Kadınlar bugün de alandaydı: Mücadeleyi büyütelim 2020-07-23 20:29:59   HABER MERKEZİ - Pınar Gültekin’in katledilmesine karşı kadınlar bugün de alandaydı. Kadınlar, erkeklerin cezasızlık politikalarından cesaret aldığını vurgulayarak, kadın mücadelesini büyütme çağrısında bulundu.    Muğla’nın Ula ilçesinde katledilen üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in katledilmesine tepkiler yükselmeye devam ediyor. Kadınlar bugün de birçok ilde eylem yaparak kadın katliamlarına karşı ses çıkardı.   Hatay   İskenderun Kadın Platformu, düzenledikleri yürüyüşle Muğla’nın Ula ilçesinde üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in katledilmesine tepki gösterdi. Eski Bit Pazarı'nda "Yasta değil, isyandayız" pankartını ve "Kadınları değil, erkek şiddetini engelle", "Taciz, tecavüze hayır", "Pınar, Seher, Fatma onurumuzdur", "İstanbul Sözleşmesi'ni uygula", "6284'ü uygula, kadın cinayetlerini durdur" dövizlerini taşıyan kadınlar, alkış ve sloganlarla Boyacılar Parkı'na yürüdü.    İskenderun Kadın Platformu Üyesi Belgin Ayrancı Kartal, ölmek değil yaşamak istediklerini ifade etti. Erkek şiddetinden ve katliamlarından nefes alamadıklarını belirten Belgin, "Bizler sokaklardan, mahallelerden, amfilerden, mahkeme salonlarından, bulunduğumuz her yerden bir an olsun ayrılmayacağız. İlmek ilmek ördüğümüz dayanışmamızla tecavüzcüleri, istismarcıları, katilleri, erkek adaleti alaşağı edeceğiz.  İstanbul Sözleşmesi’ne, 6284’e el uzatanlar bu katliamlara ortaktır. Eşit ve özgür yaşayabilmek için, kız kardeşimiz Pınar için, hepimiz için her yerde isyandayız. Buradan bir kez daha tekrarlıyoruz: İstanbul Sözleşmesi’ni ve 6284'ü uygulayın. Pınar Gültekin, Seher Tokoğlu, Fatma Altınmakas ve katledilen tüm kadınlar isyanımızdır, İstanbul Sözleşmesi’ni değil cinayetleri önleyin" sözlerine yer verdi.    Açıklama sloganlarla son buldu.    Antep   Antep’te Demokratik Kadın Platformu’nun çağırısıyla Yeşilsu Parkı’nda bir araya gelen kadınlar, “Bir Kişi Daha Eksilmemek İçin İstanbul Sözleşmesini Uygula” pankartını taşıdı. Çok sayıda kadının katıldığı açıklamada platform adına Eğitim-Sen Antep Şube Kadın Sekreteri Elif Söyleyici konuştu.    ‘Bu katliamı planladı’   Elif, iktidarın kadınların yaşam hakkına kasteden yasal düzenlemelerde ısrar etmesinin sonucunda kadınların her gün daha vahşi yöntemlerle katledilmeye devam ettiğini belirtti. Cezasızlık politikasından ve iktidarın kadın düşmanlığından cesaret alan erkek faillerin her gün en az üç kadını katlettiğini vurgulayan Elif, “İsimler değişse de hikayeler hiç değişmiyor. Pınar’ı vahşice katleden Cemal Metin Avcı da tıpkı diğer kadın katilleri gibi bu toplumdaki erkek egemen değerlerden, uygulanmayan tedbir ve önlemlerden, defalarca verilen haksız tahrik indirimlerinden medet umarak katletti Pınar’ı. Tıpkı Özgecan Aslan’ ı öldüren Ahmet Suphi Altındöken gibi, Şule Çet’i katleden Çağatay Aksu gibi, Gülistan Doku’yu kaybettiren Zainal Abarakov gibi, Fatma Altınmakas’ı katleden Kazım Altınmakas gibi, Feray Şahini katleden Fatih Burak Aykul gibi iktidarın kadın düşmanı politikalarından cesaret alarak bu katliamı planladı” ifadelerini kullandı.    