Cumartesi Anneleri AYM’ye seslendi: Evrensel ölçütlere uygun karar ver 2020-04-04 12:55:50   İSTANBUL - Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 784’üncü haftasında sosyal medya üzerinden yaptıkları açıklamada 1996 yılında dönemin İşçi Partisi Başkanı Talat Türkoğlu’nun akıbetini sordu.   Cumartesi Anneleri, kayıplarının akıbetini sormak için eylemlerinin 784’üncü haftasında sosyal medya üzerinden bir araya geldi.  Koronavirüs salgını nedeniyle eylemlerini sosyal medya hesabı üzerinden canlı bağlantıyla gerçekleştiren Cumartesi Anneleri’nin bu haftaki eyleminde, 29 Mart 1996 tarihinde gözaltında kayıp edilen dönemin İşçi Partisi Başkanı Talat Türkoğlu’nun akıbetini sordu. Açıklamayı yapan Talat Türkoğlu’nun kız kardeşi Münübe Türkoğlu Yeprem eylemlerinin 784’üncü haftasında Covid-19 salgını nedeniyle sosyal medya üzerinden gerçekleştirdiklerini söyledi.   Devletin, ayrımsız herkesin en az zararla bu süreci atlatmasını sağlama görevini yerine getirmeye çağıran Münübe yürürlükte olan Anayasa’ya göre, devletin, her eylem ve işleminde ‘insan haklarına’ uygun hareket etmesinin zorunlu olduğunu belirtti. Ancak Türkiye’de anayasal gerçeklikle siyasal gerçekliğin örtüştüğünü dile getiren Münübe, “Mevcut siyasal gerçeklik, anayasal haklarımızı yok sayıyor. Gözaltında kaybedilen insanlarımıza ve adalete ulaşmamızı da engelliyor” dedi.   ‘Bir inkar ve cezasızlık dosyası ile sesleniyoruz’   784’üncü haftalarında 24 yıldır süren bir inkar ve cezasızlık dosyası ile kamuoyuna seslendiklerini ifade eden Münübe, “Sosyalist kimliğiyle bilinen 45 yaşındaki Talat Türkoğlu İstanbul Avcılar'da yaşıyordu. Daha önce 4 kez gözaltına alınan Talat; yoğun işkence gördü ve yıllarca hapishanede kaldı. Tahliye sonrasında polis takibinde olan Talat Türkoğlu, 29 Mart 1996 tarihinde annesini ziyaret etmek için Edirne’ye gitti. İstanbul’dan Edirne’deki evin kapısına kadar sivil polisler tarafından takip edildiğini  kardeşlerine söyledi. 1 Nisan 1996 tarihinde İstanbul’daki evine dönmek üzere yola çıktı ve kendisinden bir daha haber alınamadı” diye konuştu.   ‘Resmi makamlar inkar etti’   Ailesi, İnan Hakları Derneği (İHD) ve Uluslararası Öf Örgütü’nün, devletin ilgili kurumlarına başvuruda bulunduğuna dikkat çeken Münübe, soru önergeleriyle meclise de taşındığını vurguladı. Ancak tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını dile getiren Münübe, resmi makamların Talat Türkoğlu’nun gözaltına alınmadığını ve nerede olduğunun bilinmediğini söylediğini hatırlattı.   ‘Kavuşturmaya yer yok denildi’   1997 yılında Talat Türkoğlu’nun eşkal, kullandığı saat, giysi, ayakkabı, cüzdan bilgilerini ayrıntıları ile veren JİTEM mensubu Kasım Açık’ın ifadelerine değinen Münübe şöyle devam etti: “Talat Türkoğlu’nun Edirne yakınlarında bulunan Çadırkent’te polisler, askerler ve itirafçılardan oluşan bir ekip tarafından sorgulandığını itiraf etti. Talat Türkoğlu'nun işkence ile öldürülerek cesedinin Meriç Nehri’ne atıldığını söyledi. Olay yerinin krokisini çizdi. Olaya katılanların isimlerini verdi. Tüm bunları detaylı bir biçimde yazılı ve imzalı olarak beyan etti. Kasım Açık'ın ifadesi üzerine Türkoğlu Ailesinin ek bir soruşturma yapılması için savcılığa yaptığı başvuruda etkin bir soruşturma yürütülmeden kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildi.”   Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşınan davada ise Türkiye’nin, etkili bir soruşturma yapmadığı ve Talat Türkoğlu’nun yaşama hakkını korumaya yönelik yükümlülüğünü yerine getirmediği için mahkum olduğunu hatırlatan Münübe, AİHM’in Türkiye’yi mahkum etmesinin ardından İHD Avukat Gülizar Tuncer’in Edirne Savcılığı’na dilekçe ile başvurarak AİHM’in verdiği mahkumiyet kararı gereği, soruşturmanın derinleştirilerek sürdürülmesi talebinde bulunduğunu ifade etti. Edirne Savcılığının, evrensel hukuka aykırı bir biçimde zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle, kovuşturmaya yer olmadığı kararını verdiğini belirten Münübe, “Bu karar üzerine yapılan itiraz başvurusu da reddedildi. Aile 18 Ağustos 2016 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Artık yeter! Bu ülkenin bir anayasası, yükümlü olduğu uluslararası sözleşmeler var. Artık yeter! Herkesin temel haklarını çiğneyen eylemlere karşı etkin bir yargı yoluna başvurmaya hakkı var. Kamu gücünü kullanan kişi ve kurumların sebep olduğu hak ihlallerine karşı anayasal yargı denetimi yapmakla görevli olan Anayasa Mahkemesi’ni, Talat Türkoğlu davasında cezasızlığa ve inkara son verecek, evrensel ölçütlere uygun bir yargılamanın önünü açacak şekilde karar vermeye çağırıyoruz” diye konuştu.   Münübe son olarak, gözaltında kaybedilen sevdikleri için hakikat ve adalet talebinden vazgeçmeyeceklerinin altını çizerek, 85 haftadır kendilerine yasaklanan kayıplarının buluşma mekanı olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceklerini söyledi.