Kadınlar kararlı: İstanbul Sözleşmesi yaşayacak, yaşatacak 2020-08-10 09:04:05   DİYARBAKIR - İstanbul Sözleşmesi’nin iptaline izin vermeyeceklerini belirten Diyarbakırlı meslek ve sivil toplum örgütünde yer alan kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin sadece kadının sorunu olmadığını, toplumun tamamını ilgilendirdiğini belirterek, “Hep birlikte bu saldırıya ‘dur’ diyelim ve İstanbul Sözleşmesini yaşatalım” dediler.   AKP-MHP iktidarının İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme tartışmalarına ilişkin kadınların tepkisi giderek büyüyor. 13 Ağustos’ta AKP MYK’de karara bağlanması beklenen Sözleşme’nin iptali tartışmasına tepki gösteren Diyarbakırlı meslek ve sivil toplum örgütünde yer alan kadınlar, Sözleşme’nin iptaline asla izin vermeyeceklerini belirterek, herkesi ortak mücadeleye çağırdı.     ‘İstanbul Sözleşmesi tacizlerin artmasına yönelik bir tedbirdir’   İstanbul Sözleşmesinin önemine vurgu yapan Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (Mebya-DER) Eş Başkanı Yüksel Almas, bu sözleşmenin tüm ülkelerde, kadın ve çocuk haklarını anayasal güvence altına almak için hazırlandığını dile getirdi.  Genelde dünyada özelde ise Türkiye’de kadın ve çocuklara yönelik istismarın, fiziki ve sanal mecrada arttığına dikkat çeken Yüksel, “İstanbul Sözleşmesi taciz, tecavüzlerin artmasına yönelik bir tedbirdir. Bu sözleşmeden geri çekilmek kadın ve çocuk haklarını riske atmak demektir. Oysa tüm inançlarda kadınların kutsiyeti ve çocukların masumiyeti savunulur. Bu sözleşmeden geri çekilmek değil de aksine bu sözleşmeye sahip çıkılması gerekiyor” sözlerine yer verdi.      ‘Yasaların işlenmemesi bu suçların artmasına sebep oluyor’   İstanbul Sözleşmesi’nin hiçbir zaman uygulanmadığını, kadın ve çocuklara yönelik cinsel tacizin arttığını ifade eden Yüksel, “Yasaların işlenmemesi bu suçların artmasına sebep oluyor. Tüm bu olayların önüne ancak İstanbul Sözleşmesi’ni yaşatarak geçilebilir. Kadınlar öncülüğünde tüm insanlığın bu sözleşmeye sahip çıkması gerekir. Tüm kadınları hep birlikte ‘dur’ demeye çağırıyorum” diye konuştu.   ‘İstanbul Sözleşmesi, kadınların çetrefilli mücadelesi sonucunda oluştu’   Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şube Sekreteri Rozerin Çatak da Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını şu sözlerle değerlendirdi: “Anti propagandalarla İstanbul Sözleşmesini karalayıcı sözler kullanılıyor. Kadın dayanışmasının ortadan kaldırılması, kadına yönelik erkek şiddetinin artması, çocuğa yönelik istismara göz yumulması gibi amaçlarla sözleşmeyi ortadan kaldırmak istiyorlar. İstanbul Sözleşmesi, kadınların çetrefilli mücadelesi sonucunda oluştu. Türkiye ise sözleşmenin ilk imzacılarından biri oldu. Sözleşmenin ilk yapıldığı 2011’de kadına ve çocuğa yönelik şiddet ve cinsel suçlar ciddi oranda azalmıştı. Ancak sözleşmeye yönelmelerin artmasıyla kadın ve çocuğa yönelik şiddet ile istismar da arttı. Bunların önüne geçilmediği için artmaya devam edecek.”   ‘Coğrafyamızda şiddete asla yer vermeyeceğiz’   İstanbul Sözleşmesi’nin kadın hakları ve kazanımlarına yönelik bir saldırı olduğunu dile getiren Rozerin, “İstanbul Sözleşmesi, kadınlar için elzemdir. Bu sözleşme sadece kadına yönelik şiddeti kapsamıyor, aile içi şiddeti, çocuğa yönelik şiddet ve istismarı ve LGBT-İ’lerin de haklarını savunuyor. Şiddeti uygulayanların cezai yaptırımlarının olması caydırıcıdır. Şiddetin tanımını da net ortaya koyuyor. Kadınlar ve toplumun ötekileri ekonomik, cinsel, dijital, psikolojik, toplumsal, kültürel şiddete maruz kalıyor. İstanbul Sözleşmesi bunu önleyecek ve mücadelesini