Mücadeleyi büyütmeye çağırdı   Elif, “Kadın katillerini engellemek için yasal gereklikleri yerine getirmeyen yetkililer, dün İzmir’de olduğu gibi şiddete karşı ses vermek için sokağa çıkan kadınları işkence uygulayarak engellemeye çalışıyorlar. Hiçbir baskı ve engelleme biz kadınları erkek-devlet şiddetine karşı bulunduğumuz her yerden isyanımızı ve sözümüzü büyütmeye engel olamayacak. Demokratik Kadın Platformu olarak; yaşamlarımızdan ve haklarımızdan vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha haykırıyoruz. Eşit ve özgür bir yaşam için kadın dayanışmasından güç alarak örgütlü mücadelemize ısrarla devam edeceğiz. Eşit ve özgür bir yaşamdan yana olan herkesi İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya, sözleşmenin ve 6284 sayılı yasanın etkin bir şekilde uygulanması için mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz” diye belirtti.    İzmir    İzmir KESK Kadın Meclisi Eski Sümerbank önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklama öncesi kadınlar, “Kadın cinayetleri politiktir #İstanbulSözleşmesiYaşatır” yazılı pankart taşırken, “Erkek adalet değil gerçek adalet”, “Jin, jiyan, azadi”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz”, “Öldüren sevgi istemiyoruz”  sloganları attı. Açıklamaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Murat Çepni, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Aysun Gezen ve onlarca kadın katıldı.    Katledilen kadınların fotoğraflarının sergilendiği açıklamada Tiyatro Sardunya kadın katliamlarına dikkat çeken kısa bir oyun gerçekleştirdi.    ‘İstanbul Sözleşmesi'ni savunacağız’   Tiyatro gösterisinin ardından söz alan KESK Eş Genel başkanı Aysun Gezen, her gün en az 3 kadın erkekler tarafından katledildiğini, onlarca kadının ve çocuğun taciz ve tecavüze maruz kaldığını söyleyerek “Bunlar Diyanet tarafından verilen fetvalarla çıkarılan yasalarla destekleniyor. Adeta kadınların yaşamını cehenneme çeviren kadınlara yaşam kırıntısı bırakmayan bu düzen yasalar eliyle adım adım örülüyor. Erkekler failleri aklamak için hemen erkek egemen ahlak kodlarını devreye soktu. ‘Sevdim öldürdüm, kıskandım öldürdüm, hayır dedi evet dedi öldürdüm’ yeter artık biz kadınlar yaşamak istiyoruz ve bu düzene asla boyun eğmeyeceğiz. Eşit özgür korkusuz yaşama kadın dayanışması ile kuracağız” diye konuştu. Aysun son olarak toplumsal cinsiyet eşitliğine soyunan herkesi İstanbul Sözleşmesini savunmaya ve 6284 sayılı yasanın uygulanması için mücadeleye çağırdı.   ‘Failler cezasızlık politikalarından cesaret alıyor’   KESK Kadın Meclisi adına basın açıklamasını okuyan Sibel Çelik ise erkek faillerin cezasızlık politikasından ve iktidarın kadın düşmanlığından cesaret aldığını belirterek, Pınar Gültekin’in de benzer nedenlerle katledildiğini ifade etti. Kadın cinayetlerinin medyada yer alış biçimi, eril yargı indirimleri, faili aklamaya dönük erkek egemen ahlak kodlarının katillerin imdadına yetişircesine seferber edildiğini dile getiren Sibel, erkeklerin cezasızlık politikasından cesaret aldığını belirtti. Yetkililerin kadın katillerini engellemek yerine şiddete karşı ses çıkarmak isteyen kadınları işkenceye maruz bırakarak gözaltına aldığını dile getiren Sibel hiçbir baskını sözlerini söylemeye engel olmayacağını söyledi.    