane yöneticilerinden bilgi almak hem de basın açıklaması yoluyla kamuoyunu yurttaşlarımızın son durumuyla ilgili bilgilendirmek istedik. Ancak bir kez daha valiliğin yasaklamalarına maruz kaldık” sözlerini kullandı.    ‘Yasak yaşanan vahşeti paylaşmamızı engellemeye yönelikti’   Kentte 15 Temmuz 2016 tarihinden bu yana “Valilik yasakları” gerekçe gösterilerek engellendiklerini söyleyen Muazzez, “Buradaki engelleme ne halk sağlığıdır, ne de pandemiydi. Tamamen yaşanan bu vahşeti görmemiz, bilgilenmemiz, kamuoyuyla paylaşmamıza yönelik bir engelleme. Edindiğimiz bilgiyi yaşanan bu vahşeti de kamuoyuyla paylaştık. AKP-MHP’nin ırkçı, faşizan politikalarının en yoğun yaşanan kentlerden biri Van’dır. Güvenlik güçleri tarafından birçok kez yurttaşlar işkenceler, hak ihlal ve hayatını kaybetmeyle karşı karşıya kaldı. Onlarca yurttaşa yönelik bu saldırılar yaşandı ve sürüyor” dedi.   ‘Kürtlerin yaşam haklarına saldırılıyor’   Van’da son dönemde askerin açtığı ateş sonucunca yaralanan ve hayatını kaybedenleri hatırlatan Muazzez, şu bilgileri verdi: “14 Haziran’dan bu yana güvenlik güçlerinin yurttaşlara yönelik bu tarz saldırıları devam ediyor. Başkale Kaşkol köyünde Emrah Görür hayatını kaybetti, Saim Yıldız yaralandı. Yine Çaldıran ilçesinde İbrahim Baykara hayatını kaybetti, Azad Bağ yaralandı, 16 Eylül tarihinde Orhan Hanay askerlerin açtığı ateş sonucunda yaralandı. Onlarca bu tür saldırılar gerçekleşti. Van iline ilişkin bu politikalar işletiliyor. Van halkına, Kürt halkına yönelik bu siyaset aslında Kürtlerin yaşam hakkına yönelik bir saldırıdır. Her yönüyle de partimizin bu yaşam hakkına yönelik saldırıları halkımızla paylaşması engelleniyor.”   ‘İnkar, imha siyaseti yüzyıldır tutmadı’   “Kürt halkına yönelik yaşam hakkı tanımayan bir siyaset devrede” diyen Muazzez, engellemelerle yaşanan olayların üstünün kapatılmaya çalışıldığını vurguladı. Muazzez, “Her fırsatta halkın umudu olan partimizi engellemeye dönük bir siyaset devrede. Biz bu baskıları yeni yaşamıyoruz. Çatak’ta yaşanan bu vahşet Kürtlerin yeni yaşadığı bir deneyim değil, 90’lı yıllarda, 80’li yıllarda, birçok yurttaş işkencelere maruz kaldı. Şunu bir kez daha söyleyelim, baskılar, inkar, imha siyaseti yüzyıldır tutmadı. Kürt halkının insani, hak temelli siyaseti de devam ediyor. Biz de halkımızın yanındayız” dedi.