‘Hükümet, girdiği her krizden kadınlara saldırarak çıkmaya çalışıyor’ 2020-05-24 09:09:00   Filiz Zeyrek   MERSİN - Rosa Kadın Derneği üyeleri ve TJA aktivisti kadınların gözaltına alınarak tutuklanmasının iktidarın içinde olduğu krizi gösterdiğini söyleyen kadınlar, " Ömrünü uzatmaya çalışan hükümetin varlığını devam ettirmesinin olanağı kalmamıştır artık. Rosa Kadın Derneği’ne yapılan saldırı da bu konseptin bir parçasıdır” dedi.   Diyarbakır merkezli 22 Mayıs günü gerçekleştirilen ev baskınlarında gözaltına alınan ve aralarında Rosa Kadın Derneği başkanı, üyeleri ve Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistlerinin de olduğu 18 siyasetçi ve aktivist gözaltına alınmışı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye getirilen 18 kişi, savcılıkta ifadeleri dahi alınmadan 14’üne tutuklama istemi ile mahkemeye sevk edildi. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği TJA aktivisti Zelal Bilgin, Rosa Kadın Derneği kurucu üyesi Ayla Akat Ata, Yenişehir Belediye Meclis üyesi Nevriye Çur, Nazire Tursun ve Hüseyin Harman'ın adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına, Barış Anneleri Meclisi üyesi Havva Kıran’a ise ev hapsi cezası verdi.   Hakimlik, Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya, kurucu üyesi Narin Gezgör ve dernek yöneticisi Fatma Gültekin, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Gülcihan Şimşek, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Özlem Gündüz, HDP Yenişehir İlçe Eşbaşkanı Remziye Sızıcı, Bağlar Belediye Meclis üyesi Gönül Aslan ve Veysi Kuzu, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Meclis üyesi Sevim Coşkun, HDP üyesi Mehmet Ali Altınkaynak ile Celal Yoldaş hakkında ise “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklama kararı verdi.   Sekiz siyasetçi kadın ve aktivistin tutuklandığı operasyonun ardından kadınların tepkileri de sürüyor.   ‘Kadın mücadelesine yönelik saldırılar artacaktır’   Rosa Kadın Derneği’nin kadına yönelik her türlü şiddetle mücadele eden bir kurum olduğunu belirten Eğitim Sen Mersin Şube Kadın Sekreteri Gülperi Fatih, yükselen kadın mücadelesine karşı şiddetin de artacağının tahmin edilen bir durum olduğunu söyledi. “Biz bu saldırıyı bir kurum veya kişilere yapılmış bir saldırı olarak değerlendirmiyoruz. Tüm kadınlara yapılmış bir saldırıdır” diyen Gülperi, şu ifadeleri kullandı: “Artan erkek şiddeti karşısında kadınların da direndiğini görüyoruz. Bu direnç karşısında iktidar tüm araçlarını kullanarak kadınlara saldırmaya devam ediyor. Şiddetin son dönemde buna bağlı bir artış gösterdiğini düşünüyorum. Önümüzdeki süreçte kadın mücadelesine yönelik saldırıların daha da şiddetlenerek artacağını görmek zor değil. Kadınlar olarak bulunduğumuz her alanda mücadelemizi sürdüreceğiz. Çocuklarımızın ve yaşamalarımızın tehdit altında olduğu bir yerde susmayıp, bir çocuğun çıkaramadığı ses olmak zorundayız. Tüm kadınların bu mücadelenin içerisinde olmaktan başka şansı olmadığını düşünerek Rosa Kadın Derneği ile dayanışma içinde olduğumuzu söylemek isterim.”   ‘Çocuk istismarına af yasasını da çıkarmayı planlıyorlar’   Eğitim Sen Mersin Şube Hukuk Sekreteri Sebir Yurtsever ise kadınların her zaman iktidarın hedefinde olduğunu ifade ederek, “Kadınlar özgürlük talep ettikçe baskı da o ölçüde artıyor. Son yıllarda çoğu kesimin sesi kısıldı, kadınların sesi hala çıkıyor, yani itaatkar kadın yaratmakta sıkıntı var, o nedenle son infaz yasasında şiddet failleri serbest bırakıldı. Çocuk istismarına af getiren yasayı da planlıyorlar. Biz kadınlar birlikte güçlüyüz. Bizimle ya da çocuklarla ilgili bir yasa çıkarılacaksa bizlere sorulması gerekiyor” diye konuştu.   ‘Rosa kadına güç veren bir dernek’   Hükümetin siyaseten, ekonomik olarak ve pandemi sürecindeki eksiklikleriyle sıkışmış durumda olduğunu dile getiren Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Mersin Kadın Meclisi üyesi Aynur Şahin de hükümetin bu yüzden de baskıları arttırdığını kaydetti. Aynur sözlerine şöyle devam etti: “AKP içinde bulunduğu bu kriz durumundan çıkmak için de muhalif kesimleri ve topluma doğruları anlatan kurum ve kişileri hedef almaktadır. Kadın hareketi ve kadınlar hiçbir süreçte susmayan en dinamik kesim olarak kurumsallaşmaya devam ettiği gibi, siyaseten de sözünü söylemekten vazgeçmemiş, hayata ve siyasete etki etmeye ve değiştirmeye devam etmektedir. Pandemi dolayısıyla istismarcıları,  tecavüzcü ve kadın katillerini cezaevlerinden çıkardılar bu da kadınların kapalı kaldıkları evlerde şiddet sarmalına tekrar maruz kalmalarına yol açtı ve kadına yönelik şiddet artmaya, kadınlar katledilmeye devam etti. Tüm bunlar istismarcıları evlilik kurumuyla ödüllendirecek, çocuk yaşta evliliği teşvik edecek yasa çıkartma hazırlığında olan iktidarın politikalarından bağımsız değil. Rosa Kadın Derneği Diyarbakır’da kadınlara nefes aldıran, dayanışma ve birlikte güçlü bir hayatın mümkün olduğunu, kadınlara yalnız olmadığını hissettiren, şiddete maruz kaldığında başvurabileceği bir kadın kurumu.”   ‘Siyaseten öldüremediklerini hastalıkla öldürmeye çalışıyor’   Kadın mücadelesi ve siyasette aktif yer almış kadınların, 75 yaşındaki Barış Annesi’nin gözaltına alındığını hatırlatan Aynur, “Kadınlar ve Kürtler olunca pandemiyi de önemsemediklerini görüyoruz. Siyaseten öldüremediklerini hastalıkla öldürmeye çalışıyorlar.  Kayyım yöntemiyle Kürt illerindeki tüm legal kazanımlara el koyan iktidar, Kürtlere ve kadınlara nefes alabilecekleri bir alan bırakmamayı hedeflemekte. Girdiği her krizden kadınlara ve Kürtlere saldırarak çıkmaya,  ömrünü uzatmaya çalışan hükümetin varlığını devam ettirmesinin olanağı kalmamıştır artık. Rosa Kadın Derneği’ne yapılan saldırı da bu konseptin bir parçasıdır. Kadın kurumlarına yönelik yapılan saldırıların son bulmasını istiyoruz” dedi.