Bölge Kriz Koordinasyon Merkezi: AKP yine eline yüzüne bulaştırdı 2020-04-11 14:25:11     DİYARBAKIR-Yasağa iki saat kala açıklanan 2 günlük ‘sokağa çıkma yasağı’na tepki gösteren Bölge Kriz Koordinasyon Merkezi, “Yöntemsizce alınan karantina kararı bugüne kadar alınan önlemlerin çoğunu bu şekilde riske sokmuş ve boşa çıkarmıştır” dedi.   Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Tevgera Jinên Azad (TJA) ve Demokratik Bölgeler Partisi’nden (DBP) oluşan Bölge Kriz Koordinasyon Merkezi, İçişleri Bakanlığı tarafından 30 büyükşehir ve Zonguldak ili için getirilen 2 günlük sokağa çıkma yasağına ilişkin yazılı açıklama yaptı.  Bölge Kriz Koordinasyon Merkezi yaptığı açıklamada, "Genel karantina uygulaması"nın  koronavirüs salgını ile mücadelede en etkili yol olduğunu ama mevcut iktidarın bu uygulamayı yöntemsiz hayata geçirdiğini belirterek, ‘AKP hükümeti yine eline yüzüne bulaştırdı” dedi.   Bölge Kriz Koordinasyon Merkezi’nin sokağa çıkma yasağına ilişkin “Covid-19 salgını ile mücadele toplu açılışlara benzemez” başlıklı açıklaması şöyle:   "İktidar salgınla mücadele ederken hata üstüne hata yapmaya devam ediyor. Yaşamını yitiren insanların ve pozitif vakaların sayısının artması salgının büyüdüğünü gösteriyor. Bu anlamda toplum sağlığı odaklı önlemler almak zorunlu olmuştur. Ancak alınan önlemlerin dün gece yarısı ilan edilen büyükşehirlerle sınırlı tutulan Karantina uygulaması gibi yüzbinlerce insanın büyük bir panikle aynı anda sokağa dökülmesine mahal verecek şekilde yapılması yaşamı korumak değil ölüme davetiye çıkarmaktır.   'AKP yine eline yüzüne bulaştırdı'   Bizim günlerdir talep ettiğimiz 'genel karantina uygulaması' salgınla mücadele anlamında denenmiş, sonuç alıcı en iyi yöntem iken toplum sağlığını korurken bile tehlikeye atan AKP yine eline yüzüne bulaştırarak yaptı. AKP yaparsa böyle yapar. Büyük Şehirler için Karantina uygulaması, yöntemi ve zamanlaması bakımından yetersiz olmuş ve toplum sağlığını büyük bir tehlikeye sokmuştur.   Günler öncesinden alınması gereken karantina kararı hem mekansal  (belli illerle sınırlı tutulması) hem de zamansal olarak (iki günle sınırlı tutulması) parçalı bir sekilde yapılması toplum sağlığının 'bütünlük ilkesi' açısından yanlış uygulanmıştır. Yöntemsizce alınan karantina kararı bugüne kadar alınan önlemlerin çoğunu bu şekilde riske sokmuş ve boşa çıkarmıştır.   * İnsan yaşamına bu kadar sorumsuzca yaklaşılması tam bir akıl tutulmasıdır. Akp'nin süreci yönetememesinin en somut göstergesi dün gece yüzbinlerce insanın hiçbir önlem alınmadan marketlere ve fırınlara akın etmesidir.   Burada yurtaşlar hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.  Bu salgına karşı verilen mücadele AKPnin toplu konut açılışları ya da seçim mitinglerinin  organizasyonuna benzemiyor. Daha büyük bir ciddiyetle yaklaşılması ve işin ehli kesimlerle birlikte çok bileşenli yapılması  zorunludur.   * Bu sorumsuzca yaklaşımlarla vahşi bir yöntem olan sürü bağışıklığı düşünülüyorsa bu yöntem akıldan bile geçirilmemelidir. Toplum laboratuvar, insanlar denek değildir. Bizim için tüm insanlar değerlidir ve hangi yaşta olursa olsun tüm insanların yaşam hakkı vardır. Yaşam hakkı bizim için kutsaldır ve biz saygı duyarız. İktidarı da insanların yaşamına saygı duymaya davet ediyoruz.   * İnsanlar eve kapanmışken eksiklikleriyle birlikte yine de Karantina kararı alınmışken bilim kurulunun önermeleri dogrultusunda uzatılması gerekiyorsa uzatılmalıdır. Sağlıklı olan ve AKP'nin yapmak istemediği genel karantina uygulaması bize göre salgın ortadan kaldırılıncaya kadar genel olarak uygulanmalı ve diğer tüm il ve ilçe merkezlerinde de bir an önce hayata geçmelidir.   * Karantina uygulaması uzatılacaksa devlet yurttaşların tüm ihtiyaçlarını karşılamakla mükelleftir. Dünyada karantina kararı alan hiçbir devlet 'vatandaşına ne halin varsa gör' dememiştir. Eğer yurttaşların evde kalmasına karar verilirse her türlü ihtiyaçları da karşılanmalıdır. Toplumun her akşam nasihat dinlemesine ihtiyacı yoktur. Rasyonel bir şekilde ne gerekiyorsa sosyal devlet olmanın bir gereği olarak toplumun ihtiyaçları giderilerek bir an önce yapılmalıdır.   'AKP sağlık ile siyaseti birbirinden ayırmalıdır'   Bilim kurulunun önerileri kamuoyu ile paylaşılmalı ve bu konuda şeffaf olunmalıdır. AKP Bilim kurulunu siyasallaştırmamalı, siyasetine malzeme etmekten vazgeçmeli ve kurulun önerilerini zamanında uygulamalıdır.   *AKP, Türkiye'nin her yerinde  yerel yönetimleri işe dahil etmeli ve insan yaşamının bir pamuk ipliğine veya bir damlacık sıvının bulaşmasına bağlı olduğu bugünlerde yerel yönetimler ve muhalefet ile ilgili fobilerini bir kenara bırakmalıdır. Yerel yönetimler üzerindeki baskılar son bulmalı, ekmek üretimi, aş evleri vb hayati hizmetler bir an önce yeniden başlamalıdır. Buradan hareketle bölgede kayyım atanan belediye eş başkanları hızlı bir şekilde görevlerine iade edilmelidir. Çünkü kentleri ve kent sosyolojisini en iyi bilenler atananlar değil o kentin içinden seçilmiş insanlardır.   * Cezaevleri ile ilgili infaz düzenlemesinin en kısa zamanda daha fazla polemiğe ve siyaseten istismar edilmesine müsade edilmeden meclisten çıkmalıdır. İnfazı eşit bir şekilde uygulamanın ve gevşetmenin birçok yöntemi mevcuttur. İktidar bu konuda daha fazla risk almamalı ve bulaşması halinde kitlesel ölümlere yol açabilecek olan cezaevlerinin tümü bir an önce boşaltılmalıdır.   *Dayanışma yaşatır. Halkımız karantina boyunca bulunduğu yerde oturduğu binada yaşlı, hasta, yalnız ve yoksul insanlarla "konut-bina içi dayanışma" yı başlatmalıdır. Dayanışma bu süreçte toplumu ayakta tutacak en önemli pratiktir. Uzağınızda olan insanları, akrabaları, eş ve dostları arayın ve ihtiyaçları varsa onlarla için dayanışmada bulunun. İletişim kurmak bu dönemde çok önemlidir. Hiç kimse kendisini sahipsiz hissetmemelidir.   *Tedirginlik ve panik asla çözüm değildir. Bizler tedbirlerimizi alacağız ve umutlu olacağız. Gereksiz ve sağlıksız, toplumu huzursuz edecek, toplumda korkuyu ve paniği tetikleyebilecek asılsız, kaynaksız bilgileri topluma yaymamalı ve kötü amaçlara bilmeden de olsa aracılık etmemeliyiz. Bu anlamda halkımız salgın ile ilgili TTB, SES, dünya sağlık örgütü ve sağlık Bakanlığı'nın bilgilerini kıyaslayarak tek bir kaynaktan beslenmemelidir.”