İstanbul’da Suruç anması: Bıraktığınız mirasa sahip çıkacağız 2020-07-20 19:53:48   İSTANBUL - Suruç Aileleri İnisiyatifi Suruç Katliamı’nın beşinci yılına ilişkin gerçekleştiği oturma eyleminde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “33 canımıza söz veriyoruz: Bize bıraktığınız mirasa sahip çıkacağız” dedi.   Suruç Aileleri İnisiyatifi Suruç Katliamının beşinci yılında İstanbul Kadıköy Halitağa Caddesi'nde oturma eylemi gerçekleştirdi. Suruç Katliamı'nda yaşamını yitirenlerin isimleri ve fotoğraflarının bulunduğu "Hiçbir düş yarım kalmayacak" yazılı pankartının asıldığı, "Kalplerimiz Adalet İçin" yazılı pankartın serildiği caddede yapılan oturma eyleminde Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, Hakların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Sedat Şenoğlu, birçok siyasi parti temsilcisi, HDP, CHP milletvekilleri, kadın örgütleri, sivil toplum kuruluşları, katliamda yaşamını yitirenlerin aileleri ile çok sayıda kişi katıldı. Açıklamaya katılanlar ellerinde katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğraflarını taşırken, "Katillerden hesabı gençler soracak", "Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar bizi yıldıramaz" sloganları atıldı.   ‘Bugün hesaplaşma günüdür’   Burada ilk konuşmayı katliamda yaşamını yitiren Vatan Budak’ın babası Murat Budak yaptı.  Kendileriyle dayanışmada bulunanlara teşekkür eden Murat, sözü Kobanê’nin inşasına katılmak üzere Suruç'ta buluşan gençlere verdi. Ardından söz alan SGDF Genel Sekreteri Deniz Bahçeci, SGDF'li gençlerin göz bebeklerini katlettiler. Bugün onları anma günü, hesaplaşma günüdür. Katilleri koruyanlardan kol kola hesaplaşma günüdür" diye konuştu.   ‘Viran edilen kente gitmek üzere yola çıktılar’   Ardından söz alan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, katledilenler için “Söz veriyoruz: Bize bıraktığınız mirasa sahip çıkacağız” diye seslendi. Pervin’in konuşması şu şekilde:   Bugün burada 33 canımızı, evladımızı katledilişlerinin beşinci yıllarında anmak ve bir kez daha adaleti haykırmak üzere bir aradayız. 5 yıl önce bugün Suruç’ta 33 canımız hunharca katledildiler. Kobanê'ye gitmek üzere yakılan, yıkılan, viran edilen bir kente gitmek, o kentin çocuklarına oyuncak götürmek üzere yola çıkan ancak oyuncuklarıyla birlikte vurulan canlarımızı anmak üzere buradayız.   Bu ülkenin tarihi katliamlarla doludur   5 yıl önce bu ülkenin tarihine kara bir leke olarak geçerek 33 canımızı aramızdan aldılar. 33 canımızı her yıl 20 Temmuz’da ‘Adalet istiyoruz, faillerin yargılanmasını istiyoruz’ dememize rağmen hiçbir şeyin yapılmadığını da biliyoruz. 33 canımız katledildi, sonrasında ne oldu biliyor musunuz? Hiçbir şey olmadı. Bugün burada bu manzara tıpkı Galatasaray Lisesi önünde oturan annelerimizin 25 yıldır çocuklarının katillerini aradığı gibi aynı manzarayı bir kez daha görüyoruz. Bu ülkenin tarihi katliamlarla doludur. Bu ülkenin tarihi birçok insanımızın faili meçhul cinayetlerle kaybedilmesiyle doludur.   Bu acıyı sadece gerçek bir yüzleşme hafifletebilir   Ancak bütün bunlara rağmen adaletin, hukukun, barışın, demokrasinin savunucuları bu ülkenin kara talihini değiştirmek üzere bu cinayetlerin açığa çıkması ve faillerinin yargılanmasını talep ediyor. Şu an istenen, talep edilen sadece budur. Biz canlarımızın geri dönmeyeceğini biliyoruz. Biz annelerimiz ve babalarımızın yüreklerindeki evlat acısının dinmeyeceğini de biliyoruz. Bu acını sadece ve sadece gerçek bir yüzleşme ve adalet ile Türkiye demokrasisinin hayata geçmesiyle bir nebze de olsa hafifleyebileceğine inanıyoruz.   Suruç açığa çıkarılmış olsaydı Ankara olmayacaktı   Bu ülkenin acılarla dolu tarihine Suruç Katliamı da girmiştir. Bu ülkede bir kez daha şuna tanıklık ettik ki cinayetler açığa çıkmadığı sürece gerçek yargılamalar yapılmadığı sürece bu ülkede katliamlar yapılmaya devam edecek. Suruç aydınlatılmış, failler yargılanmış olsaydı Ankara Gar Katliamı gerçekleşmemiş olacaktı. Ancak her katliam, ölüm ve acı başka bir ölümü, acıyı ve katliamı tetiklemiş ve bugüne kadar gelmiştir. Hala bu ülkede acılar yaşanıyorsa, ölümler yaşanıyorsa, katliamlar gerçekleşiyorsa bu Suruç Katliamı’nın açığa çıkmasıyla birebir bağlantılıdır.   