DTK Kriz Masası’nda hedef dayanışma ağlarını genişletmek 2020-04-02 09:03:08   Beritan Canözer   DİYARBAKIR – Yeni tip koronavirüs salgını sürecinde en kritik konuların başında cezaevleri ve tüm zamanlarını evde geçirecek kadınlar ile çocuklar olduğunu söyleyen DTK Kriz Masası’nda yer alan Özlem Gündüz, bu süreci en sağlıklı şekilde atlatmanın yollarından birinin de oluşturulacak güçlü dayanışma ağları olduğunu belirtti.    Dünya gündeminde yer alan ve binlerce insanın yaşamını yitirmesine sebep olan yeni tip koronavirüse (COVİD-19) karşı Demokratik Toplum Kongresi'nin Diyarbakır merkezli oluşturduğu kriz masası yoğun çalışmalar yürütüyor. Hem halktan gelen başvurularla ilgilenen hem de tutsaklar için başlatılan imza kampanyasının çalışmalarını yürüten kriz masasına en çok talep ve başvuru da cezaevleri için geliyor. Kriz masasında yer alan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Özlem Gündüz, kriz masasının çalışmalarını ve neler yaptıklarını anlattı.   Ortak kampanya başlatıldı   Özlem, Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkan yeni tip koronavirüsün kısa sürede 200’den fazla ülke ve bölgeye yayıldığını hatırlatarak, Türkiye’de de hızlı bir şekilde yayıldığını ve vaka sayısının her gün artmaya devam ettiğini kaydetti. Özlem, "Alınan tedbirlere ve yapılan bilgilendirmelere baktığımız zaman oldukça yetersizdir. Tüm toplumu tehdit eden bu salgınla toplumun ciddi bir risk altında olduğunu belirtmek gerekir. Bu durum bizlere bu süreçte toplumu bilgilendirme, koruma ve savunma sorumluluğunu yüklemiştir. Bu kaygıyla hareket eden tüm kurumlar ( DTK, DBP, HDP, TJA, İttifak partileri, yerel yönetimler, gençlik meclisi, TUHAD-FED, MEBYA-DER) acil bir planlamayla bir araya geldi ve bu kurumların temsiliyetiyle kriz masası oluşturuldu. Bu çerçevede öncelikle birey ve toplum sağlığı açısından 'daha güçlü sokağa çıkmak için evde kal' kampanyasını tüm illerde yürütmeye başladık" diye konuştu.     'Kadınlar için alternatifler yaratmak istiyoruz'   "Evde kal" kampanyalarının hala devam ettiğini dile getiren Özlem, bu süreci en sağlıklı şekilde atlatmanın yollarından birinin de oluşturulacak güçlü dayanışma ağları olduğunun altını çizdi. Özlem, "Bu çerçevede bölge genelinde temel ihtiyaçların temini üzerinden çalışmalar devam etmektedir. Böylesi bir süreçte cezaevlerindeki mahpusların sağlığı, güvenliği ve yaşam hakkı yine salgın tehlikesine karşı en riskli ortamda bulunan mahpusların tehlikeden korunmasına dönük henüz hiçbir adım atılmamıştır. Buna karşı bir imza kampanyası başlattık ve altında başta kriz koordinasyonumuzda yer alan kurumlar olmak üzere birçok kurumun imzası bulunmaktadır. Yine bu sürecin kadınları da olumsuz anlamda etkileyen yanları vardır. Kadına dönük şiddet ve kadın katliamları artarak devam etmektedir" ifadelerine yer verdi.   ‘Kadınlar için alternatifler yaratmak istiyoruz’   Kadınların şiddete maruz kaldığında başvurabileceği sınırlı sayıdaki mekanizmanın bu süreçte neredeyse ortadan kaldırıldığını söyleyen Özlem, tüm kadın kurumlarıyla ortak dayanışma ağları oluşturmaya çalıştıkları bilgisini verdi. “Kadınlar için alternatifler yaratmak istiyoruz” diyen Özlem, “Bunun için görüşmeler alıyoruz” bilgisini verdi.    ‘Duyarlı olalım’   “Diğer en önemli konu da cezaevleri. Tutsakların tahliye edilmesi için imza kampanyası başlatıldı. Bunun çalışmalarında da yer alıyoruz. Tutsakların durumunu da takip ediyoruz, ailelerle görüşüyoruz" diyen Özlem, tüm toplumu duyarlı olmaya, cezaevleri için sessiz kalmamaya ve evde kalarak hem kendi sağlığını hem de toplumun sağlığını korumaya davet etti.