Türkiye’de salgınla mücadele takvimi: Kayyım, gözaltı, soruşturma, infaz tartışmaları 2020-04-10 09:10:00   Dilan Babat   ANKARA - Türkiye’de koronavirüs salgını bir ayı geride bırakırken, geçen sürede Türkiye, kayyım atamalarına, gözaltılara, Meclis’e getirilen tecavüz faillerinin affedilmesini öngören infaz düzenlemesine sahne oldu. İşsiz kalanlara, ihtiyacı olanlara devletin gelir sağlaması beklenirken, Cumhurbaşkanının açıkladığı paketlerden dua ve sabır çıktı.   Yaklaşık 4 ay önce Çin’in Wuhan kentinden çıkan koronavirüs (Kovid-19) kısa süre içerisinde bütün dünyaya yayıldı. Hastalığın ilk başta pnomoni (zatürre) olduğu düşünüldü. Çinli yetkililer 31 Aralık 2019’da günü Wuhan’da 41 kişide zatürre benzeri bir hastalık olduğunu açıklamıştı. Ancak yapılan araştırmalardan sonra yeni bir virüsün ortaya çıktığı belirlendi.  Bu virüse ‘Covid -19’ adı verildi. Aynı virüs ailesinde olan koronavirüsler adlarını, kendilerini "taç" gibi saran protein kapsüllerinden alıyor. "Corona" Latince'de "taç" anlamına geliyor. Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO-DSÖ) belirlemesine göre son koronavirüsün adı SARS-Cov-2. Yani Şiddetli Akut Solunum Yetmezliği koronavirüsü 2, hastalığın adı da Covid-19.   Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus 'Covid-19' adının; "corona"nın co'su, "virüs"ün vi'si, hastalık kelimesinin İngilizcesi "disease" sözcüğünün d'sinden ve bildirimin yapıldığı yıl olan 2019'dan türetildiğini söyledi.   Çin’n ardından İtalya, İran, ABD İspanya gibi ülkeler de virüs hızlıca yayılırken bir süre sonra DSÖ tarafından pandemi ilan edildi. Türkiye’de ise ilk resmi vaka 10 Mart’ta Sağlık Bakanı Fahrettin Koca tarafından açıklandı. Açıklamanın ardında geçen 29 günde vaka sayısı neredeyse 40 bini geçti. Virüsün dünyada en hızlı ilerlediği ülkeler arasında gelen Türkiye, dünyada 9’uncu sırada. Şu ana kadar yaşamını yitirenlerin sayısı 908.   Koronavirüs (Covid-19) salgını Türkiye’de bir ayını geride bırakırken, Türkiye’de bir ayda neler olduğun, salgına karşı nasıl önlemler alındığını derledik.   Virüs tehdidine rağmen Havaalanları ve sınır kapıları açık kalmaya devam etti   İran’da hızla yayılan Koronavirüs (Covid- 19) salgınında kaynaklı Van’da bulunan sınır kapılarında İran’a geçişlere izin verilmeye devam edildi. İran’dan Van’a gelişler devam ederken, 15 Mart ‘da umreden dönenler ise kamuoyu baskısı ile Ankara ve Konya’da bulunan öğrenci yurtlarında 14 günlük karantina altına alındı. Ankara’da 3, Konya’da 2 yurtta öğrenciler gecenin bir yarısında yurtlardan çıkarıldı. Mağdur edilen öğrenciler, sabaha kadar dışarıda kalmak zorunda kaldı.  Öğrenci yurtlarına getirilen umreciler ise oradan kaçmak için bir çok yola başvurdu. Umreden gelen birçok kişinin ise testi pozitif çıktı. Havaalanlarının ve sınır kapılarının kapatılmaması hükümetin önlemler almasında yetersiz kaldığı eleştirilerini beraberinde getirdi.   Gazeteciler gözaltına alındı, soruşturmalar başladı   Virüs tehdidi hükümetin açıklamaları ve almadığı tedbirler kapsamında insanlar hayatlarını kaldığı yerden devam ederken tüm dünyanın tersine sokağa çıkma yasağı yerine "gönüllü karantina" çağrısı yapıldı. Duruma tepki gösteren muhalefet ve siyasi partiler hükümete çağrıda bulunarak bir an önce acil önlemler alması gerektiğini belirtti. İlk vakanın duyurulması ile birlikte Sağlık Bakanı bir dizi toplantı alırken, aldığı ilk kararlardan biri de sağlık çalışanlarının yılık izinlerinin iptal edilmesi oldu. İnsanlarda tedirginlikler oluşurken sosyal medyada sürecin şeffaf yürütülmesi gerektiğini ifade eden birçok kişi hakkında soruşturmalar açıldı. Bunların yanı sıra Sağlık Bakanı, Milli Eğitim Bakanı ve Bilim Kurulu bir araya gelerek toplantılarına devam etti.  