33 canımıza söz veriyoruz   Bizler Suruç'ta yaşamını yitiren 33 canımıza bir kez daha söz veriyoruz sizin bıraktığınız mirasa bizler sahip çıkacağız. Sizin bize devrettiğiniz o güzel hayallerinizi yaşatmaya söz veriyoruz. Sizler Kobanê'ye gitmek için yüreklerinizi alıp gittiniz. O geziye çıkmadan, o ziyareti yapmadan önce Ankara’da gelip benimle görüşen iki genç vardı. Bize Suruç’un kapılarının açılması için yardım edin demişlerdi. Biz de ‘Sizi Kobanê’ye göndermek için elimizden geleni yapacağız’ demiştik ama IŞİD ve onun arkasındaki güçler AKP hükümeti, bu ülkeyi yönetenler, çocuklarımızın canlarımızın Kobanê'ye gitmesine izin vermediler. Onları aramızdan aldılar ve bir kez daha bu ülkeye kara bir tarih yazdılar.   Sevgili anneler ve babalar, acınızı çok iyi biliyorum   Sevgili anneler sevgili babalar acınızı yürekten paylaşıyorum. Ben bu acının ne olduğunu çok iyi biliyorum. Kayıpları, yargısız infazları, yıllardır açığa çıkarmak için uğraştığımız bu ülkede sizler gibi binlerce anne ve babanın olduğunu bilmenizi isterim. Şunu da bilmenizi isterim ki, bu acı hepimizin acısı, bu mücadele hepimizin mücadelesi. Bu mücadeleyi sonuna kadar yürütmek hepimizin boynunun borcudur. Çocuklarımızın hayalini gerçekleştirmek hepimizin boynunun borcudur. Sizleri ve canlarımızı bir kez daha saygıyla selamlıyor ve buradan bir kez daha ant içiyoruz; hayallerimiz gerçek olacak.   ‘Düşlerini gerçekleştireceğimize söz veriyoruz’   Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Sedat Şenoğlu da katledilenlerin düşlerini gerçekleştireceklerini vurgulayarak, şunları belirtti: “Onlar yaşamın ta içindeler, ufkumuzdalar. Onların düşleri bu hayatın en gerçeği. Çünkü onların düşlerinde adalet var. Düş yolcularımızın düşlerini, yürüyüşlerindeki gerçeklik bu nedenleydi. Devrimi istemekten, yaşamaktan, birleşmekten ve dayanışmak tan vazgeçmeyin mesajı verdiler. Onların düşlerini gerçekleştireceğimize söz veriyoruz.”   ‘Mücadeleleri mücadelemizdir’   Ardından CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu söz aldı. Adalet arayışının kendilerini birleştirdiğini söyleyen Canan, adalet sağlansaydı yaşanan katliamların gerçekleşmeyeceğini belirtirken, “sistemsizliğe karşı birlikte mücadele etmeyi sürdüreceklerini” kaydetti. Canan, "33 gencecik kardeşimizin hayalleri burada, dünyanın birçok yerinde o kadar çok büyüyor ki. Bir tek adamın ne yapmak istediğini biliyoruz ama asla başaramayacak. 33 kardeşimizi saygıyla anıyoruz, mücadeleleri mücadelemizdir" diye konuştu.   ‘Lisa’nın bacakları, Zülküf’ün direnişi ile geldik’   Ardından Ezilenlerin Sosyalist Partisi Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş konuştu. Yaşamını yitirenleri anarak konuşmasına başlayan Özlem, bombaların ülkenin her bir ilinde verdikleri mücadelenin önünde geçmeyeceğini vurgulayarak, "İşte ne oldu? Yürüyerek geldik. Sabrımız, gözyaşlarımız ile geldik. Yorulduysak Amed'deki Lisa'nın bacakları ve Zülküf Gezen'nin direnişi ile geldik. Ne mutlu İstanbul'dan Amed'e, Edirne'den Kars'a birlikte verilen mücadelemize” dedi.   ‘Fotoğraflarımıza karşılık polis barikatları’   Katliamda yaralanan Cağla Seven ise bugün, beş yıl önce olduğu gibi yeniden Suruç'ta buluştuklarını ancak yaşamını yitirenlerin fotoğraflarından rahatsız olan polislerin barikatlarıyla karşılaştıklarını kaydetti. Çağla, “O fotoğrafları silseniz de o fotoğraflar tüm dünyanın aklında olacak. Unutmadık unutmayacağız" ifadelerini kullandı.   ‘Suruç’u anlamak bugünü anlamaktır’   Anmada, Suruç Katliamı’nda yaralanan, daha sonra ise tutsak edilen Efe Çatalbaş’ın mesajı hoparlör ile yansıtıldı. Suruç'ta yaşananların anlaşılmasının, bugünü anlamak açısından önemli olduğunu belirten Efe, Suruç'ta halkların birlikte yaşama isteğinin, kültürünün yok edilmek istendiğine dikkat çekti. Cumhurbaşkanının o günlerde dile getirdiği "Kobanê düştü düşecek" sözlerini anımsatan Efe, katliamın faillerini cezalandırmak yerine Suruç tanıklarının, yaralıların cezalandırılmak istendiğini kaydetti. Efe, “dayatılmak istenen faşizme karşı mücadele kararlılığını” vurguladı.   Oturma eylemi, yaşamını yitirenlerin isimlerinin okunması sonrası son buldu.   Polis saldırısı   Kadıköy Halitağa’da yapılan anma etkinliğinin ardından gençlik örgütleri Süreyya Operası’nın önüne giderek açıklama yapmak istedi. Polis, Polonya Caddesi üzerinde gençlerin önünü kesti. Yürüyüşlerine devam etmekte direnen gençlere polis saldırısı olsa da gençler, polis barikatını aşarak Süreyya Operası’na doğru yürüdü. Süreyya Operası önüne kadar gelen gençler ile polisler arasında arbede yaşandı. Polis burada gençlere biber gazı ve plastik mermilerle saldırdı. Saldırıda en az iki kişi gözaltına alındı. Polisin bu müdahalesine çevrede bulunan yurttaşlar tepki gösterdi.