Hasta Tutsak: Virüs insanların siyasi kimliğine mi bakıyor 2020-04-10 14:13:13   İSTANBUL - Hilvan T Tipi Cezaevi’nde tutulan hasta tutsak Zana Mazak ailesi ile yaptığı telefon görüşmesinde getirilmek istenen yeni infaz paketine değinerek, “Peki virüs insanların siyasi kimliğine mi Bakıyor. Siyasi kimliğini sorup ona göre mi bulaşıp bulaşmamaya karar veriyor?” diye sordu.    Urfa Hilvan T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan hasta tutsak Zana Mazak ailesi ile yaptığı telefon görüşmesinde cezaevinde yaşanan hak ihlallerini anlattı. 26 yıldır cezaevinde olan Zana, kronik kalp ve böbrek hastası. Türkiye’de salgın açıklaması yapılmadan önce hastaneye giden Zana’nın vücudunda nohut büyüklüğünde intihap bezeleri tespit edilmiş olmasına rağmen sağlık hizmetlerinden yararlandırılmıyor.   Revire çıkmak istediklerinde şikayetlerini gardiyanlara söylediklerini ve gardiyanlarında doktora ilettiğini ve doktorun kendilerini görmeden ilaç yazdığını belirten Zana, “Bu şekilde gerekli tedbir aldıklarını söylüyorlar. Aldıkları tedbir nedir? Bize haftada bir sıvı sabun veriyorlar. Ayda birde püskürtmeli ilaç veriyorlar” dedi.   ‘Kalp için üç ayda bir kontrole gitmem gerekiyor ancak gidemiyorum’   Kronik rahatsızlıkları olan Zana, “Şimdi ben kalp hastasıyım. Mide ve böbrek rahatsızlığım var. Kulak, burun, boğaz rahatsızlığım var. Nohut tanesi büyüklüğünde bir iltihap var. Ne olduğunu da bilmiyoruz. Doktor baktı hastaneye sevk etti. Henüz bu salgın meselesi çıkmadan önce hastaneye sevk etti. Ancak 3-4 aydır hastaneye gidemiyorum” diye belirtti. Zana daha önce tek kelepçe takıldığını fakat salgın öncesi hastaneye götürüldüklerinde ise kelepçenin birini askerin koluna diğerini kendi bileklerine takıldığını söyledi. Bu durumun güvenlik olmadığının altını çizen Zana, “Güvenlik ile alakası yok. Bizim bu tür uygulamaları kabul etmediğimizi biliyorlar. Sırf doktora çıkarmamak için yeni yeni bahaneler üretiyorlar. Şuanda hastaneye gidemiyoruz. Kalp için üç ayda bir kontrole gitmem gerekiyor ancak gidemiyorum. İlaç kullanıyorum. İlaçlar böbreği ve mideyi rahatsız ediyor. Ona karşı nasıl bir tedbir almam gerekiyor bilmiyorum. Onun için doktorla görüşemiyorum” diye vurguladı.   'Ne için burda olduğumuzu biliyoruz. Moralimizi yüksek tutuyoruz'   Sivil Toplum Örgütlerine seslenen Zana şöyle devam etti: “Sivil toplum örgütlerinin, hükümet üzerinde bir baskı oluşturması lazım. Koronavirüs salgını nedeniyle tedbir aldığı söyleniyor. Yeni infaz paketini açıklıyor. Şu suçlar içinde, şu suçlar içinde değil. Peki virüs insanların siyasi kimliğine mi? Bakıyor. Siyasi kimliğini sorup ona göre mi bulaşıp bulaşmamaya karar veriyor. Öyle bir şey yok. Bize yaptıkları tek şey. Telefona çıkınca koridora koydukları dezenfektan ilacını kullanmak.    Ailemin gönderdiği iki paket eldiven var. Eldivenlerimi istiyorum. Verin diyorum vermiyorlar. Kişisel temizlik malzemelerini almak istiyoruz. Kantinde bulamıyoruz. Siz getirmiyorsunuz o zaman ailemizin gönderdiklerini verin diyoruz onu da vermiyorlar. Karantina koğuşu açıyoruz deyip bir koğuşumuzu boşalttılar. Diğer koğuşlara dağıttılar. Şuanda koğuşlar da 21-22 kişi kalıyor. Sosyal mesafe deniliyor. Peki bu koşullarda sosyal mesafeyi nasıl sağlayacağız. Halkta duyarlılık yaratılırsa bir çözüm olursa oldu. Olmadıysa da ne için burada olduğumuzu biliyoruz. Önemli olan moraldir biz moralimizi yüksek tutuyoruz.”   'Ayrımcılığı kabul etmiyoruz'   Aynı Cezaevinde kalan Erkan Bayrak’ın annesi Zenure Bayrak getirilmek istenen yeni infaz paketine değinerek şunları belirtti: “Hırsızlara af getiriliyor. Neden bizim çocuklarımıza getirilmiyor. Biz böyle bir ayrımcılığı kabul etmiyoruz. Bir anne olarak yüreğim yanıyor. Bu duruma bir çare bulsunlar.”