Polis tarafından katledilen çocuğun davası görüldü 2020-07-09 18:01:33   ADANA - Koronavirüs nedeniyle sokağa çıkma yasağında Adana'da Ali El Hemdan’ı katleden polisin yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü.     Adana’da geçtiğimiz 28 Nisan tarihinde koronavirüs nedeniyle sokağa çıkma yasağını deldiği gerekçesi öne sürülerek, polis tarafından katledilen Suriye uyruklu Ali El Hemdan’ın davasının ilk duruşması Adana 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Sanık F.K.’nin Ses Bilişim ve Görüntü Sistemi (SEGBİS) ile bağlandığı duruşmaya, Ali’nin aile üyelerinin yanı sıra Adana ve İzmir barolarından avukatlar, İHD ve ÇHD üyeleri katıldı. Duruşmayı Uluslararası Af Örgütü de takip etti.    Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada avukatları açık görüş yapamadıklarını söyleyerek sanığın bir sonraki celse beyanda bulunması için süre istedi. Ek süre talebi kabul edildi. Sanığın ifade vermediği duruşmada konuşan Ali’nin babası Adnan Hemdan El Asani,  Ali’nin iddia edildiği gibi kaçarken vurulmuş olsa sırtından vurulmuş olacağını belirterek şikayetçi olduğunu, davayı takip edeceğini söyledi.    ‘Kurşun sekti yönünde rapor hazırladı’   ÇHD'nin katılma talebi ile ilgili söz alan Av. Tugay Bek, olay günü ve soruşturma aşamasından Adana Valiliği ve Adana Emniyeti'nin kamuoyunu yanlış bilgilendirerek olayı kaza gibi lanse ettiğini ve Emniyet’in tişört üzerindeki delikten yola çıkarak kurşunun sektiği yönünde rapor hazırladığını hatırlattı. Kamera görüntülerinin iki iddiayı da yalanladığını anlatan Tugay, adil tarafsız bir yargılama olması açısından katılma taleplerinin kabul edilmesini istedi.    ‘Kamu adına davayı takip etmek istiyoruz’   İzmir Barosu adına konuşan Av. Ayşegül Karpuz, olayın sadece polisin silah kullanma yetkisinin aşılması ile ilgili olmadığını ifade etti. Bu sürecin salt bu dosyaya özgü olarak ele alınmaması gerektiğini dile getiren Ayşegül, konunun mültecilere yönelik hak ihlallerindeki cezasızlıkla ilgili olduğunu söyledi. İzmir Barosu Göç ve İltica Komisyonu olarak hukuka aykırı yakalama ile ilgili çok sayıda olayla karşılaştıklarını anlatan Ayşegül, sadece ailenin mağduriyeti adına değil kamu adına bu davayı takip etmek istediklerini söyledi.    ‘Müşteki baskı altına alındı’   Davaya katılma talebinde bulunan avukatlar mahkemenin talebi olmamasına rağmen Güvenlik Şube polislerinin adliye koridorlarında ve duruşma salonunda bulunmasına itiraz etti. Adliye koridorunda tanık ve müştekilerle diyaloğa girerek tanık ve müştekileri etkilemeye çalıştığını belirterek polislerin salondan çıkarılması istendi. Tugay, davanın soruşturma aşamasında ve öncesinde Adana Valiliği ve Emniyet'in "Olayın kaza sonucu olduğu" yönünde açıklamalarda bulunarak kamuoyunu yanılttığını ve soruşturma aşamasında Polis Kriminoloji Raporunda tişörtteki delikten yola çıkarak kurşunun sektiği yönünde rapor vererek meslektaşlarını aklamaya çalıştığını hatırlattı. Tugay, "Emniyetten polis desteği talebi yok. Güvenlik şubeye bağlı polis memurları hangi amaçla bulunuyor? Müştekiyi ve tanığı baskı altına alan bu uygulamaya son verilmesini istiyoruz. Biz duruşmayı beklerken gerek tanık ve müştekiye baskı altına alındı” dedi.    Ancak mahkeme avukatların itirazını reddetti.   Polis ifadesinde Ali El Hemdan’ın koşmadığını ve dur ihtarından sonra yüzünü polise döndüğünü söyleyen S. D. isimli tanık ifadesini yineledi. Beyanda bulunurken gözleri dolan S.D. olay anını şu şekilde anlattı: “Balkonda çiçekleri suluyordum. İki kez dur dediğini duydum.  Çocuk durdu. İki adım geri attı. Silah patladı. Ne olduğunu anlamadım. Sonra polis çocuğun başına geldi. ‘Niye kaçıyorsun, niye niye?’ diye kendi kendine konuştu. Çocuk o sırada can çekişiyordu.”    Tanıklardan Z., Ali’nin vurulduğunu ancak çapraz sokakta bulunan polisi görmediğini söyledi. Koşup koşmadığı konusunda “Koşuyor desem de koşmuyor desem de yalan olur” diyen Z., “Polise ‘ne yaptın abi’ diye sordum. O da ‘ Havaya ateş ederken çocuğa geldi. Bilerek vurmadım’ dedi. Hatta ben de kendisine ‘direkt kalbinden vurmuşsun’ dedim” diye konuştu. 3’üncü tanık Z.B. de olayı tam olarak görmediğini, tanık olmak istememesine rağmen ifadesinin alındığını kaydetti.   Avukatlar polisin tanıkları ve müştekileri etkilemeye çalıştığını belirterek salondan çıkarılma talepleri ve adil yargılamanın sağlanması ve kamuoyunun takibi adına katılma talepleri reddedildi.    Adana ve İzmir Baroları, İHD ve ÇHD’nin davaya katılma talepleri reddedilirken görevli olmadıkları halde polis memurlarının tüm duruşmayı takip etmesi ile ilgili itirazlar değerlendirilmedi.    Mahkeme duruşmayı 13 Kasım tarihine erteledi.