‘Dersim’de gençlere dönük özel savaş politikaları devrede’ 2020-03-13 09:07:46   Beritan Canözer   DERSİM - Munzur Üniversitesi öğrencisi Melek Akar, Dersim'de gençlere yönelik özel savaş politikalarının devrede olduğunu belirterek, "Gençler olarak bu politikalara geçit vermeyeceğiz, engel olacağız. Bu politikalar karşısında mücadele edeceğiz" dedi.   Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku'nun 5 Ocak’tan bu yana kayıp olması ve kentte yaşanan tecavüz, istismar olaylarının ardından kamuoyunun dikkati Dersim'e çekildi. Fakat 2 ay geçmesine rağmen Gülistan'a dair bilgi alınamadı ve yürütülen soruşturmada gelişme sağlanmadı. Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü öğrencisi ve Özgür Öğrenci Derneği üyesi Melek Akar, Dersim özgününde kirli politikaların devrede olduğunu dile getirerek, üniversite alanında yaşanan sorunları anlattı.   'Üniversiteler öğrencilerindir'   Melek, Dersim halkının çok farkında olmadığını ama dışarıdan gelen insanların bu baskıyı daha net görebildiğini ifade etti. Munzur Üniversitesi'ni genellikle bölge kentlerinden öğrencilerin seçtiğini kaydeden Melek, birçok öğrencinin bir bilinç seviyesi olduğunu ancak bu bilinci açığa çıkarmakta zorlanmalar yaşandığını belirtti. Melek, “Çünkü okulda rektörlük dışarıda da devlet baskısına maruz kalıyoruz. Özellikle yurtsever ve bilinçli öğrenciler üzerinde bir tahakküm kurma hedefleri var ama biz bunu kabul etmiyoruz. Üniversitede öğrencilere hiçbir alan ayrılmıyor. Üniversite gençlerindir ama Munzur Üniversitesinde bu tam tersi bir şekilde işliyor. Bizi sürekli kontrol etmeye ve denetim altında tutmaya çalışıyorlar. Üniversiteler özerktir ve öğrencilerindir ama bu engelleniyor. Üniversite polislerin alanına dönüştürülmüş durumda. Üniversitede kadın öğrenciler hem hocalar tarafından hem de kampüs içinde bulunan polisler tarafından taciz ediliyor. Rektörlüğe bu konuda defalarca kez gittik, görüşmek istedik fakat bizi muhatap almayan bir rektör söz konusu" ifadelerini kullandı.   'Taciz edilen çok öğrenci var'   Özgür Öğrenci Derneği olarak örgütlenme çalışması yürüttüklerini söyleyen Melek, öğrenciler üzerinde bir korku ikliminin yaratılmak istendiğine işaret etti. Öncelikle bunun önüne geçmeyi amaçladıklarını söyleyen Melek, öğrenciler ile her fırsatta bir araya gelmeye çalıştıklarını ifade etti. Melek, “Özellikle gençlerin bir arada durması ve baskılara karşı cevap olabilmesi için uğraşıyoruz. Aynı zamanda kendimizi de örgütlüyoruz. Bu örgütleme aslında bir bilinçlenme şeklindedir. Örneğin baskıların bizi sindirmek için olduğunu, aslında korkulacak bir şey olmadığını, üniversite alanının bize ait olduğunu anlatıyoruz. Kadın öğrencilerin taciz, tecavüz olaylarına karşı sessiz kalmaması gerektiği konusunda kadın öğrenciler ile sık sık konuşuyoruz, tartışıyoruz. Okulda taciz edilen çok öğrenci var fakat bunu dile getirmekten korkuyorlar. Kimisinde 'ailem görür' çekincesi kimisinde ise 'bana zarar verirler' çekincesi var ama asıl çekinmesi gereken tacizcilerdir. Biz değiliz. Bizim korkacak bir şeyimiz yok. Bunu sürekli anlatıyoruz. Aslında Gülistan Doku olayı da bunun bir parçasıdır. Hocası tarafından sürekli baskıya maruz kalıyordu, erkek arkadaşı sürekli baskı kuruyordu ve sonucunda şu an Gülistan kayıp" diye vurguladı.   'Gülistan'ın nerede olduğunu sorduğumuz için saldırıya maruz kaldık'   Gençlerin bilinçli bir yapıya sahip olduğunu dile getiren Melek, Dersim'i tercih etmelerinin sebebinin düşünüldüğü gibi sadece puanlarının düşük olmasından kaynaklanmadığını söyledi. Toplumsal olarak oradaki halkın daha duyarlı olduğunu, öğrenciler için daha güvenilir olduğunu aktaran Melek, Dersim’in doğasının güzelliği, tarih açısından önemi gibi birçok konu açısından Dersim'i tercih ettiklerini kaydetti. Melek, “Fakat bugün görüyoruz ki Dersim aslında tam anlamı ile 'açık cezaevi’ konumunda. Her sokak başı kontrol noktaları, her köşe başı mobbeseler var. Buna rağmen Gülistan böyle bir kentte kayboldu. Yolda yürürken bile defalarca kez durdurulup, GBT'ye takılıyoruz ama Gülistan kaybolduğu gün nasıl oluyorsa kamera olmayan, polisin hiç geçmediği bir yerde kaybolmuş. Biz açıkçası Gülistan'ın intihar ettiğine dahi inanmıyoruz. Gülistan için yaptığımız eylemler engellendi. Biz 'Gülistan nerede?' diye sorduğumuz için saldırıya maruz kaldık" dedi.    'Kirli politikalara geçit vermeyeceğiz'   Gülistan için defalarca kez ses çıkarmak istediklerini fakat sürekli engellendiklerinin altını çizen Melek, şunları ifade etti: "Neymiş, şehrin ve halkın huzurunu bozuyormuşuz. Bizim 2 aya yakındır bir kadın arkadaşımız kayıp. Bırakın da rahatsız olsunlar. Bırakın da uyku uyuyamasınlar. 'Bu kadın acaba nerede' diye düşünüp dursunlar. Rahatsız olmadığımız için bu ülkede her gün kadınlar katlediliyor. Dersim'de öğrenciler üzerinde çok kirli politikalar yürütülüyor. Dersim'in toplumsak ahlakı ve değerleri ile oynamaya çalışıyorlar. Öğrenciler üzerinden, genç kadınlar üzerinden toplum ahlakını bozmaya çalışıyorlar. Bu kentte çocuk istismarı, bir kadının uzman çavuşlar tarafından tecavüze uğraması ve Gülistan olayı yaşandı. Tüm bunlar bir ay içerisinde yaşandı. Bu tesadüf mü? Uzun zamandır amaçladıkları ve planladıkları bir şeydi. Yalnız onların da şunu anlaması ve bilmesi gerekiyor. Genç kadınlar ve gençler olarak bu politikalara geçit vermeyeceğiz, engel olacağız. Bu politikalar karşısında mücadele edeceğiz."