Açıklama, alkış ve sloganlarla sona erdi.   Muğla   TCK 103 Bodrum Kadın Platformu, da, Sınırsızlık Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. “İstanbul Sözleşmesi’ni uygulayın, çocuk cinsel istismarının affından vazgeçin” pankartı yer aldığı açıklamaya, Muğla Kadınlar Birlikte Güçlü de “Kadın cinayetleri politiktir” pankartı eşliğinde destek verdi. Açıklamada sık sık “Yasta değil isyandayız”, “Kadın yaşam özgürlük” ve “Yaşasın kadın dayanışması” sloganları atıldı. Açıklamayı platform adına Nurgül Tarım okudu.    ‘İlk altı ayda 146 kadın katledildi’   Yılın ilk 6 ayında 146 kadının katledildiğini, Muğla’da son iki ay içerisinde 3 kadının katledildiğini ifade eden Nurgül, faillerin mevcut ya da eski partnerler olduğuna işaret etti. Pınar’ın cenazesinin bulunduğu gün, Muş’ta Fatma Altınmakas’ın aile içerisinde uğradığı tecavüz sonucu evli olduğu erkek tarafından, Diyarbakır’da Hamdiye Şık’ın da bir erkek tarafından katledildiğini söyleyen Nurgül, “Kadınların yaşamlarına son verme kararı alan, bunun için en ufak bir engel tanımayarak suç işleyen erkek failler bu pervasızlığa nasıl gelebildiler? Asıl sorulması gereken soru budur. Yanıtı açıktır: Erkek faillerin güç aldıkları ve işledikleri suçlara dair cezasızlığa varan uygulama ve yaklaşımlardır” sözlerini kullandı.    ‘Yetkililer görevlerini yerine getirmedi’   Nurgül şöyle devam etti: “Karakola gelen kadını şiddet uygulayan ile barıştırmaya çalışanlar, şiddete maruz kalan kadının hayat biçimini sorgulamayı adet edinenler, kendisine hayır diyen kadını öldürerek yaşamlarına son verenler karşısında yükümlülüklerini yerine getirmeyen yaklaşım ve politika aynı aklın yansımasıdır. Yetkililer, Türkiye Cumhuriyeti’nin imzaladığı uluslararası sözleşmeler ve iç mevzuat, kadına yönelik her türlü şiddeti, hane içi ya da hane dışı önlemesini, önleyemediği taktirde mağduru korumasını, failleri etkin bir şekilde yargılayıp cezalandırmasını ve tüm bunların yanı sıra, bütüncül politikaları geliştirmesi yönünde görevlerini yerine getirmedi.”   ‘Artan şiddetin nedeni İstanbul Sözleşmesi’ne karşı kampanyalar’   Şiddete maruz kalan her kadının failinin sorumlusunun erkeklerle kadınları eşit görmeyen kadın karşıtı siyaset olduğunu dile getiren Nurgül, cinsiyetçi ve kadın düşmanı bir grup azınlığın yaratmaya çalıştığı algı nedeniyle, İstanbul Sözleşmesi’nin iptalini konuşanların toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı olduğu ifade etti. Nurgül, “İstanbul Sözleşmesini gururla imzalayanlar, bugün cinsiyetçi kadın ve çocuk düşmanı bir azınlığın talebi ile bilinç kaybı yaşamışcasına İstanbul Sözleşmesi’ne türlü türlü suçlamalarda bulunup, en sonunda ‘halkımız istiyor ise kaldırın’ demektedir. Oysa biz kadınlar biliyoruz ki, Türkiye'de son dönemde artarak yükselen İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesi için yürütülen kampanyalar ya da beyanlar, kadına yönelik erkek şiddetinin artmasının esas nedenidir” diye konuştu.    Son olarak Nurgül kadınların yaşam hakkını koruyan İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasının tartışmaya dahi açık olmadığının altını çizerek, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” dedi.    Açıklama, ses çıkarma eylemi ile sona erdi.