Pervin Buldan: Tecavüz edenleri teşhir etmeye devam edeceğiz 2020-08-19 21:03:49   İSTANBUL- HDP, "Demokratik Mücadele Programı"nın üçüncü aşamasının startını polis engeline rağmen Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda gerçekleştirdi. Burada konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, İpek E.’ye tecavüz eden uzman çavuş Musa Orhan’a işaret ederek, “Bu ülkeyi yönetenler bu ülkenin savcıları, hakimlerin onu tutuklamaya niyeti yoktu. Çünkü tecavüz ettiği bir Kürt kadını idi. Ne pahasına olursa tecavüz edenleri, şiddet uygulayanları, hukuksuzluk yapanları, teşhir etmeye devam edeceğiz” dedi.    Halkların Demokratik Partisi' nin (HDP), "Demokratik Mücadele Programı"nın üçüncü aşamasının startını vermek üzere partinin Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın katılımıyla Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda gerçekleştirmek istediği halk buluşması Kaymakamlığının pandemiyi gerekçe göstererek yasak kararı vermesi nedeniyle polis tarafından engellendi. Partilileri kalkanlarıyla ablukaya alarak gelen halk ile buluşmasını engelleyen polisler, daha sonra partilileri ve halkı kalkanlarıyla meydandan uzaklaştırdı.    Polisten vekile: Beğenmiyorsanız ülkeden gidin   Bu sırada polis ile müzakere eden HDP Sözcüsü Saruhan Oruç'a polisin, "Beğenmiyorsanız bu ülkeden gidin" sözü dikkat çekti. Bütün engellemelere rağmen burada bir araya gelen grup , 19 Ağustos kayyım atamalarının yıldönümünü protesto etti.   ‘19 Ağustos tam anlamıyla bir siyasi darbedir’   Polis ablukasının olduğu meydana gelen HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan burada açıklama yaptı. Polis engeline tepki göstererek konuşmasına başlayan Pervin, “Bugün Demokratik Mücadele Programımızın 3’üncü aşamasının startını veriyoruz, 3’üncü aşamamızın startını 19 Ağustos tarihine denk getirdik. Çünkü bu tarih bizlerin, bir halkın iradesinin gasp edildiği tarihin yıldönümüdür.  Geçen sene 31 Mart yerel seçimlerinde halkın iradesiyle seçilen belediye eşbaşkanlarımız görevden alınmış yerlerine kayyımlar atanmıştır. Bu tam da siyasi darbedir. Bir halkın iradesinin gasp edilmesi, sandıkla seçimle elde edilemeyen kazanılamayan belediyelerin zorla gasp edilmesidir ve bunun adı tam anlamıyla siyasi darbedir” dedi.    ‘Kayyım zihniyeti çöktü’   Daha önceki yıllarda da halkın iradesinin gasp edildiğini söyleyen Pervin, “Kayyım zihniyeti artık çökmüştür. Kazandığımız belediyelere atanan kayyımların hırsızlığı, yolsuzluğu artık belgelerle açık olarak deşifre olmuş ve belgelenmiştir. O mekanlar o binalar halka hizmet için değil hırsızlık yolsuzluk için şuanda kullanılmaktadır. Bütün bunları belgeleriyle ortaya koymamıza rağmen o belediyelerde hala kayyımlar atanmış bir görevli olarak yerlerinde durmaktadır. Ancak şunu ifade etmek isterim ki yarın Diyarbakır, Mardin, Van, Hakkari halkının önüne bir kez daha sandık koyun halkımız bir kez daha HDP diyecektir ve kendi belediye eş başkanlarını seçecektir” diye belirtti.    ‘Ülkeyi yönetemiyorlar’   Pervin, AKP’nin ülkeyi kayyımlarla yönettiğini söyleyerek, ülkenin artık yönetilemediğini vurguladı. Pervin, “Bu ülkeyi kayyımlarla yönetmeye çalışanlar bu ülkeyi tecrit etmekten başka hiç bir işe yaramayanlar Kürde, kadına, Aleviye, Ermeniye düşmanlığı bir yol haline getirmiştir. Bu ülkede farklılıkları zenginlikleriyle, çeşitliğiyle, Ermenisiyle, Kürdüyle, Türküyle, Alevisiyle kadınıyla, genciyle bir arada yaşama hakkına ne yazık ki darbe vurulmaktadır. Kayyım sadece bir siyasi darbe değildir aynı zamanda halkların bir arada yaşamasına vurulan bir darbedir bu ülkenin demokrasisine barışına, kardeşliğine vurulan darbedir. O yüzden diyoruz ki bu uygulamalardan bir an önce vazgeçin. Bu ülkede Kürt düşmanlığından vazgeçin, Kadın düşmanlığından vazgeçin. İşte mesele Kürt olduğu zaman kadınlar olduğu zaman bu ülkede hukukun adaletin. Demokrasinin olmadığını herkes görüyor ve biliyor. Buna tanıklık ediyor. Bir örnek vereceğim. Özellikle kadınlar kadın yoldaşlarımız hergün bir kişinin katledildiği, hergün onlarca kadının tecavüze ve şiddete uğradığı bir ülkede eğer kadınsan, aynı zamanda Kürtsen o zaman sana hukuk yok adalet yok, demokrasi. Bu ülkeyi yönetenler Kürde ayrı bir demokrasi, ayrı bir hukuk dayatması içerisindedir” şeklinde konuştu.    Pervin’in konuşmalarının devamındaki satır başları ise şöyle:    Fail teslim olmasaydı onu yargılamaya niyetleri yoktu   İki gün önce Batman’da bir kadın tecavüze uğradı. Tecavüze uğrayan kadın yaşamına son vermek için intihar etti. İki gün önce de yaşamını yitirdi. Fakat ne oldun yani fail yakalanmadı, elini kollunu sallayarak aramızda dolaşmaya devam etti. Tecavüz eden kim bir uzman çavuş. Peki tecavüz eden bir uzman çavuş olursa onun dokunulmazlığı mı var? Ona hukuk işlemiyor mu? Tecavüz ettiği kadın eğer Kürt ise ona hukuk ayrı mı işliyor. Bu suçu işleyen fail kendisi gitmiş teslim olmuş fakat teslim olmasaydı bu ülkeyi yönetenler bu ülkenin savcıları, hakimlerin onu tutuklamaya niyeti yoktu. Çünkü dokunulmazlığı vardı ve tecavüz ettiği bir Kürt kadını idi. Ne pahasına olursa tecavüz edenleri, şiddet uygulayanları, hukuksuzluk yapanları, teşhir etmeye devam edeceğiz.      Bir kez daha tecride karşı özgürlükleri haykıracağız   Bu mücadele bir demokrasi mücadelesidir, aynı zamanda barış mücadelesidir. Biz bu yola 1 Haziran’da açıkladığımız tutum belgemiz ile birlikte bu ülkedeki engellerin aşılması adalet, hukuk, barış ve demokrasinin bu ülkeyi gelmesi için bir yola çıktığımızı ifade ettik. Hakkari ve Edirne’den yollara düşüp Ankara’ya gittik. İkinci aşamamızda tematik buluşmalarla kadınları, gençlerin, emekçilerin, işçilerin yanına gittik ve onları dinledik. Onlarla bu ülkeye barışın nasıl geleceğini, demokrasiyi nasıl getireceğimizi konuştuk.  İşte şimdi 3. aşamamızda bugün startını verdiğimiz ve 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde oluşturacağımızı insan zincirleri ile birlikte bir kez daha savaşa karşı barışı haykıracağız. Bir kez daha tecride karşı özgürlükleri haykıracağız. Bir kez daha kayyım zihniyetini protesto ettiğimizi ve kabul etmediğimiz haykıracağız. Şuna inanın bu ülkeye barış gelecekse bizlerdin eli ile gelecek. Demokrasi gelecekse barışa, demokrasiye inananı, yoksulun emekçini kadının gençlerin bir araya gelmesi ile bir araya gelmesi ile gelecek. İşte biz bunun için varız. İşte biz bunu yola çıktı, bunun için yola devam etmeye kararlıyız. Yeter ki bu düzene bu anlayışa, bu yönetime hep birlikte itiraz edelim, kabul etmeyelim. Kayyımı kabul etmiyoruz, savaşları kabul etmiyoruz, tecavüzleri kabul etmiyoruz, anti demokratik uygulamaları kabul etmiyoruz.   Yürümeye kararlıyız   Bu mücadele Türkiye halklarını Türkiye toplumunun rahat bir nefes alması içindir. Barışı ve demokrasi istiyoruz ve bu yolda yürümeye kararlıyız. Hepimizin yolu açık olsun. Mutlaka kazanacağımıza olan inancımızı bir kez daha belirtiyoruz.”   Buluşma Pervin'in konuşması ardından son buldu.