Yasayı değil ölüm fermanımızı imzaladılar: Katilimiz devlet olacak 2020-04-22 09:11:00   Dilan Babat   ANKARA - Y.O’.yu katletme girişiminde bulunan Ömer Faruk A. infaz paketinden yararlanacak isimlerden biri. Y.O., infaz yasasına tepki göstererek,  “Şimdi ben öldürülürsem bunun suçlusu o adam değil affedip sokağa salan devlet oluyor. O adam çıktığında öleceğimden çok eminim. Yasayı değil benim ve benim gibi olan kadınların ölüm fermanını imzaladılar” dedi.    Meclis Genel Kurulu’nda günlerce süren görüşmelerin ardından infaz paketi Resmi Gazetede de yayınlanarak resmileşti.  Cebir, tehdit,  kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçları da yasada yer aldı.  Yasanın ardından Adalet Bakanlığı’nın yaptığı açıklamada 51 bin mahkumun serbest bırakılacağı belirtildi. Tüm tepkilere, itirazlara rağmen iktidar kadına yönelik şiddet suçu işleyenleri serbest bırakmakta ısrar etti ve yasada yer verdi. Kadın katilleri, taciz, tecavüz, şiddet failleri bir bir cezaevinden çıkarken, kadınlar ölümle tehdit edilmeye başlandı bile.    İnfaz paketinde yararlanacak isimlerden biri de 2012 yılında Y.O.’yu katletme girişiminde bulunan Ömer Faruk A. Sistematik işkenceden ve vurulmadan kaynaklı sol gözünü kaybeden Y.O., yaşadığı kaygıyı ve tepkilerini dile getirdi.    ‘Katillerin yanında olmayı tercih ettiler’    İnfaz paketinin korku ve nefret dışında bir anlam ifade etmediğini söyleyen Y.O., Türkiye’de kadınların insan olarak dahi değer görmediğinin bir kez daha açığa çıktığını vurguladı. Y.O., “Sadece kadınları değil, çocuğunu öldüren ve istismar eden herkesi akladılar. Devlet mağdurun yanında olmak yerine katilin, tecavüzcünün, şiddet uygulayanın ve uyuşturucu satanın yanında olmayı tercih etti. Çünkü devlet mağdur olmayacağından emin. Bu yasayı hazırlayanlar ve imzalayanlar mağdur olmayacaklarını bildikleri için katillerin yanında olmayı tercih ettiler. Bu yasayı hazırlayanlar bizleri öldürmek isteyenler gibi. İnsanlar tecavüze uğrayabilir veya öldürülebilir mantığında oldukları için ve kendilerinin başına gelmeyeceğini bildikleri için çok gönül rahatlığıyla ve ellerini vicdanlarına koymadan bu yasayı geçirdiler. Ben katıldığım her duruşmada şunu diyorum, ‘O adam çıktığında öleceğimden çok eminim.’ O yasaya değil benim ve benim gibi olan kadınların ölüm fermanını imzaladılar” dedi.    ‘4 yıllık mücadelem bu yasa nedeniyle boşa çıktı’    4 yıldır adalet mücadelesi verdiğini ifade eden Y. O., mücadelenin infaz paketi ile birlikte boşa gittiğini kaydetti. Y.O., “Vurulduğum dosyanın dışında bir buçuk yılık gördüğüm işkence süreci var.  Gerçekten işkence gördüm ve bunu canavarca his ile yaptı. Diyorlar ya, canavarca his yapılan hiçbir cezaya infaz uygulanmayacak. Ama bu adam bana o işkenceleri canavar his ile yaptı.  Her gün arabayla takip edilip kapının önünde her gün işkenceye maruz kaldım. Karşısındaki insan şikayet etmekten başka hiçbir şey yapamıyor.  Bu canavarca his değil de nedir? Adam gözünü kırpmadan beni vurdu, öldürmeye çalıştı. Bir gözümü kaybettim.  Halan kaybettiğim gözümden kaynaklı ameliyat geçiyorum.  Gözüm alınacak ama korona nedeniyle ameliyatım ertelendi. Çektiğim acılar daha dururken, adamın resmen elini plaket verip salacaklar.  