TOHAV: Tüm tutuklu ve hükümlüler infaz yasası kapsamına alınsın 2020-04-04 15:04:13   İSTANBUL - İnfaz Yasası değişikliğine dair yazılı açıklama yapan TOHAV, teklif edilen düzenlemenin bu haliyle eşitlik ilkesine aykırı ve ayrımcılık içerdiğine dikkat çekerek, kapsam dışında tutulan tüm tutuklu ve hükümlülerin kapsam altına alınması gerektiğini vurguladı.   Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV) COVID-19’un kapalı alanlarda yayılmasının önlenmesi ile İnfaz Yasası değişikliğine dair görüş ve taleplerini yazılı metin ile açıkladı. COVID-19 salgınının küresel ölçekte hızlı bir şekilde can aldığı ifade edilen açıklamada, virüsün bulaşma hızının, şeklinin ve ülkeler arası insan hareketliliğinin fazla olmasının salgının geniş bir coğrafyaya yayılmasına neden olduğu dile getirildi. Türkiye’de 263 kapalı, 76 açık hapishane, 4 çocuk eğitim evi, 9 kadın kapalı, 7 kadın açık ve 7 çocuk kapalı olmak üzere toplam 366 hapishane bulunduğu hatırlatılan açıklamada, 233 bin 194 kapasiteli bu hapishanelerde 282 bin 703 tutuklu ve hükümlünün bulunduğu 1 Eylül 2019 tarihli TBMM bütçe görüşmeleri esnasında belirtildiği vurgulandı.   Fiziksel koşulların yetersizliğinin yanı sıra tutuklu ve hükümlülerin hijyen açısından da kısıtlı imkanlara sahip olduğu belirtilen açıklamada şunlar kaydedildi:   “Her bir hapishanenin uygulaması birbirinden farklı olmakla birlikte mahpuslar tarafından hijyen ürünlerine çok sınırlı sayıda ulaşılabilmesi, salgın açısından sosyal izolasyondan sonraki en önemli tedbir olan dezenfeksiyonun sağlanmasını son derece güçleştirmektedir. Hapishanelerde kapasitelerinin çok üstünde mahpus bulunması, sosyal mesafe diye ifade edilen alanın daralmasına, mahpuslar arası temasın çok fazla olmasına ve salgının çok hızlı yayılmasına neden olacaktır. Ülke genelinde mevcut olan COVID-19 salgını nedeniyle hapishanelerdeki mahpusların, çalışan personelin, mahpuslara temas etme durumunda olacak yakınlarının ve avukatlarının sağlığı için gerekli önlemleri almak kamunun sorumluluğudur.   ‘Kesin tanı test ile konulmaktadır’   Kuşkusuz bu önlemlerin insanlık onuruyla bağdaşır olması, herhangi bir hak ihlaline yol açmayacak şekilde ve hakkaniyetle uygulanması gerekmektedir. Virüs solunum yolları üzerinden özellikle akciğerlerde yerleşmekte; ateş, öksürük, eklem ağrısı, halsizlik, iştahsızlık yapmakta; ilerleyen dönemlerde solunum sıkıntısı görülmektedir. Hastalığın kesin tanısı, test ile konmaktadır. Ancak yaşanan deneyimler hastanın genel durumu ve akciğer filmlerinin değerlendirmesi sonrasında da test sonucu çıkana kadar, sonucunu beklemeden tedaviye başlamayı gerektirebilmektedir.”   Alınabilecek önlemler ise şöyle sıralandı:   “* Hastalığın bulaşma yolları, korunma önlemleri, belirtileri gibi konularda hapishanelerde görev yapan tüm personelin Sağlık Bakanlığı ve Türk Tabipleri Birliği’nin duyuruları doğrultusunda bilgilendirilmesi, bu bilgilerin mümkünse sağlık veya eğitim profesyonelleri eşliğinde personel tarafından mahpuslarla paylaşılması çok önemlidir.   * Hapishanelerde temizlik malzemeleri ücretsiz verilmeli, ortak yaşam alanlarının temizliği idare tarafından sağlanmalıdır.   * Mahpusların yeterli-dengeli beslenmesinin sağlanması, her zamankinden çok önemlidir.   *Yukarıda dikkat çekilen risk grubunda olanların, engelli, çocuklu, hamile mahpusların, kalabalık koğuşlar yerine kapasitesi ve hijyen koşulları uygun ortamlarda tutulması gerekmektedir.   * Hapishane içine girecek kişiler uyması gereken kurallar ve alması gereken önlemler konusunda bilgilendirilmeli, mahpuslarla temas durumunda uygun ortam ve koruyucu malzemeler sağlanmalıdır. Aramalar sırasında da her iki tarafı koruyacak önlemlere dikkat edilmelidir.   * Test sonucunun pozitif çıkması durumunda temaslılar için de hızlıca testler yapılmalı; bütün bunlar insan onuruna yakışır ve kişisel verilerin korunması ilkesine uygun olarak yürütülmelidir.”   ‘Yaşama hakkının gereği olarak mahpuslar tahliye edilsin’   COVID-19 salgına karşı asıl yapılması gereken uygulamanın ayrım gözetmeksizin tüm tutuklu ve hükümlülerin tahliye edilmesi olduğuna dikkat çeken TOHAV, “Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile birtakım kanun değişiklikleri yapılması, TBMM ve kamuoyu gündemindedir. Pandemi sürecinde öngörülen kanun teklifinin cezaevinde bulunan sayısının azaltılması bakımından bir çözüm olduğu belirtilebilir ise de, teklifin, kimi suç ve suç gruplarının kapsam dışı bırakılmasının bu kişilerin yaşam hakkını ihlal etmesinin muhtemel olduğu dikkatten kaçmamalıdır. Teklif edilen düzenleme bu hali ile eşitlik ilkesine aykırıdır ve ayrımcılık içermektedir. Yaşama hakkı, en temel haktır. Bu hak karşısında diğer haklar türev, ikincil haklar konumundadır. Diğer tüm hakların kullanımı ve varlığı bu hakka bağlıdır. Bu yönüyle yaşama hakkı mutlak bir haktır” diye vurguladı.   Cezaevlerinde alınabilecek önlemler şöyle sıralandı:   “* COVID-19 bulaşıcı hastalığının hapishanelerde yayılmasını önlemek amacıyla hapishanelerde revir imkanlarının iyileştirilmesi, mahpuslara insan onuruna yaraşır sağlık hizmetinin sunulması ve hijyen ve dezenfeksiyon ürünlerine erişimin en üst düzeye çıkarılmasının sağlanmasına yönelik tedbirlerin derhal alınması gerekmektedir.   * Halihazırda tutuklu olarak yargılanan mahpusların yaşama hakkı ve adil yargılanma gözetilmeli, ayrımcılık yapılmaksızın tüm tutukluların derhal tahliyesi sağlanmalıdır. Bununla birlikte, kadına ve çocuğa karşı şiddet suçlarından yargılanan tutukluların tahliyesi sağlanırken, bu kişilerin suç mağdurlarından uzak tutulması amacıyla 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hükümlerinin ve adli kontrol hükümlerinin titizlikle işletilmesi gerekmektedir.   * Cezaevi koşullarından dolayı salgının yayılmasının engellenmesi imkansız olup, infaz Kanunu’nda değişiklik öngören kanun teklifinin yaşam hakkı, eşitlik ilkesi ve ayrımcılık yasağı çerçevesinde yeniden düzenlenerek kapsam dışında tutulan tüm mahpusların kapsam altınına alınması sağlanmalıdır.”