yürütecek bir sözleşme. İktidar ise bunu istemiyor. Sebebi, kadına yönelik şiddete göz yumulması, artan işsizliği örtbas etmesi, kadının eve kapatılması ve haklarının gasp edilmesidir. Bu saldırıları kabul etmiyoruz ve İstanbul Sözleşmesi’nin hayatta kalması için gereken mücadeleyi vereceğiz. İktidarın İstanbul Sözleşmesine ilişkin saldırılarını kınıyor ve lanetliyoruz. Coğrafyamızda, kültürümüzde şiddete asla yer vermeyeceğiz. Herkesi bu mücadeleye çağırıyoruz. İstanbul Sözleşmesi sadece kadının sorunu değil, toplumun tamamının sorunudur. Hep birlikte bu saldırıya ‘dur’ diyelim ve İstanbul Sözleşmesini yaşatalım” diye belirtti.   ‘Şiddetin önlenmesi sözleşmenin temel amacıdır’   Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi Eş Başkanı Selma Aslan, uzun bir süredir gündemde tartışılan İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından iptal edilmesi kararının karşısında olacaklarını ifade etti. Selma, “Aile içi şiddet ve kadına yönelik erkek şiddetinin önlenebilmesi için Avrupa Konseyi Sözleşmesi diğer adıyla İstanbul Sözleşmesi, Türkiye’de ilk olarak 2011’de imzaya açıldı, 2012’de onaylandı ve 2014’te de yürürlüğe girdi. Bu sözleşme ile kadına yönelik erkek şiddetinin önlenmesi temel hedeflerden biriydi. İstanbul Sözleşmesi, kadına ve çocuğa yönelik her türlü şiddete sıfır tolerans tanıyor. Şiddetin önlenmesi, faillerinin cezasız bırakılmaması ve şiddete maruz kalanların korunması bu sözleşmenin temel amacıdır” diye ifade etti.   ‘Katliamların önünü açılıyor’   Selma, Türkiye’de son süreçte kadınların maruz bırakıldığı şiddete dikkat çekti. Kapitalist sistemde kadınların meta olarak kullanıldığının altını çizen Selma, “Diğer taraftan da çalıştığı ortamda ve her alanda sömürü ile karşı karşıya kalmaktadır. Kadının kendini var kılmaya çalıştığı noktada ise erkek şiddeti ile karşı karşıya kalıyor. Türkiye’de son 10 yılda 2296 kadın katledildi. Bu da kadın katliamlarında ciddi bir artış yaşandığının göstergesidir. Kadına yönelik erkek şiddetinin bu kadar yoğun yaşandığı bir yerde, mevcut yasalarla bunu korumaya çalışmak yerine, sözleşmeyi ortadan kaldırmaya çalışıyorlar. Bu durum katliamların önünü açmaktır. Dünyanın birçok yerinde kadınların yaşadığı sıkıntılar hemen hemen aynı. Türkiye’de geleneksel yapı, din olgusu ve eğitim sisteminden kaynaklı kadına yönelik her türlü baskı olağan görülüyor. Bu durum karşısında tepkisizlik var.  Kadınların örgütlü bir şekilde her ortamda tepkilerini dile getirmeleri ve mücadele etmeleri gerekiyor. Mimarlar Odası olarak da her ortamda tepkimizi dile getiriyoruz yine sosyal medyada görsellerle bu duruma tepki gösteriyoruz ve bir bütün şiddetin karşısında durmaya devam edeceğiz. İstanbul Sözleşmesini yaşatacağız” diye konuştu.   ‘Kadının haklarına yönelik bir saldırıdır’   İstanbul Sözleşmesi’nin imzalandığı günden bu yana uygulanmadığını ancak kâğıt üzerinde bile iktidarı rahatsız ettiğinin altını çizen Eğitim-SEN 1 Nolu Diyarbakır Şube Sekreteri Hatice Efe, erkek zihniyetli herkesin sözleşmeden rahatsız olduğunu kaydetti. Çoğunlukla erkeklerin çoğunlukta olduğu örgütlerin sözleşmeyi kaldırmak istediğini söyleyen Hatice, “Kadın haklarına yönelik bir saldırıdır. İstanbul Sözleşmesi kadın mücadelesinin bir kazanımıdır. Erkek egemen iktidar kendi üstün ayrıcalığından vazgeçmediği için bunu tekrar tartışma konusu yapıyor. AKP’nin tüm politikası kadını sokaktan çekip eve hapsetmekti. Pandemiyle birlikte zaten artan bir şiddet ortamı var. Devletler bu sözleşmeyi, kadını korumak, cinsiyete dayalı şiddeti önlemek, faili yargılamak için imzaladı. Kadınlar olarak bundan vazgeçmeyeceğiz” dedi.