Kürt diline yönelik baskılara karşı ‘birlik’ vurgusu 2020-08-18 09:04:14   DİYARBAKIR - Kürt diline yönelik saldırı ve baskıların her geçen gün arttığına işaret eden kadınlar, bu baskılara karşı Kürt halkının dilini sahiplenmesi gerektiğine vurgu yaptı. Kadınlar, "Dilimizi yaşatacağız" diyerek çocuklarını anadillerini öğreterek büyüttüklerini kaydetti.    Kürtçe diline yönelik her gün yeni bir saldırı politikasını devreye koyan hükümet, milliyetçiliği harekete geçiren sözleriyle de Kürt’lerin bulundukları her yerde saldırıya uğramasına ve linç edilmesine neden oluyor. Türkiye metropollerinde inşaatlarda, fabrikalarda ve ya turizm sektörlerinde çalışmak zorunda kalan Kürt gençleri, orada yaşayanların ırkçılık ve yok sayma politikaları ile karşı karşıya kalıyor. Kürtçe müzik dinlediği, Kürtçe konuştuğu için çok sayıda kişi katlediliyor.   Kürtçe eğitim konusu her yıl gündeme gelirken, Kürtçe dili ya seçmeli ders olarak ya da hiç kullanılmayarak yasaklanıyor. Diyarbakır’da mikrofon uzattığımız kadınlar da anadillerine yönelik saldırılara tepki gösterdi.    ‘Bu dille doğduk, bu dille de öleceğiz’   “Biz bu dille doğduk, büyüdük ve bu dille de öleceğiz” sözleriyle anadili olan Kürtçeye verdiği önemi dile getiren Hülya Aslan, Kürtlerin dilinin yok edilemeyeceğini vurguladı. Hülya, ”Bu dil bize anne ve babalarımızdan miras kaldı. İzin verseler de vermeseler de dilimizi konuşmaya devam edeceğiz. Kimse dilimizi bizden alamaz. Birlik olup dilimize karşı mücadele etmeliyiz. Devlet, dilimizi bizden almak istiyor. Dilimiz için her şeyi yapmaya hazırız. Bir canımız var ve her şeye de hazırız. Bir çocuğumuz askere giderken bir çocuğumuz da dağa gidiyor. Kardeşi kardeşe öldürtüyorlar. Tüm halkımızın ayağa kalkarak diline sahip çıkması gerekiyor” sözleriyle çağrıda bulundu.   ‘Çocuklarımıza Kürtçe öğretiyoruz’    Meliha Bahtiyar ise Kürt gelip Kürt gideceklerinin herkes tarafından bilinmesi gerektiğini dile getirdi. Dillerine yönelik baskıları kabul etmeyeceklerini belirten Meliha, “Dilimizle geldik, dilimizle gideceğiz. Herkesin dili için birlik olması gerekir. Kim ne derse desin Kürt Dili çok güzeldir. Allah hakkımızı bırakmasın onlara. Kürtler birleşmeli ve dilleri için mücadele etmeli. Çocuklarımız her ne kadar okula gidip Türkçe konuşsa da çocuklarımıza Kürtçe öğretiyor, onlarla Kürtçe konuşuyoruz. Çocuklarımızın dillerini unutmalarına izin vermiyoruz” sözlerine yer verdi.   ‘Dilimizi kaybetmeyeceğiz’   Dilin varlık nedenleri olduğuna dikkat çeken Remziye Yün, dillerinin kaybedilmesine izin vermeyeceklerini ifade etti. Remziye, “Dil bizim dilimizdir, dilimizi kaybetmeyeceğiz. Dil bizim aslımızdır ve aslımızı kaybetmeyeceğiz. Nasıl ki Türkçe var Kürtçe de var. Kürt olarak dünyaya geldik ve çocuklarımızın da kültürümüzle, dilimizle büyümesini istiyoruz.  Dilimiz için elimizden gelen her şeyi yapacağız ve mücadele edeceğiz. Biz nasıl ki dilimiz ve kültürümüzle büyüdüysek çocuklarımızı da öyle büyüteceğiz. Dilimizi her yerde yaşatacağız, yok olmasına izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.     ‘Özgür değiliz’   Hakime Polat, hiçbir halkın anadilinden koparılmasının doğru olmadığını ifade ederek, her ulusun kendi dili olduğuna işaret etti. Kürtçeye yönelik yasak ve baskıların yıllardır devam ettiğini söyleyen Hakime, “Keşke dilimiz üzerinde baskı ve yasak olmasaydı da dilimizi özgürce konuşabilseydik. Özgür değiliz. Çocuklarımızı ana dilleriyle yetiştiriyoruz. Özgür olmalarını ve haklarını aramaları gerektiğini söylüyoruz. Saldırı ve baskıya karşı halk diline sahip çıkmalıdır. Dilimizi her yerde konuşmalıyız” diye belirtti.   ‘Nesiller değiştikçe yozlaştırma politikaları da artıyor’   Yürütülen asimilasyon politikalarından dolayı kendini anadilinde ifade edemeyen Şura Çap ise şunları dile getirdi: “Diyarbakır gibi bir Mezopotamya şehrinde yaşayan biri olarak, kendi dilimi savunmak zorundayım. Nesiller değiştikçe yürütülen politikalardan kaynaklı dilimizi konuşamıyoruz. Ben evin en küçüğü olarak dilimi konuşamıyorum. Nesiller değiştikçe yozlaştırma politikaları da artıyor. Türkçe, İngilizce, Fransızca olduğu gibi Kürtçe de olsun, Kürtçe de başka dillere çevrilsin ki insanlar bizi de okusun, tanısın istiyoruz. Nereye gidersem gideyim dilimi ve kültürümü savunurum. Konuşamasam da öğrenirim.”