Ayşe Karaman davası: Sanığın tutuklu yargılanması gerekiyor 2020-07-09 16:16:11   ANKARA - Ayşe Karaman davası sonrası adliye önünde yapılan açıklamada konuşan Kadın Meclisleri üyesi Mizgin Sünbül, sanığın tutuklu yargılanması gerektiğini belirtirken, annesi Feride Karaman ise “Ben yavrumu kaybetmişim katil karşımda sırıtıyor gülüyor” diyerek tepki gösterdi.     Ankara Dikmen’de 29 Temmuz 2019 tarihinde anestezi teknikeri Ayşe Karaman’ı damar yoluyla verdiği ilaçla katleden Uzman Dr. Özgür Tarhan’ın “tasarlayarak öldürmek” suçundan tutuksuz yargılandığı davanın 7’nci duruşması Ankara 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Kararın verilmesi için dosya 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilirken bir sonraki duruşma 5 Ekim tarihine ertelendi.    ‘Sanığın tutuklu yargılanması gerekiyor’   Duruşma sonrası Ayşe’nin ailesi, avukatı ve Kadın Meclisleri üyeleri adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada konuşan Kadın Meclisleri üyesi Mizgin Sünbül,  sanık hakkında ciddi şüpheler olduğu ve bu nedenle tutuklu yargılanması gerektiğini belirtti. Son günlerde kadınların en büyük kazanımlarından biri olan İstanbul Sözleşmesi’nin hedef gösterildiğini anımsatan Mizgin, “Sözleşme kadınların en büyük kazanımıdır. Çünkü kadınların can güvenliğini sağlıyor. Bu yargılamalarda da hem adaletin sağlanması hem de yaşamlarını yitiren kadınların ailelerinin örselenmemesi çok önemli. Maalesef bunların hiçbirini göremiyoruz” dedi.     ‘Haziran ayında 23 kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi’   Ayşe’nin davasında çok ciddi şüpheler olduğunu kaydeden Mizgin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sadece geçtiğimiz haziran ayında 23 kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Bu kadar çok şüpheli kadın ölümü varken, Ayşe Karaman davasında bu kadar çok şüphe varken İstanbul Sözleşmesi gibi önemli bir kazanımın tüm yargılamada uygulanması gerektiğini düşünüyoruz. Bu yüzden İstanbul Sözleşmesini kimse tartışmaya açmasın, çünkü İstanbul sözleşmesi demek kadınların eşitçe yaşaması demektir.”   ‘Mücadelemiz devam edecek’    Bir sonraki duruşmanın 5 Ekim tarihine ertelendiğini aktaran Mizgin, “Ayşe’nin nasıl öldüğünün açığa çıkması için mücadelemiz devam edecek. Tüm kadınlar yaşayana dek, Ayşe’nin şüpheli ölümü açığa çıkana dek mücadelemiz sürecek” diye konuştu.    ‘3 celse boyunca taleplerimiz reddedildi’   Ardından dava avukatı Tolga Beyefendi söz aldı. Geçen 3 celse boyunca kimi taleplerde bulunduklarının altını çizen Tolga, “Ayşe’nin ölümüne sebep olan, kanında öldürücü düzeyde bulunan ilaçla ilgili olarak adli tıptan sorulmasını istediğimiz hususlar vardı. Daha önce bu taleplerimizi üç defa reddetti mahkeme. Biz de bu mahkemenin tarafsızlığını yitirdiği gerekçesiyle reddi hakim talebinde bulunduk, heyeti reddettik. Bu talebimizin reddi üzerine dosya incelenmek üzere 6. Ağır Ceza Mahkemesine tevdi edildi” ifadelerini kullandı.   ‘Raporun iddialarımızı doğrulayacağı kanaatindeyiz’   Tolga, devamında şunları dile getirdi: Savcı bugünkü duruşmada taleplerimizin yerinde olduğu gerekçesiyle daha önce hazırladığımız ve sorulmasını istediğimiz soruları Adli Tıp Kurumu’ndan (ATK) sorulmasını istedi ve mahkeme de bu hususların yani Ayşe’nin ölümüne neden olan ilacın etki hızını, etki süresini ve maliyetinin Eczacılar Odası’na ve Adli Tıp Kurumu’ndan sorulması için adli tıp kurumuna tevdi edildi. Üzücü olan tek şey bu dosyada Ayşe’nin cinayet zanlısının tutuksuz yargılanıyor olması. Bunun yanında bir adli kontrol tedbirlerinin de uygulanmıyor olması. Biz adli tıptan gelecek olan raporu bekliyoruz. Gelecek olan raporun bizim iddialarımızı doğrulayacağı kanaatindeyiz” dedi.    ‘Ben yavrumu kaybetmişim katil karşımda sırıtıyor’   Anne Feride Karaman ise mahkemenin kararına tepki göstererek, şöyle konuştu: “Mahkeme ‘katili dışarı çıkardı ben de dedim ki sayın başkana, ‘benim kızımı da mezardan çıkar.’ Çünkü bu da bir mucize. Ben yavrumu kaybetmişim katil karşımda sırıtıyor gülüyor. Dayanılmaz acılar içindeyim ama asla adaletten şaşmıyorum, adalete güveniyorum. Eminim ki o adam en sonda cezasını alacak. Beni orda o kadar çok tahrik etti ki, kendimi zor tuttum. Benim yavrum vahşice öldürüldü, o kadar anestezi ilaçları yaptı, yedi çeşit ilaç çıktı çocuğumun kanından. Bunların benim kızımın kendisine yapması imkansız. Baş ağrısına damar yolu açmak zorunda mıydın? Başka baş ağrısı ilacı yok muydu memlekette? Sen doktorsun nasıl birine bu kadar ilacı verirsin. Bunların hesabı sorulacak, elbette ki adalet yerini bulacak.”