25 yıldır kardeşlerini ve eşini arıyor tek isteği ise mezar yeri 2020-07-11 09:05:12   MARDİN - İki kardeşi ve eşi kaybedilen Fatma Atuğ, 25 yıldır yakınları için bir mezar arıyor. Yıllardır verdikleri mücadeleye rağmen hiçbir gelişmenin yaşanmadığını belirten Fatma, “Tek isteğim onlara ne olduğunu bilmek ve gidebileceğim bir mezarlarının olması” diyor.    Türkiye’de Kürt halkının varlık ve özgürlük mücadelesinin büyüdüğü 1990’lı yıllar aynı zamanda gözaltında kaybetme, faili meçhul cinayetler, köy yakmalar, baskı ve işkencenin yoğun olarak gerçekleştiği yıllar oldu. Faili meçhul cinayetlerin en yoğun yaşandığı yıllar 1992, 93 ve 94 yılları olurken, 1990-2011 yılları arasındaki 21 yılda bin 901 faili meçhul cinayet işlendiği biliniyor. Kayıplarını bulmak için mücadelelerini bugüne kadar sürdüren ailelerin yıllardır dile getirdiği talepleri de yerine getirilmedi. Ailelerin tek isteği adalet ve ziyaret edebilecekleri bir mezar.    Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Budaklı (Kerşafe) köyünde 14 Nisan 1995 tarihinde kaybedildikten sonra bir daha kendilerinden haber alınamayan aynı aileden Şükrü Demir, Abdulkadir Demir, Mehmet Emin Atuğ, Hizni Birmen ve Ahmet Atuğ’un akrabaları da adalet mücadelesi veren ailelerden.    ‘Buradan kamyonla ceset çıkaracağız’   Eşi ve iki kardeşinin kemikleri için mücadele eden 80 yaşındaki Fatma Atuğ, “Tek istediğim bir mezar taşı. Bu hasretle ölmek istemiyorum” diyor. İki kardeşi ve eşinin “İfadeniz var” denilerek götürüldükleri karakoldan bir daha dönemediklerini söyleyen Fatma, o gün yaşananları şöyle anlatıyor: “Panzerlerle çevirdikleri köyü taradılar. Çocuklarım küçüktü daha. Askerler ellerini bellerine koyarak, ‘Buradan kamyonla ceset çıkaracağız’ dediler. Sandalyenin üzerinde kafama bir odunla vurmaya başladılar. Köy meydanında topladıkları erkeklere her türlü işkenceyi yapıyorlardı. Köyden çıkışa da izin vermiyorlardı. Birileri eşim ve akrabalarımın Midyat’taki jandarma karakoluna götürüldüğünü söyledi ancak hiçbir bir haber alamadık.”   ‘Serbest bıraktıklarını söylediler’    “O gece ifade vermeye gittiklerinde biz de evde ateş altındaydık. Sabaha kadar evimizi taradılar” sözleriyle devam eden Fatma, sabah gözaltına alınanları sorduklarında “Serbest bıraktık” denildiğini ifade ediyor. “Ama ne gelen olmuştu ne giden. Eşimi de iki kardeşimi de o günden sonra bir daha görmedim” diyen Fatma, bugüne kadar hiçbir şekilde haber alınamadığını vurguluyor.    ‘Yapmadıkları işkence kalmadı’    O günden itibaren kayıpları için mücadeleye başlayan Fatma, bu direnişini hala ilerleyen yaşına rağmen sürdürüyor. Fatma,  “Onları nasıl öldürdüler bilmiyoruz. Ben 80 yaşına geldim tek istediğim onların bir kemiği ve gidip 25 yılın hasretini çekebileceğim bir mezar taşı. Bize yapmadıklarını bırakmadılar. Kemik peşindeyiz ama nasıl öldürüldüklerini bile bilmiyoruz” diye ekliyor.