Yapılan toplantının ardından eğitime 16 Mart’tan itibaren ara verileceği ve eğitimin uzaktan devam edileceği duyurulurken, yakın tarihte yapılacak birçok sınav tarihi ise ertelendi. Koronavirüs salgınına ilişkin Antalya’da haber yapan iki gazeteci ise gözaltına alındı.    Cezaevlerinde görüşler kısıtlandı, adliyeler nöbet sistemine geçti   Her geçen gün artan vaka sayıları ile birlikte sağlık alanındaki yetersizlikler tartışılmaya başlandı. Maske ve koruyucu ekipmanların yetersiz olduğunu açıklayan sağlık emekçileri ise bir an önce ekipman yetersizliğinin giderilmesi çağrısında bulundu. Türk Tabipler Birliği (TTB) 16 Mart’ta yaptığı açıklamada, vaka sayısının logaritmik bir şekilde artacağını belirterek ve sağlıkçıların bu süreçte korunması gerektiği çağrısında bulundu.   Tüm dünyada salgın süreçlerinde adli ve politik fark etmeksizin çok sayıda mahkum tahliye edildi ve cezaevleri boşaltıldı. Türkiye’de böyle bir sürecin işletilmesini isteyen kamuoyunun talepleri yerine Adalet Bakanlığı “günü kurtaracak” önlemler almakla yetindi. Adalet Bakanlığı koronavirüse karşı tedbir kapsamında cezaevlerinde aile görüşlerin bir süreliğine durdurulduğunu duyururken, telefon görüşme saatlerinin uzatılacağını açıkladı. Yine adliyelerde nöbet sistemi ile çalışılacağını,  sanıkların sadece tutuklu yargılandığı dosyalarda  Ses Bilişim ve Görüntü Sistemi (SEGBİS) üzerinden duruşmaların devam edileceği kararı alındı.   Salgın sürecinde belediyelere kayyım atandı   İçişleri Bakanlığı kararıyla bu süreçte salgınla mücadele eden Halkların Demokratik Partisi (HDP) belediyelerine kayyım atandı. Batman Belediyesi, Diyarbakır’ın Silvan, Lice, Ergani ve Eğil ilçe belediyelerine, Bitlis’in Güroymak ilçesi, Iğdır’ın Halfeli, Siirt’in Gökçeağ beldelerine kayyım atandı.   Newroz kitlesel kutlanmadı   Newroz  da bu yıl koronavirüs salgınından kaynaklı kitlesel gerçekleştirilmedi. Bunun yerine HDP halklara alternatif Newroz kutlamaları gerçekleştirmelerini önerdi. HDP, yurttaşlara ‘Evlerimizde, balkonlardan, pencerelerden mumlarla, zılgıtlarımız ve stranlarımızla evlerimizde Newroz ateşini yakalım her yeri Newroz ruhuyla saralım’ çağrısında bulundu. Çağrıyı dikkate olan bütün kesimler 20 Mart 20.20’de evlerinden, balkonlarından yaktıkları ateşlerle ve türkülerle simgesel olsa da Newroz’u kutlamaktan geri durmadı.    Sokağa çıkma sınırlaması getirildi   65 yaş üstü olanlara sokağa çıkma sınırlandırılması getirildi. Ancak yaşlıların virüsü kapma riski olduğu açıklamaları yapılırken, bir yandan da ayrımcı uygulamalar ortaya çıktı. Sosyal medya birçok kişi açıklamalardan sonra dışarıda gördükleri 65 yaş üstüne yönelik nefret söylemlerine ve taciz eylemlerine yönelmeye başladı. Toplumda bu görüntülere karşı büyük bir tepki gösterildi.   İBAN verilerek bağış kampanyası başlatıldı   Bilim Kurulu toplantısının ardından, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir dizi açıklamalarda bulunurken, 5 Nisan’da 20 yaş altı için de sokağa çıkma yasağı getirildi. Zonguldak başta olmak üzere 30 büyükşehre giriş ve çıkışlar kapatıldı. Daha önce alınan tedbirlerden olan girişler ve çıkışlar valilik iznine bağlanırken, yeni alınan tedbirlerde ise sadece ticaret için kullanılan araçların giriş ve çıkışlarına izin verildiği duyuruldu. Alınan bu tedbirlerin yanı sıra, Cumhurbaşkanı yaptığı açıklamalarda ise günlük yaşamlarını idame ettirmek için çalışmak zorunda kalanlara maddi paket desteği yerine ‘İBAN numarası’ vererek maddi destek kampanyası başlattığını duyurdu. AKP'li Cumhurbaşkanı 7 aylık maaşını verirken, verdiği İBAN numarası ile maddi durumu iyi olanların kampanyaya destek olma çağrısında bulundu. Tayyip Erdoğan’ın bir önceki yaptığı açıklamada ‘Dua ve kolanya’ ile bu virüsün yenileceği mesajı verildi.   