Rosa Kadın Derneği: İnfaz düzenlemesinin tasarı hali kaygı yaratmaktadır 2020-03-24 19:08:54   DİYARBAKIR - İnfaz düzenlemesinin yer aldığı yargı paketinin paylaşılan tasarı halinin kaygı ve öfkeye neden olduğuna dikkat çeken Rosa Kadın Derneği, “Kendisine karşı işlenmiş olan ‘suçları(!)’ affetmeyen iktidar, başkasının özellikle de kadın ve çocukların vücut dokunulmazlığına karşı suç işlemiş olanlara yönelik hatırı sayılır bir yüce gönüllülük içerisindedir “diyerek tasarının bu haliyle kabul edilemeyeceğine dikkat çekti.   Rosa Kadın Derneği, infaz düzenlemesinin yer aldığı yargı paketine ilişkin açıklama yayınladı. Rosa Kadın Derneği, Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi ilanına sebep olan korona virüsü nedeniyle, virüsün yayıldığı bütün ülkelerde her geçen gün virüsün yayılımını durdurmak amacıyla daha sert önlemler alınmak zorunda kalındığına dikkat çekti. Yayınlanan açıklamada, sosyal mesafelenmenin, bazı kamu kurumları ve okulların kapatılmasının, sokağa çıkma yasaklarının ve cezaevlerinin boşaltılmasının virüsün etki derecesine göre farklı ülkelerde alınan önlemlerin başında geldiğine vurgu yapıldı.   Rosa Kadın Derneği, tüm bunların Türkiye’de yapılmadığını ve önlem almanın imkansız olduğunu dile getirerek açıklamanın devamında şunları kaydetti:   “Ceza infaz kurumlarının sadece doluluk oranı değil, yeterli besin ve hijyen gereksinimlerinin karşılanmaması, suya erişimin haftada 1-2 gün ile sınırlandırılışı, cezaevlerinin özgün koşullarında hijyen ürünleri olsa dahi virüsün yayılımının engellenmesinin mümkün olamayacağı, infaz memurlarının sürekli olarak devam eden dışarıyla teması neticesinde virüsün ceza infaz kurumlarına sıçramasının engellenemeyeceği ve bu sıçramanın cezaevlerinde yayılmasının nasıl bir felakete sebep olacağı da gözler önündedir. Virüsün cezaevlerinde sebep olacağı tahribat da gözetilerek, daha önce de defalarca görüşülen fakat tasarı haline gelememiş olan infaz düzenlemesi bu hafta meclis gündemine alınacak.   ‘Tasarının paylaşılan hali öfkeye neden olmuştur’   Fakat tasarının paylaşılan hali hepimizde derin bir kaygı ve öfkeye sebep olmaktadır. Tasarının ilk halinde yer almayan cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar ve uyuşturucu suçlarına dair infaz düzenlemesi, iki gün içerisinde tasarıya eklenerek meclis gündemine girmiş durumdadır. Muğlak terör tanımı yüzünden halihazırda cezaevlerinde olan bir çok gazeteci, siyasetçi, öğrenci, akademisyen, avukat ve insan hakları savunucusunu kapsamayan infaz tasarısının cinsel dokunulmazlığa karşı suç işlemiş kişileri kapsamasının hiçbir açıklaması olamaz. Düşünen, sorgulayan ve itaat etmeyenleri tek bir terör tanımına sığdırarak toplumsal muhalefeti baskılayan devlet erki, bugün de kendi yarattığı terör kavramını muhalifler üzerinde bir ölüm tehdidine çevirmektedir. Kendisine karşı işlenmiş olan ‘suçları(!)’ affetmeyen iktidar, başkasının özellikle de kadın ve çocukların vücut dokunulmazlığına karşı suç işlemiş olanlara yönelik hatırı sayılır bir yüce gönüllülük içerisindedir.   ‘Erken evliliğin önü açılacaktır’   Lakin bu durum evrensel hukuk açısından olması gerekene taban tabana zıttır. Böyle bir düzenleme yapılırken, kişilere karşı işlenen suçlar açısından cezada indirim ya da infaz sürelerinin kısaltılması mağdur olan kişilerin adalete olan güvenini sarsmakla kalmayacak, failin öngörülemez eylemleri sonucu mağdurun tekrar hayati tehlike yaşamasının da önünü açacaktır. Cinsel şiddetin bu kadar ayyuka çıktığı, her gün yeni bir sürü cinsel saldırı/istismar vakasıyla boğuştuğumuz günümüz dünyasında bu suçların faillerini serbest bırakmak şiddeti ve cinsel saldırıları artıracak ve erken yaşta evliliğin önünü açacaktır. Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlardan hüküm giymiş olan kişilere karşı bu kadar kadirşinas davranan iktidar bu suçların mağduru olmuş kadın ve çocukların psikolojileri ve can güvenlikleri için hangi önlemleri almaktadır? Tasarının toplum vicdanını yaralamayacak bir şekilde yeniden düzenlenerek, Kadın ve çocuklara yönelik şiddet suçlarının kapsam dışı bırakılmasını talep ediyoruz! Özgürlük ve eşitlik için mücadele eden, düşünen sorgulayan ve düşüncesini ifade ettiği için veya mesleki faaliyetlerini yürüttükleri için cezaevinde olan tüm tutuklu ve hükümlüler de infaz yasası kapsamında serbest bırakılmalıdır.”