Halk buluşmalarında ‘ulusal birlik’ vurgusu 2020-08-23 18:27:04   HAKKARİ - Demokratik Mücadele Programı"nın üçüncü gününde  Aşut köyünde halkla bir araya gelen DBP ve DTK heyeti  burada halkla sohbet ederek  ulusal birliğin önemine dikkat çekti.    Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP), “Demokratik Mücadele Programı” kapsamında aralarında Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, ve HDP milletvekillerinin de bulunduğu heyet, Hakkari’nin Çukurca İlçesine bağlı Aşut (Çığlı) köyünde halkla bir araya geldi.    ‘Kapalı kapılara arasında siyaset yapmıyoruz’   DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz on güne yakın bir süredir bölgede bir planlama içerisinde ziyaretlerde bulunduklarını belirtti. Saliha,“Bizler Kürt parti ve oluşumları olarak her zaman halkımızla birlikte olmayı planlayan ve toplumumuzun taleplerini dinlemeye ve onların önerileri doğrultusunda adım atmayı temel alan bir hareketin temsilcileri olarak bu günde buradayız. Bizler siyaseti kapalı kapılar ardında yapmıyoruz. Bizler halk hareketi olarak toplumumuzun kadınlarını,  aksakallarını, gençlerini dinlemeye geldik. Bu nedenle ne kadar baskı altında olsak da yerimizde durmayacağız. Ve sürekli halkımız ile birlikte olamaya devam edeceğiz. Bu yolla halkımızdan güç alıyoruz. Moral buluyoruz. Ve geleceğimizi şekillendirecek yeni öneriler alarak siyasetimizi belirliyoruz” ifadelerine yer verdi.   ‘Düşmanlarımız bizi dört parçaya ayırdılar’   “Düşmanlarımız bizler dört parçaya ayırdılar. Ama biliyoruz ki dört parçada da halkımız kendi dili ve kültürü için mücadelesine devam ediyor” diyen Saliha, Kürt halkının birlik olmamasından kaynaklı kendilerine yönelik saldırıların devam ettiğini söyledi. Saliha, ulusal birliğin önemine değinerek şunları dile getirdi:“Bunun önüne geçmek için en kısa sürede ulusal birliğimizi kurmalıyız. Kürdistan’ın dört parçasında halkımız çok onurlu ve büyük mücadeleler verdi ve ağır bedellerde ödedi. Bu ağır bedeller karşısında güzel kazanımlarımız da oldu. İşte Güney ve Batıda ki kazanımlar. Bunu gören Türkiye devleti bu kazanımları yok etmek için ve ulusal birliği engellemek için dört parçada saldırıyor. 100 yıldır bizleri yok ederek kendi topraklarımızdan bizleri atmak istiyor. Ama bunu beceremez. Çünkü biz binlerce yıldır bu toprakların sahibiyiz. Ama son beş yıldır bu mücadele belli bazı güçler üzerinden özellikle yapılıyor. Buradaki tek gaye de Kürtlerin yok edilmesidir. Kürt kentlerini yıkıyorlar. ‘Seçime gidebilirsiniz ama sandıktan çıkan iradenizle kendinizi yönetemezsiniz. Kürtler statü sahibi olmamalı’ diyorlar.”   ‘Halkla birlikte yeni yol haritası belirleyeceğiz’   Kürt siyasetinde halka dayalı bir yönetim anlayışının olduğunu ve bunun başarılı bir şekilde uygulanabilirliğini görenlerin bunu hazmedemediğini belirten Saliha, son olarak şunları söyledi: “Sayın Öcalan dört parçanın önüne yeni bir model ve felsefe koydu. Bu modelde halkın karar mekanizmalarına katılması ve söz sahibi olması vardı. Bu yüzden böylesi güzel ve demokratik olan bir modelin halkın içinde yaşam bulmasını istemiyorlar. Bunun için sadece Türkiye değil, diğer devletler de saldırıyor bize. Sayın Öcalan’ın rehin alınıp teslim edildiği günden beri bu ortaklıkları devam ediyor. Çünkü Kürtler sadece kedilerine değil birlikte yaşadığı bütün halklar için bir model yarattı. Bu modelinde sahibi Sayın Öcalan’dır. Bu nedenle oda 21 yıldır bir tecrit içinde tutuluyor. Bunu bütün dünya ve ilgili kurumlarda biliyor. Hepimiz aynı düşüncede olmaya biliriz. Ama hepimiz birlikte yaşayabiliriz. Dilimiz ve kültürümüz için mücadele veriyoruz. Bizler bu halkın öncüleri ile bir araya gelip halkın fikrini almak istiyoruz. Bu toplumun öncüleri ve karar vericileri sizlersiniz. Bu nedenle bu ziyaretlerle sizlerle birlikte değerlendirmeler yapıp siyasetimizi güçlendirmek istiyoruz. Bu yolla yönetimlerimizi güçlendirecek ve kurumlarımızın üzerindeki baskıları dağıtacağız. Sıcak karşılamanız için de ayrıca teşekkür ediyoruz.”    ‘Kürt coğrafyası hedef alınıyor’   Ardından söz alan DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Tayyip Erdoğan’ın bir zamanlar barış olsun diye baldıran zehri içeceğini hatırlattı. Bedran, “Diyarbakır’da baldıran zehri içeceğim dedi. Aradan geçen zamanda bütün ülkeye zehri içindi ve kendisi de gidip sarayında oturdu. Kendisi de kendisinden öncekilerin yaptığı gibi Kürtlere saldırmaya devam ediyor. Her alanda varlığımıza bir saldırı var. Bakın Güney’de PKK’yi bahane ederek saldırıyor. Orada iki olan gözlem noktalarını 30’un üzerine çıkardı. Aslında mesele PKK değil. Asıl mesele Bahçelinin daha önce plaka sayılarını da vererek açıkladığı maçlardır. Orada Kürt kazanımları ve Kürt coğrafyası hedef alınıyor” diye belirtti.    Halkla yapılan sohbetlerin ardından heyet köyden ayrılarak Yüksekova ilçesine geçerek burada DTK operasyonu soruşturmasında 14 Ağustos tarihinde gözaltına alınarak tutuklanan kişilerin ailelerini ziyaret etti.