İnfaz paketinin salgın için hazırlanmadığı ortaya çıktı   ,AKP ve MHP tarafından hazırlanan ve kamuoyunda ‘af’ yasası olarak bilinen 3’ncü yargı paketi Meclis Başkanlığına sunuldu.  İnfaz düzenlemesinde her ne kadar ‘Çocuklara yönelik cinsel istismar ve kadına yönelik şiddet’ faillerinin kapsam dışı bırakıldığı söylense de bu suçtan yargılanan binlerce kişinin tahliye edilmesi öngörülüyor. Siyasi tutsaklar kapsam dışı bırakılırken, hasta ve ileriki yaşta tutsakların durumu göz önüne alındığınsa salgının cezaevlerinde bir felakete neden olacağı uyarılar sık sık yükseliyor.   Kamuoyunda çok sayıda insan ise “eşit infaz istiyoruz” diyerek tepkilerini dile getirdi. Başta HDP olmak üzere muhalefet partileri ise düşünce özgürlüğünden kaynaklı siyasi tutsakların kapsam dışı bırakılmasını kabul etmediklerini belirterek sosyal medyada eylemelerde ve kampanyalar başlattı. Önceki gün Meclis Başkanının ‘bizler bu paket üzerinden bir yıldır çalışıyoruz’ sözleri ise iktidarın bu paketi  salgın için hazırlamadığı ortaya çıktı.   Geçtiğimiz hafta başlayan infaz yasası görüşmelerine ilişkin HDP Meclis’te açıklamalarda bulunarak, ‘Eşit İnfaz Yaşatır’ diyerek yürüyüş gerçekleştirdi. Düzenlemenin tümüne yönelik görüşmelerin ardından bugün Meclis’te maddeler üzerinde görüşmeler başlanacak. Meclis’te infaz düzenlemeleri görüşülürken bir yandan da cezaevlerinden koronavirüs haberleri gelmeye devam ediyor. Batman ve Van cezaevlerinde ise infaz paketine ilişkin eylemler gerçekleştirildi.   Bafra Cezaevi’nde 70 yaşında bir tutuklunun koronavirüsten dolayı yaşamını yitirdiği ortaya çıkarken, Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevinde kadınlarda görme kaybı, nefes alma sorunları gibi semptomlar görülmeye başlandı.   ‘Kadın dayanışması yaşatır’ kampanyaları   Hükümetin yaklaşımları daha fazla vaka sayının artmasına neden olurken, HDP de bu süreçte dayanışmayı yükselterek ‘Kardeş Aile Kampanyası’ başlattı.  Kampanya ile birlikte maddi durumu kötü olan aileler için dayanışma çağrıları yapıldı. Muhalefet partilerin kampanyaları devam ederken, Türkiye’de ev içi şiddet artmaya başladı. Birçok kadın örgütü ev içi şiddetin artmasından kaynaklı, ‘Korona günlerinde şiddetten korunmak’ kılavuzu yayınladı. Kadın örgütleri dayanışmayı sağlarken, birçok kadın vekil ise Meclis’te hükümetin ev içi şiddetin önüne geçmesi için ‘acil eylem planı’ çıkarması talebinde bulundu.   Öte yandan “Evde kal” çağrılarının yapıldığı Mart ayında 29 kadın katledildi.   TTB’den ‘süreç şeffaf yürütülmüyor’ vurgusu   Koronavirüs salgını bir ayını geride bırakırken, TTB ise hükümetin şeffaf olmadığı yönünde açıklamalarına devam etti. Vaka sayılarında ciddi artışların yaşandığını belirten TTB Merkez Konseyi, sürece bir an önce dâhil edilmeleri gerektiğinin önemine bir kez daha vurgu yaptı. TTB önceki gün yaptığı açıklamada, Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) bütün ülkelere koronavüris  salgınından kaynaklı gönderdikleri kodların kullanılmadığını açıkladı. Hastanelerde testlerin yetersizliğinin hala devam ettiği belirtilen açıklamada, hastanede testi yapılıp evine gönderilenlerin birkaç gün sonra yaşamlarını yitirmesine ilişkin belgelerde ‘doğal ölüm’ olarak geçtiği kaydedildi.  TTB ayrıca Sağlık Bakanlığı’na Şubat tarihinden beri yaşamını yitirenlerin bu kodlar üzerinden yeniden incelenmesi gerektiğini belirterek durumun ciddiyetini tekrar hatırlattı.