Kadın gazeteciler: Bizlere ‘susun, gerçekleri yazmayın’ mesajı veriliyor 2020-03-15 09:03:10   Rengin Azizoğlu   DİYARBAKIR - Gazetecilere yönelik baskılara ilişkin değerlendirmelerde bulunan kadın gazeteciler, “Gazetecilere ‘susun, konuşmayın ve gerçekleri yazmayın’ mesajı veriliyor. Yürüttükleri politikaları topluma bir şekilde unutturmaya çalışıyorlar ama özgür basın çalışanları gerçekleri yazmaya devam edecektir” dedi.   Gazetecilere yönelik baskılar ve tutuklamalar her geçen gün artıyor. 1 Mart’ta sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek gözaltına alınan gazeteci Alptekin Dursunoğlu, ardından Rudaw TV muhabiri Rawîn Stêrk tutuklandı. Odatv’de 3 Mart günü yayımlanan “Sessiz, sedasız ve törensiz defnedilen Libya şehidi MİT mensubunun cenaze görüntülerine Odatv ulaştı” başlıklı haber sebebiyle ise Oda TV Haber Müdürü Barış Terkoğlu, muhabir Hülya Kılınç, Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan’ın tutuklanması ardından aynı haber nedeniyle Yeni Yaşam gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Aydın Keser ve Yeniçağ Gazetesi yazarı Murat Ağırel  çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı. Konuya ilişkin Artı TV Diyarbakır Muhabiri Bahar Kılıçgedik, gazeteci Nişmiye Güler, Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Arjin Dilek Öncel değerlendirmelerde bulundu.     ‘Gerçekleri yazmayın mesajı veriliyor’   Gazetecilerin uzun süredir hedefte olduğunu ifade eden Artı TV Diyarbakır Muhabiri Bahar Kılıçgedik, gazetecilerin yaptıkları haberler nedeniyle gözaltı, baskı tutuklama ve ağır hapis cezaları ile karşı karşıya kaldıklarını dile getirdi. Siyasi iktidarın gerçeklerden, yapılan haberlerden, hakikatten korktuğunun altını çizen Bahar, rahatsız olundukça, kamuoyundan gerçekler gizlenmek istendikçe de baskıların arttığını belirtti. Bahar, “Tutuklamaların tamamen gazetecilik faaliyetinin engellenmesine yönelik olduğu görüşündeyim. Gazetecilere ‘susun, konuşmayın ve gerçekleri yazmayın’ mesajı veriliyor. Bu şekilde gazeteciler tehdit ediliyor. Gazeteciler şahsında da toplumun bütün kesimlerine ‘Konuşursanız, eleştirirseniz sizin de başınıza aynısı gelir’ mesajı veriliyor” sözlerini kullandı.    ‘Hakikatin sesini duyurmayı sürdüreceğiz’   Geçtiğimiz günlerde Fox TV'nin Yeni Yaşam gazetesi çalışanlarına dönük sansürünü değerlendiren Bahar,  şunları dile getirdi: “Ana akım medyanın muhalif basına bakışı belli ancak FOX gibi kendini muhalif tanımlayan medya kuruluşunun özellikle Yeni Yaşam Gazetesi çalışanlarını görmemesi hem muhalif basına hem de Kürt basınına bakışını gösteriyor. Kürt gazetecilerin tutuklanmasına dair hemen hemen hiçbir haber yapılmıyor. Ne yazık ki Türkiye’deki muhalif basın dışındaki yayın kuruluşları iktidarın yürütmüş olduğu milliyetçi politikalarla hareket ediyor. Gazetecilik her zaman riskli bir meslek grubu olmuştur. Her dönem iktidarların hedefi haline gelmiştir. Baskılara rağmen gazeteciler hiçbir zaman susmadı ve susmayacaktır. Yazmaya, araştırmaya, yaptığımız haberlerle kamuoyuna doğru bilgiyi aktarmaya devam edeceğiz. Hakikatin sesini duyurmayı sürdüreceğiz.”   ‘Baskılarda bir azalma değil artış oldu’   AKP’nin iktidarı boyunca bir taraftan muhaliflerin hedef alındığına tanıklık ettiklerini kaydeden gazeteci Nişmiye Güler, diğer taraftan da toplumdan saklanan gerçekleri haberleştiren basın yayın organlarının, gazetecilerin hedef alındığını gördüklerini söyledi. Nişmiye, “15 Temmuz darbe girişiminin ardından çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile 116 basın yayın kuruluşu kapatıldı, çok sayıda gazeteci gözaltına alındı, tutuklandı. Darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hal (OHAL) kaldırılmış olsa da gazetecilere dönük baskılarda bir azalma değil, artış oldu. Bunun son örneğini de 8 gazetecinin tutuklanmasında görüyoruz. Gazetecilerin mesleki faaliyetleri ‘suç’ sayılarak tutuklandı. Türkiye’de iktidar yanlış politikalarını kapatmak adına, önce gerçekleri yazan gazetecilere dokunuyor, onları cezalandırma çabasına giriyor. Başta Yeni Yaşam Gazetesi olmak üzere birçok basın kuruluşunun hedef haline getirilmesi, gazetecilerin gerçekleri yazmaktaki ısrarındandır” ifadelerini kullandı.   ‘Özgür basını kaynak olarak göstermiyorlar’   Gazetecilere dönük baskı ve sindirmenin yalnızca sekiz gazetecinin tutuklanmasıyla başlamadığını vurgulayan Nişmiye, geçmişten günümüze iktidar zihniyetinin gazetecilere itaati dayatmaya çalıştığını söyledi. Nişmiye, “Topluma doğruları yansıtan gazetecileri tutuklayarak aslında halkın doğruları öğrenmesinin önüne geçiyor. Özgür basına yapılan baskı bugün yayılarak diğer gazetecilere de yapılmakta. Çıkarları doğrultusunda hareket etmeyen her sesi bastırıyorlar. Bunun yanında ana akım medyanın tutuklanan özgür basın çalışanlarını görmezden geldiğini görüyoruz. Bu, bizleri pek şaşırtmıyor. Çoğu kez haberlerinde özgür basını kaynak olarak göstermediklerine şahit olduk. Kendilerini muhalif olarak gösteren gazetecilerin özgür basına böylesi bir sansür uygulamasını, iktidarın tutumundan farklı ele almıyoruz. Muhalif gazetecilerin hala iktidarın ekseninden çıkamamış olması, Türkiye’de gazeteciliğin geldiği noktayı da gözler önüne seriyor” diye kaydetti.    ‘Gazeteciler geri adım atmayacak’   Nişmiye son olarak şu ifadeleri kullandı: “Biz gazeteciler için A iktidar veya B İktidar önemli değil. Ne olursa olsun var olan haksızlıklara karşı doğruları yazan kalemimiz asla yere düşmeyecektir. Her defasında özgür basın susturulmaz dememiz bir slogan veya bir propaganda değildir. Tam da bu noktada bu söylemimizi yaşamsallaştırarak mesleğimizi icra ediyoruz ve etmeye de devam edeceğiz. Gazeteciliğe, özgür basın geleneğine dönük bunca saldırıya rağmen gazeteciler geri adım atmayacaktır. Bu gözaltıların gazetecileri korkutamayacağının bilinmesi gerekir.”   ‘Mesajı alıyor karşılığında çalışmaya devam ediyoruz’   Tutuklanan gazeteciler arasında özgür basın çalışanı gazetecilerin de olduğunu vurgulayan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Arjin Dilek Öncel de, her ne kadar ana akım medyanın özgür basın çalışanlarını görmese de kendilerinin önce onları anacaklarını dile getirdi. Arjin, “Arkadaşlarımız her gün sokaklarda bir yandan GBT’ye tutuluyorlar bir yandan gözaltına alınıyorlar. Tutuklanan arkadaşlarımız serbest bırakılsalar da bu tam anlamıyla özgür kaldıkları anlamına gelmiyor. Çalışmamaları için var güçleri ile yöneliyorlar. Gazeteci arkadaşlarımız hakkında verilen kararlar siyasi kararlardır. Ekonomik kriz, koronavirüs, savaş gündemleri var. Bir yandan Libya’ya saldırılar sürerken diğer yandan Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşananlar ortada. Orada olanların üzerini örtmek için, verilen kayıpların duyulmaması, görülmemesi için özgür basını susturmaya çalışıyorlar. Yürüttükleri politikaları topluma bir şekilde unutturmaya çalışıyorlar ama özgür basın çalışanları gerçekleri yazmaya devam edecektir. Sayımız gün geçtikçe artıyor. Sahada sayısız arkadaşımız var. Cezaevinden haber yapan arkadaşlarımız var. Onların vermeye çalıştığı mesajı alıyor karşılığında çalışmaya devam ediyoruz” dedi.