Ne düşünebiliriz artık?” diyerek duruma tepki gösterdi.     ‘Gözümü kaybetmemem neden olan adamı affetme hakkını kendinde nasıl görüyor?’   Ömer Faruk A.’nın vurulma dosyası dışında yargılandığı, ‘cebir, tehdit, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma’ cezalarının af kapsamına girdiğini söyleyen Y.O şöyle devam etti: “En son duruşmada benim kendi gözümü kör ettiğimi iddia ediyor. Benim gözüm bozuk olsa bile senin gelip benim gözümü kör etme hakkın var mı? Ben bozuk gözüme lens takarım ya da gözlük takarım düzelir.  Şu anda ben körüm alıştım tek gözle yaşamaya ama şimdi göz ameliyatıyla gözüm protez takacaklar ve ben bir organımı kaybettim.  Normalde hukukta bir organın kaybetmesinin cezası 8 yıldan başlar. Adam 4 yıl yattı annesinin deyimiyle ‘yatsın oğlum devlet aslanlar gibi bakıyor.’ Gerçekten devlet aslanlar gibi bakıyor. 4 yıl geçmeden affedilip sokağa salıyorlar. Devlet neden düşünce suçluları ve kendisine karşı işlenen suçluları affetmiyor da benim gözümü kör eden insanı affetme hakkını kendinde buluyor.”    ‘Benim katilim beni vuran kişi değil devlet’    İnfaz paketi ile birlikte dışarı çıkan faillerin çıkar çıkmaz, öldürmek istedikleri kadınların evlerinin önüne giderek yeniden öldürme tehditlerinde bulunduğunu sosyal medya hesaplarında gördüklerini dile getiren Y.O, “Şimdi ben öldürülürsem bunun suçlusu beni vuran kişi mi?  O beni öldürecek zaten ama sen onu affedip sokağa salarsan benim katliam o kişi olmuyor benim katilim devlet oluyor.  Her düşündüğümde sinir krizleri geçiriyorum.  Kadın olmaktan geçtim bu ülkenin vatandaşı olmaktan dahi tiksiniyorum artık.  Her gün dua ediyorum kopsun kıyamet, lanet olsun bu ülkeye. İğrenç bir hal aldık ne çocuk güvende ne kadınlar. Ne yapacaksınız nedir bunun çözümü ne diyeceğimi bilemiyorum” şeklinde konuştu.    ‘Devlete hakkımı helal etmiyorum’   Y.O son olarak şunları söyledi: “Bana bir fırsat verseler bu yasayı çıkaranların yüzlerine teker teker tükürürdüm ona ‘yarabbi şükür’ derler. Bu yasayı geçirenler dilerim inşallah aynı şeylerle sınanırlar. Bu devlete hakkımı helal etmiyorum. Sakatım, engelli olduğum halde devlet yeterli oranı verip emekli etmedi.  Haram zehir zıkkım olsun. Geçirdiğim 22 ameliyatın acısını da hesabını bu dünyada herhangi bir karşılığı yok. Verdiğim vergiler haram olsun.”    Ne olmuştu?    Ankara'da 2012 yılında Ömer Faruk A., Y.O.’yu katletme girişiminde bulundu. Saldırı sonucu Y.O. bir gözünü kaybederken, Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 3 yıldır görülen davada sanıklara ödül gibi ceza verildi. Daha önce de Ömer Faruk A. tarafından defalarca şiddete maruz kalan Y.O., yaşadığı sistematik şiddet sonucu sanık hakkında  şikâyette bulundu. Y.O.’nun şikâyetinin ardından, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Ömer Faruk A. hakkında, “darp, tehdit, konut dokunulmazlığını ihlal ve hakaret” suçlarından Ankara 35 42 ve 44’ncü Asliye Ceza Mahkemesinde dosya açıldı. Bu davaların yanı sıra Y.O’ya yönelik sistematik şiddete ilişkin ise yine sanık hakkında “Kasten öldürmeye teşebbüs”, “Kasten yaralamaya teşebbüs”, “tehdit ve hakaret” suçlarından iddianame hazırlandı.  Duruşma hala devam ediyor.