TJA İstanbul ve Denizli’den seslendi: Ortak mücadelede ısrarcı olacağız 2020-09-20 15:47:59   DENİZLİ/İSTANBUL - TJA’nın “Em Xwe Diparêzin” kampanyasının Denizli ve İstanbul ayağının startı verildi. Kampanyaya dair yapılan açıklamada, “Kadın mücadelesi veren tüm kadınlarla ortak bir mücadele hattı oluşturmada ısrarcı olacağız” denildi.   Tevgera Jinen Azad’ın (TJA) “Em Xwe Diparêzin” (Kendimizi Savunuyoruz) şiarıyla başlattığı kampanyanın Denizli ve İstanbul ayaklarının startı verildi.   Denizli’de kampanya, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Denizli İl binasında yapılan etkinlikle başlatıldı. Saygı duruşu ve TJA tarafında hazırlanan sinevizyon gösterimi ile başlayan etkinlikte basın metnini TJA aktivisti Şerife Yıldırım okudu.    ‘Ortak mücadeleyi savunuyoruz’   Kampanya ile beraber “kadınlara cinsel şiddet uygulayan, gençleri uyuşturucu ve ajanlıkla toplumdan koparan ve itibarsızlaştıran saldırılara karşı kadınların kendilerini savunacağını” dile getiren Şerife, kadınlar olarak katliamlara ve ırkçı saldırılara karşı tepkilerini özsavunma olarak göstereceklerini ifade etti. Şerife, “Kadın mücadelesi veren tüm kadınlarla ortak bir mücadele hattı oluşturmada ısrarcı olacağız. Süryani, Ermeni, Keldani, Êzidî, Kürt kadınlarına karşı başlatılan imhanın yeni adı olan linçler karşısında ortak mücadeleyi savunuyoruz” diye belirtti.   ‘Tecridin insanlık suçu olduğunu söylemeye devam edeceğiz’   PKK Lideri Abdullah Öcalan şahsında Kürt halkına ve kadınlara tecrit uygulandığının altını çizen Şerife, “Bu tecrit politikası kadınlar üzerinden çok ağır biçimde yürütülüyor. Kadınların çalışmaları engelleniyor, güç kazanmalarını, statü sahibi olmalarını istemiyorlar. Tüm bunlardan kaynaklı biz kadınlar olarak tecride sonuna kadar hayır diyoruz. Kampanyamız boyunca da tecride ve tecrit politikalarına karşı mücadele edecek, tecridin insanlık suçu olduğunu söylemekten vazgeçmeyeceğiz” dedi.   ‘İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeyeceğiz’   Şiddete, tacize, tecavüze karşı kadınları özsavunmayı yükseltmeye çağıran Şerife, şunları belirtti: “Bu düzenin ‘iyi hal’ ve ‘haksız tahrik’ indirimlerine karşı özsavunma haktır. İstanbul Sözleşmesi’nden asla vazgeçmiyoruz. 4 aylık süre boyunca sadece kadınlara değil, çocuklara yönelik her türlü cinsel saldırıya karşı mücadele edeceğiz. Çocukları tecavüzcü ile evlendirmenin önünü açan yasalara karşı özsavunmamızla mücadele edeceğiz. Kadının emeğini sömüren, erkeğe ve devlete muhtaç eden saldırılara karşı komünal ekonomiyi geliştirmeyi savunuyoruz. Suyumuzu güvenlik barajı olarak kullanan, 12 bin yıllık Hasankeyf’i 50 yıllık baraja feda ederek tarihimizi kültürümüzü sular altına gömen, dağlarımızı ormanlarımızı yakıp yok eden zihniyete karşı demokratik mücadeleyi savunuyoruz.”   Şerife, tüm özgürlük savunucusu kadınları kampanyaya sahip çıkmaya çağırdı. Açıklama sloganlarla sona erdi.   İstanbul   TJA’nın 15 Eylül’de duyurduğu ve birçok kentte başlatılan “Em Xwe Diparêzin” kampanyasının İstanbul ayağının startı da verildi. HDP Bağcılar İlçe Örgütü’nde gerçekleştirilen etkinliğe Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü İdil Uğurlu, HDP İstanbul il ve ilçe eşbaşkanları, TJA aktivistleri ile çok sayıda kadın katıldı. TJA, HDP bayrakları ile “Ji Rosaya Heta Sakineyan soza we soza me reya we reya me ye”, “Devrim kadının ayak izinde”, “Kadınlarla şimdi özgürlük zamanı”, “İstanbul Sözleşmesi uygulansın”, “Kadını değil, şiddeti yargıla”, “ Kadınsız devrim olmaz”, “Kadın tutsaklara özgürlük”, “Genç kadınlar öncülüğünde özsavunma”, “Eşbaşkanlık mor çizgimizdir” pankartlarıyla donatılan konferans salonundaki etkinliğe kadınlar ulusal kıyafetleriyle katıldı.    Pandemi nedeniyle sosyal mesafeye dikkat edilerek gerçekleştirilen etkinlikte kadınlar müzikler eşliğinde sloganlar attı.   Etkinlikte iki dilli yapılan açıklamanın Kürtçesini Aysun Çeper, Türkçesini ise Zekiye İlbasan okudu. Açıklamada, bölgedeki erkek-devlet şiddetine ve tecavüze dikkat çekilerek, “Kampanyamızın gerekçesi Kürdistan ve Türkiye’de erkek egemen devlet, erkek egemen aile ve toplumda bin bir emek ve bedelle elde ettiğimiz kazanımlarımızı çalan, gasp eden ve işgal eden, taciz ile ret ve inkar eden saldırılara karşı bedenimizi, yaşamımızı, emeğimizi, toprağımızı, suyumuzu, anadilimizi, özgürlüğümüzü, tüm haklarımızı savunmaktır” denildi.   Etkinlik kadın yönelik şiddete karşı verilen mücadeleye ilişkin sinevizyon gösterimi ardından son buldu.