Diyarbakır Kadın Cezaevi’nde yaşanan hak ihlalleri raporlaştırıldı 2020-08-17 10:53:25   DİYARBAKIR - MED TUHAD-FED, ÖHD ve TUAY-DER Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nde yaşanan hak ihlallerini raporlaştırdı. Raporda özellikle salgında kadınların yiyecek ve hijyen konusunda sorun yaşadığı öğrenildi.   Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şubesi ve Tutuklu Aileleri ile Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) Şubesi Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi’nde yakınları bulunan aileler tarafından yapılan başvuru üzerine cezaevinde tutuklu ve hükümlüler ile koşullara ilişkin görüşme gerçekleştirdi. Yapılan görüşmeler sonucunda toplanan bilgiler raporlaştırıldı.   Raporda yapılan ziyaret sonucunda Diyarbakır Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda 14 tutuklu ve hükümlü ile görüşme gerçekleştirildiği ve görüşmeler sonucunda tespit edilen hak ihlalleri yer aldı.   Raporda yer alan hak ihlalleri şu şekilde sıralandı:   “* Öncelikle avukat müvekkil görüşme odasının hem sağ koridordan hem sol koridordan infaz koruma memurları tarafından izlendiği tespit edilmiştir.   * Ceza infaz kurumu tarafından verilen yemeklerin protein ve vitamin açısından yeterli olmaması nedeniyle bazı tutsaklarda kilo kaybının yaşandığı belirtilmiştir. Beslenme açısından gerekli olan et, meyve ve sebzelerin yeterli bir şekilde verilmediği, pandemi süreci ile birlikte hep aynı yiyeceklerin verildiği aktarılmıştır.   * Pandemi süreci ile birlikte kantin ihtiyaçlarının arttığı ancak kantinde fahiş fiyatlara satılan kişisel ihtiyaçların karşılanamadığı ifade edilmiştir. Kantin fiyatlarının gittikçe arttığı bu sebeple tutsak ailelerinin yakınlarının ihtiyaçlarını karşılayamadıkları ifade edilmiştir.   * 2 haftalık bebeği ile tutuklanan Eylem Oyunlu’nun lohusa döneminde olmasına rağmen kendisine ve çocuklarına çıplak arama yapılması nedeniyle travma yaşadığı ve ifade edilmiştir.   * Sosyal aktivitelerin, ortak alana çıkma hakkının ve koğuşlar arası değişikliğin pandemi bahanesiyle engellendiği belirtilmiştir.   * Sağlık sorunları nedeniyle hastaneye gitme durumunda tek kişilik hücrede karantinaya alındıklarını ve bundan kaynaklı tek kişilik hücreye gitmemek için sağlık sorunlarını ertelemek zorunda kaldıklarını belirtmişlerdir.   * Ayrıca ceza infaz kurumunda bulunan revirdeki doktorun tutsakları muayene etmediğini, şikâyetleri yazılı olarak aldığını ve bir keresinde yanlış bir ilaç verdiğini tutsağın yanlış ilacı son anda fark ettiği ve doktora bildirdiği belirtilmiştir. Doktorun ise bu hatayı sadece yanlışlık olarak nitelendiği, tutsaklar ile yapılan görüşmede bu yanlışın daha büyük bir sağlık sorununa yol açma ihtimali olduğu ifade edilmiştir.   * Revirdeki doktorun yüz yüze görüşme yapmadığı için ciddi bir ihmalin olduğu hele ki pandemi süreci ile birlikte artan sağlık endişesine rağmen bu ihmalin hala devam ettiği belirtilmiştir. Bazı günler doktorun olmadığı ve sağlık adına tutsaklar ile görüşecek ilgili bir kimsenin olmadığı belirtilmiştir.   *  Ayrıca cezaevi koşullarında yegâne ihtiyaçlarının kitap olduğu ancak koğuşlar arası kitap alışverişinin olmadığı belirtilmiştir.   * Tutsakların fotoğraf çekmesinde sadece 3 kişi ile sınırlandığı, toplu çekimin yasaklandığı bu durumun ekonomik bütçeleri açısından maliyetinin çok yüksek ve karşılanması imkânsız olduğu ve cezaevi idaresince görüşmelerine rağmen bir olumlu sonucun alınmadığı ifade edilmiştir. Toplu fotoğrafın yasak olduğu ancak zaten gün içerisinde yan yana birlikte olmalarına rağmen bu yasağa anlam veremediklerini ve bununla ilgili hukuki süreç başlattıklarını ifade etmişlerdir.    * Karantina koğuşunda kalan tutsaklarla yapılan görüşmede tutsaklar; tutuklandıkları gün karantina odasında çarşaf, yastık, masa, sandalye gibi gereken eşyaların olmadığını, yastık ve çarşaf istediklerinde çarşaf verilmeyerek sadece kirli yastıkların verildiği ve tutsaklar itiraz ettiklerinde ‘neden hafta sonu geldiniz gözünüzü kapatıp yatın’ denildiği ve kantin günü olmaması gerekçesiyle 5 gün boyunca kantinden hijyen ve temizlik malzemeleri alışverişi yapamadıkları belirtilmiştir.   * Mektupların cezaevi içerisinden haftada sadece bir gün alındığını ve APS ile gönderimde ise 15 günde bir gönderildiği belirtilmiştir. Cezaevinin bulunduğu şehirdeki bir kişinin mektubunun 1 hafta sonra ulaştığı belirtilmiştir.   * Tutsakların yeni tutuklandığında ailelerinin savcılıktan izin alarak görüşme gerçekleştirmesi durumunda aylık görüş hakkının engellendiği bildirilmiştir.   * Hasta tutsak Semire Direkçi’nin pansumanı için gerekli olan gazlı bezlerin gerekenden az miktarda verildiği ve gerekçe olarak ise ‘siz yapmayı bilmiyorsunuz çok kullanıyorsunuz’ şeklinde belirtildiği aktarılmıştır.   * Son olarak salgın sürecinin kendilerinde yarattığı etkilerinin olumsuz olduğu tüm kısıtlamaların pandemi gerekçe gösterilerek daha çok artırıldığını ifade etmişlerdir.”   Raporun devamında kurumların Diyarbakır Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda yaşanan hak ihlallerinin son bulması için gerekli hukuki başvuru ve suç duyurusunun yapılacaklarını kaydetti. Ayrıca cezaevlerinin sorunları hakkında ilgili ulusal ve uluslararası kurumlara bilgilendirilme ve gerekli başvurulara yapılacakları belirtildi. Kurumlar hasta tutsakların tedavi ve yaşam şartlarının iyileştirilmesi ile ilgili gerekli başvurulanın yapılması gerektiği konusuna da vurgu yapıldı.